bugün
yenile

    yerin dibine girilesi anlar

    14
    +
    -entiri.verilen_downvote
    canlı müziğin olduğu tatlış bir bardayız kuzenlerle. 3 erkeğiz bu arada. tam karşımdaki masada minyon tipli çıtı pıtı bir hanım oturuyor. sarışın, hafif bir makyaj, dik bir oturuş... hatun dikkati çekiyor yani. yanında da bir hanım ve bir bey daha var. onlar da sevgili, nişanlı, evli, sözlü bir şeyler yani belli. neyse ufaktan kesme işlemlerine başladım. karşılıklı mı değil mi tam karar veremiyorum; ama haddinden fazla göz göze geliyoruz. her göz göze gelişimizde hatun böyle bir hüzünleniyor. her sigara içeceğinde de diğerlerinin yanından kalkıp yan masaya geçiyor. göz göze geldiğimiz süre uzamaya başladı veya ben öyle hissetmeye başladım. bu bir ara geçti yan masaya, içti sigarasını, tam ayağa kalkarken bir daha göz göze geldik ve tuvalete doğru yöneldi. dedim "genşlerrr ben geliyorum." vardım arkasından. tuvaletler yan yana çıktığında mutlaka görecem yani, kararlıyım muhabbete gireceğim bir şekilde. bekledim bekledim, hatun çıkmıyor. "neyse" dedim "ben de bir işeyeyim bari." i̇şedim, çıktım, ellerimi yıkarken aynada gördum kendisini. çıktı, yürüdü öyle yavaştan. "lan bir dakika ellerim sabunlu hoooop!" diyecem taaak ayağım kaydı tam yere kapaklanacam allahtan tutundum bir yerlere. düzelttim üstümü başımı, masaya giderken sitem dolu bir bakış attım kendisine (sanki bir gülümsedi) geçtim oturdum yerime. saat ilerliyor daha bir gelişme yok. olaylar aynı şekilde ilerlemeye devam ediyor, bir değişiklik de yok. derken, çalan şarkılar duygusallaşmaya başladı. bu hatun bir çöküşe geçti. dedim "kessin yeni ayrılık, tamamdır bu iş." muhabbetin taslağı oluştu yani kafamda, iş kaldı fırsatı yaratmaya. bu yan masada sigarasını içerken "seni unutmayaaaaa ömrüm yeteeeeer mi dön desem tersineeee..." çalmaya başladı. kalktı, bir sigara daha aldı, yaktı, ağlamaya başladı. haaaydiiii. neyse şarkı bitti, göz yaşlarını sildi, bir iki sohbet etti yanındakilerle, içkisini alıp mekanın önüne çıktı, bistrolardan birine oturdu. ahahah fırsat bu fırsat yallah koçum. dedim "genşlerrr ben gidiyorum." çıktım dışarı, elimde sigara. bak allah'ın işine çakmağım yok. baktım kendisine, gülümsedi, çakmağı uzattı. teşekkür meşekkür falan ben masanın önündeyim, çektim bir iki fırt döndüm, ses tonumun en karizmatik haliyle dedim ki "öğrenci misiniz?" güldü, "öğrenci gibi mi gözüküyorum?" "evet. değil misiniz?" bozuntuya vermemeye çalışıyorum ama içimde cem yılmaz el işareti yapıp 'bana bakma seni çekiyor' diyor. "değilim :):) kaç yaşında gözüküyorum?" olum zyf tuzak soru bu aman düşme. "ehhehhe benim fikrim 22 23." "euheuhe 37 yaşındayım." (37 mi?:0:/+/÷^ yuoohamina) "fikrim değişmedi yalnız yine sorsanız yine 22-23 derim." "hahaha teşekkürler." "buralı mısınız?" "yok, i̇zmir. sen?" "x. gezmeye mi geldiniz?" "kafa dağıtmaya diyelim. sen niye buradasın." (ahhanda orta geldi olum vur kafayı) "i̇şletmeciyim burada. kafa dağıtmaya dediniz, demin dikkatimi çekti şarkılar biraz etkiledi galiba ehhehhe ;)" "evet biraz. çok mu belli oluyor:)" (yaaaav dedim bitti bu iş tamamdır) "ehehehe göz yaşlarınız kurumamış daha yanağınızda duruyor bir kısmı. yeni ayrılık falan mı? ;);)" arkadaşlar, öyle bir gülümsedi ki insan ancak bu kadar sessiz bir şekilde çığlık atabilir. "evet." dedi. "eşimi kaybettim iki ay önce, kalp krizinden." ve sessizlik... içimde 30 tane falan at beni tekmeliyor ulan ne denir ne denir ne diyebilirim durdum öyle. ama hatun belli konuşacak daha. çünkü sadece gülümseyerek çığlık atmaya devam ediyor ve bu sefer bir göz yaşı da eşlik ediyor kendisine. "yanımdakiler, kız kardeşimle nişanlısı. onlar burada yaşıyor, hava değişikliği biraz iyi gelir diye kendileri getirdiler beni." "başınız sağolsun, ben arkadaşınız sanmıştım yanınızdakileri." "yok kardeşim. sigara içerken onun için yan masaya geçiyorum. yanımda çocuğum uyuyor, 2 yaşında o da." ya rabbel alemin beni yanına al veya yerin dibine geçir ama bir şey yap nolur. dedim "allah bağışlasın." durdum öyle. hatun, gözlerini ayırmıyor ben gözlerimi kaldıramıyorum. fondip yaptım elimdekini "ben" dedim "tanıştığıma memnun oldum. buralardayım, yolunuz düşerse beklerim yine." teşekkür etti, ben geçtim içeri. bizim kuzenler tam lafa girecek dedim "ağzını açanın ağzına sıçarım, susun." birkaç dakika sonra içeri geldi kendisi de. toparlandılar, enişte hesabı ödemeye kalktı, kendisi çocuğunu kucakladı, çıkarken el salladı, gitti. bu da böyle bir anımdır.
    ... diğer entiriler ...