“sevgili alarmım” ve takvimler 2 ekim 2018’i göstereli çok fazla bi vakit geçmedi. geç bir vakitte düşüyorum bu satırları senin adına ama gece kutlamayı sevmem, bilirsin. şimdilik bu senin farkında olmadığın bir sürprizim olsun sana, zamanı geldiğinde okuyacaksın zaten.
şu an doğaçlama dökülürken bu satırlar zihnimden yazıya, bi yandan seninle ne zaman tanıştığımızı düşünüyorum. bulamıyorum, hemen ardından çok önceye meyledesim geliyor, muallak bi durum olduğu belli ama belki çok önceden bir yerlerde kesişmişizdir. her neyse, şu an bu konuda emin olduğum tek şey bu kutlayacağım ikinci ad günün.
geriye dönüp bir baksana, biz neler paylaştık seninle... şu iki sene mi yetti acaba buna, yoksa sebebi başka şeylerin altında mı gizli? ben seninle ilgili her şeyden o kadar memnunum ki, aklıma geldiğinde ya da adını andığımda ister istemez zihnimde bir tebessüm belirip dudaklarıma yansıyor. hayatta böyle güzel insanlar, böyle güzel arkadaşlar her zaman çıkmaz karşımıza. bazılarına hiç denk gelmez. biz belki de o yüzden şu acı hayatın biraz torpilinden yudumlamışız, kim bilir belki de budur bize güç verip dimdik ayakta durmamızı sağlayan şeylerden biri, tanrıya bin şükür.
iyi ki doğdun çiçeğim, iyi ki doğdun, sen doğdun güller açtı yüzümüzde. 2 ekim’in güzel geçmesi için bir sebep var bundan böyle. öyle güzel yaşa ki imrensin bakanlar. insanların dualarına misafir ol, ömrün gibi ömür istesin darda kalanlar.
iyi ki doğdun,
iyi ki varsın, iyi ki tanımışım seni; sen öbür dünyada da görmek isteyeceğim insanlardan biri...
ad günün kutlu olsun, boyun boylansın, soyun soylansın, vatana millete hayırlı olasın.