beni kıl payı sollayan bir dayağı anlatayım o zaman.
(isimleri tabi ki değiştiriyorum.)
lisede bir biyoloji hocamız vardı. o kadar abuk sabuk hareketler yapardı ki çoğu öğrenciye göre bu kadın dünya tarihinin en ağır menapozunu geçirmekteydi.
neyse, bu bir gün yine bizim yüzümüzden sınıfta çıldırdı. her zamanki gibi edward norton formuna büründü bir anda. hani ya bizden birisini hacamat edecek, ya da kendi kendini ölümüne dövecek.
gerekli oturma düzenini şöyle anlatayım; ben sınıfın kapı tarafının en arkadan 2. sırasında ve koridor tarafında oturuyorum. yanımda bir önümde ve tam arkamda da birer arkadaş var.
hoca bir ara kafasını iki elinin arasına aldı, "susuuğğnn!" diye bağırdı. halbuki o sırada bizden kimse konuşmuyordu.. benim tam önümdeki kudurtucu piç de "sustuk be!" dedi zılgıt atar bir ses tonuyla. hoca sesi duyar duymaz "kim dedi onu!?" diye diye uyuşturucu arayan polis köpeği gibi sınıfı dolaşmaya başladı.
herkes pustu o anda. kadının yargısız infaz yapıp ilk odakladığı kişiye kum torbası muamelesi yapacağı çok belli.. tabi ses bizim taraftan geldiği için tez vakitte hiddetli bir şekilde bizim tarafa geldi. biz sanıyoruz ki hoca sonunda mantığına başvurdu da böyle bir şeyi kimin yapabileceğini düşündü ve en yüksek ihtimaldeki hedefi gözüne kestirdi.
hoca yaklaşıyor, yaklaşıyor ama o da ne? olayın faili hakan sanki suçlu arkasındaymış gibi bana doğru döndü ve atılacak olan dayağı izleme pozisyonuna geçti "pas." diyerek. ihale bana kaldı anlayacağınız hdjahdasjhd "nabıyorsun lan?" dedim, cevap yok..
sonra ben de aynı şekilde arkamı döndüm hdjsadhasjdh arkamda da ali var. o da tek başına oturduğu için sıranın ortasına oturmuş, iki elini kurtarıcı isa gibi açıp şey dedi; ulan bunu da mı yapacaktınız djashdjash garibimin arkasında duvar var, ihaleyi yıkacağı kimse yok ve dayak yemesine maksimum 3 saniye kalmış.
o an çok anlamlı bakıştık. ben "tanrılar kurban istiyor. töre böyle. yapacak bir şey kalmadı." bakışı atıyorum. o hakan'a, "çıkışta senden kan almazsam bana da ali demesinler." bakışı atıyor hdajsdhasjh
arkadaş, hoca ali'ye bir teknik daldı. benim bile canım yandı. 1.50 kadın nasıl o kadar okkalı dalabiliyor anlayabilmiş değilim ama çocuğun derisinden deri gibi resmen. sonra zaten ali de çıldırdı, kalktı ayağa bağırdı çağırdı, sinirden ağladı. hakan'ın suçlu olduğunu söyledi durdu. hoca da her seferinde "hakan yapmaz öyle şey." dedi dhasjdhasj
(amk hakan'ı ya, nasıl bağladıysa hocayı bu sayede sene sonu onur belgesi bile almıştı.)
sonra doğal olarak ali sınıfı terk etti. hoca da ali'ye "sahip çıkması" için hoca sınıf başkanı olan hakan'ı ali'in peşinden peşinden gönderdi dhjasdhas 10 dakika sonra bunlar geldi, ali özür dileyerek yerine geçti. hakan da hocaya şey diyor o sıra; hocam çok pişmanmış, bir daha da yapmayacakmış. ben kefilim kendisine dhsajdhasjdh
biz artık tutamıyoruz kendimizi haldır haldır gülüyoruz o sıra. ali'ye sınıfa girdiğinden beri yaptıklarına anlam veremediğimi söyledim. "biz aramızda anlaşıp helalleştik. hafta bitene kadar sınırsız parliament sözü verdi. yediğim dayağı anca karşılar." dedi. "ya dediğini yapmazsa?" dedim. "o zaman olacaklara ben karışmam.." dedi.
onlar erdi muradına, biz eğlendik taşağına..