t: "tebrikler lan aşüfte, aferin lan yosma, helal lan şıllık.." gibi gibi kelamların rekleksif bir tavırla bedenen yansıtılması.
daha çok hanımlara özgü bir harekettir. ama mesela
muhalif'le aynı takımda olacaksam neden biz de yapmayalım? hem fena mı, belki bu sayede bariton tonda nasıl şaplak atılır, şaplağın etkisiyle detone olmadan nasıl nara atılır, mi'den giriş yaparak şaplaklarla nasıl ritim tutulur gibi gibi sorulara cevap da bulabiliriz.
sanat sanat için midir, yoksa toplum için midir hala emin değilim. ama haklı noktalarına değinerek herhangi birini burada sabahlara kadar savunabilirim. amma velakin bu şaplak konusu tartışılamaz, tartışılması teklif dahi edilemez. zira söz konusu voleybolsa; sayı takım için değil, şaplak içindir..
not: aynı şey futbolda olsa kral dediğimiz golcülerin şaplak manyağı olacağı konusu da ayrıca enteresan. mohammed salah sonrası müslüman olmaya karar verecek kadar fanatik olan bazı tribünlerin/taraftarların, atılan gol sonrası birbirlerini şaplaklama olasılığı da azımsanacak bir ihtimal değil. şu anda paralel evrende bir yerlerde bunların gerçekleştiğini düşünmek de oldukça manidar..
(bkz: ismail köybaşı'nın gol atan valbuena'yı şaplaklayarak sakatlaması)
(bkz: ismail köybaşı'nın ayağı gibi elinin de ayarının olmaması)
(bkz: solak futbolcuların hep sol tarafı şaplaklaması sorunsalı)
(bkz: tarafları eşit şaplaklanmayan golcülerin sağa ya da sola çekmek suretiyle düz koşu yapamamaları dramı)
(bkz: cristiano ronaldo'nun yılın şaplak kralı olması)
(bkz: şaplağı koklayan oyuncu)
(bkz: fırsatçı şaplakçı)
(bkz: şaplak orucu)