böyle bi aşk, olsa olsa, peri masallarında olurdu. çünkü gerçek yaşamda aşkın, yaşanabilir bir aşk olması gerekirdi. hemen karşılık görmese bile -o kişi istediği kadar uzakta olsun- günün birinde sevilen kişiyi fethetme umudu olmaksızın yaşayamazdı. bunun dışında her türlüsü katıksız düştü.
düşüncelerimi okumuş gibi, masanın öteki ucundan, kadehini bana doğru kaldırdı.
“aşka!”
o da biraz sarhoştu. durumdan yararlanmak istedim.
“bazı aşkların çocukluk olduğunu anlayacak bilgelikte olanlara!”
“bilge kişi, sevdiği için bilgedir,” diye cevapladı beni. “ahmak olana gelince, aşka akıl erdirdiğini ileri sürdüğü için ahmaktır.”