t: hayatı anlayış, kavrayış biçimimizi önemli derecede etkileyen fiziksel bir olgu.
ışık hakkında daha önce
kara cisim ışıması başlığında bilgi vermiş olmam gerek. oradan da bakabilirsiniz.
20.yy'ın başlarında ışığın doğası hakkında yapılan araştırmalarda elektromanyetik bir dalga olmasının yanısıra
fotoelektrik olayı ve
compton olayı ile parçacık özelliği gösterdiği de anlaşılmıştır.
bu başlıkta hemen hemen herkese lisede öğretilen
dalga boyu,
frekans,
genlikten bahsedeceğim.
basit bir konu zaten. hemen özetleyelim.
ufak bir
alegori kuralım.
ışığı bir ipe benzetelim. bu spor salonlarında halat sallıyorlar. tıpkı onun gibi. (adını bilemeyeceğim şimdi :d) yukarı aşağıya.
bu size yandan bakıldığında
snake xenzia görüntüsü verecektir. dalgalı dalgalı. dağlar ve vadiler diyebiliriz.
standart bir dalga fonsiyonunda ''dağlar ve tepeler'' eşit yükseklikte olacaktır. buna
genlik denir. ışığın taşıdığı enerji genlik ile doğru orantılıdır. yani büyük dağ eşittir daha çok enerji.
ışığa ip demiştik. bu ip salınım yaparken sürekli yeni dalgalar oluşturacaktır. dağ olarak bahsettiğimiz yükseltiler arası veya vadiler arası uzaklığa ise
dalga boyu denir.
elektromanyetik spektrum dalga boyuna göre kıyaslanmıştır. yani dağların sıklığıdır.
frekans ise ''belirlenen bir noktadan kaç bir saniyede kaç tane dağ geçtiğinin sayısıdır.''
periyot bunun bir farklı versiyonudur. ''bir dağın kaç saniyede geçtiğini belirtir.''
mantıken frekans ve dalga boyu arasında bir ilişki kurmanız muhtemel.
ışık hızı sabit olacağı için dalga boyu arttıkça frekans azalacaktır.
demek odur ki dalga boyunu veya frekansını bildiğimiz bir dalganın diğer bilinmeyenini hesaplayabiliriz. bunların formülleri falan var ama buraya yazmaya hacet yok. mantığı anlaşılsın yeter.
görsellik olması açısından da bir
jpg
ayrıca bkz.
doppler etkisi