bugün
yenile

    kayıt zamanı şimdi...

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bölüm -10 bir ay önce fırat ve şahin fırat şahin’in masasına bıraktığı dosyaları incelemeye başladı. araştırması için verdiği her isim için ayrı bir dosya düzenlenmiş, her dosyada yer alan bilgiler ayrıca cd’ye kaydedilmişti. cd’lerin üzerinde isimler yer alıyordu. onları masanın yan tarafına doğru çekip sayfaları açıp incelemeye başladı. onlarca fotoğraf, kelimeler dolu sayfalar, araştırılmasını istediği arkadaşlarıyla ilgili doğumlarından bugün oldukları yere gelinceye dek her bilgi önündeydi. somut bilgilerle birlikte her dosyanın sonunda uzman bir psikolog tarafından yapılmış karakter analizleri de vardı. şahin tam da istediğini yapmış ve bunun farkındaymış gibi karşısında oturduğu koltukta yayılarak oturuyordu. ‘’şahin bey, gerçekten etkileyici bir çalışma olmuş. daha önce konuştuğumuz gibi ücretiniz bugün hesabınıza yatırılacaktır. yaptığınız masraflara ait faturalarınız varsa onları da verin lütfen.’’ şahin sanki bunun söylenmesini bekliyormuş gibi, dizlerinin üzerinde duran deri kaplı çantasını sanki yaptığından büyük bir zevk alıyormuş gibi yavaşa açıp, yeni bir dosya çıkardı. dosyayı çok değerli bir nesneyi tutuyormuş gibi parmaklarının arasına alıp fırat’ın masasına bıraktı. diğer dosyalar kadar kalındı bu dosya da. fırat herhangi bir tepki göstermeden masasına bırakılan dosyayı kendine doğru çekip elini üzerine koydu. ‘’başka bir şey var mıydı?’’ şahin her ne kadar beceremese de elinden geldiği kadar nazik görünmeye çalışarak, ‘’ hayır fırat bey, sizinle çalışmış olmak bizim için bir zevkti. ne zaman ihtiyacınız olursa bana ulaşabilirsiniz.’’ diyerek yayıldığı koltuktan ağır hareketlerle kalktı. fırat adamdan hoşlanmıyordu, hiçbir zaman hoşlanmamıştı ama işini iyi yaptığı için her zaman takdir etmişti. bir an önce gitmesini ister gibi sabırsızlıkla adamdan gözlerini ayırmadı. i̇nadına mı bu kadar ağır hareket ediyordu? adamın daha hızlı hareket etmesi için daha fazla para ödemek aklına geldi. bu düşünceyi dillendirmeden sabırla adamın kapıdan çıkıp gitmesini bekledi. şahin tam kapıdan çıkacakken durup fırat’a döndü. ‘’fırat bey, haddim değil biliyorum ama çok merak ettim. birbirinden bu kadar farklı bu adamlar sizin için neden bu kadar önemli?’’ adamdan kurtulmak için sabırsızca bekleyen fırat soruyu duyunca kan basıncının arttığını hissetti. şakaklarındaki damarlar şişmişti. derin bir nefes aldı. ‘’haddinizin olmadığını bilmeniz güzel şahin bey…’’ dedi. şahin şansını daha fazla zorlamamak için zoraki bir gülümsemeyle başını önüne eğip dışarı çıktı. kapının kapandığından emin olunca elinin altında duran il dosyanın kapağını açıp incelemeye başladı fırat. i̇lk sayfada doğum tarihleri, gittiği okullar, aldığı eğitimler, çalıştığı işler, sağlık durumlarını anlatan bilgiler vardı. diğer sayfalara geçtikçe birlikte olduğu kadınlar, cinsel eğilimleri, arkadaşlık ilişkilerinden sanatsal zevklerine kadar her türlü bilgi ayrıntılı olarak verilmişti. sayfaların arasında fotoğraflar vardı. her kişi için yaşadığı ev ve sokağın detaylı fotoğrafları, besledikleri hayvanlar varsa onların fotoğraflarına kadar onlarcası. ve her dosyanın sonunda psikolog tarafından yapılmış analizler. son dosyayı da inceledikten sonra kafası karışmıştı. i̇ki elinin parmaklarını aralayıp alnına yaslayıp saçlarının arasına daldırıp başının arkasına doğru gezdirirken koltuğunda geriye yaslanıp derin bir nefes aldı. ‘ne yapıyorum ben!’ diye sordu kendine. aslında soru değildi bu ne yaptığının farkına varması için kendine yönelttiği bir uyarıydı daha çok. bu defa ‘neden yapıyorum?’ diye gerçek soruyu sordu. sevgi için… peki doğru muydu bu yaptığı? ‘başka ne yapabilirim ki?’ diye mırıldandı. ne kadar zamanı kaldığını bilmiyordu. tek istediği, istediği neydi? üç ay önce böyle bir karar alırken istediği neydi? çok canı yanacaktı. bu can yangınına nasıl katlanacaktı bilmiyordu. ama zaten öldükten sonra insanın canı daha fazla yanmaz değil mi? bu düşünceye sığınarak yeniden açtı dosyaları, daha dikkatli inceledi. gerçekten insan öldükten sonra canı yanmaz mı? önemli olan bu değildi. dosyalardan birinin kapağını kapatıp masasının altındaki çöp kutusuna attı. sonra diğerini. önünde iki dosya kalmıştı. birbirine çok benzeyen iki adam. sevgi’yi mutlu edebilecek iki adam. sevgi’yi mutlu edebilecek başka bir adama gerek yoktu ki, kendisi vardı. i̇ki dosyayı da tutup atmak istedi. ‘neden!?’ ‘neden böyle olmalıydı!’ parmaklarının arasında kıvrılan kağıtların çıkardığı sesi duydu. derin bir nefes daha aldı. sağ elinde tuttuğu dosyayı da çöp kutusuna bıraktı. şimdi masasında tek bir dosya vardı kapağında bir adamın ismi yazılan: olcay kutlu
    ... diğer entiriler ...