bugün
yenile

    ex machina

    3
    +
    -entiri.verilen_downvote
    yeni izlediğim şahane bilim-kurgu filmi. 2014 çıkışlı olan alex garland yapım filmi izlemek için geç bile kalınmış. filmi izlememiş yazarlar için öncelikle filmden pek aksiyon beklememeleri gerektiğini söylemem gerek. genel olarak detaylı ve yavaş işlenen bir konuya sahip. filmden sonra -tercihen- ufak bir araştırma ile fark edilemeyen detayları görmeniz daha mümkün olacaktır. sonuçta hepimiz -ben de dahil- çok iyi gözlemciler değiliz. şimdiyse gelelim filmin akışına. --- spoiler --- filmin başından bil itibar renklere aşırı derecede önem katılmış. özellikle rgb türde olanlara. birden fazla yerde de yansıma kullanılmış. (kaynağı bilen sırıtıyor zaten :)) fakat beni bu detaylardan daha çok yapay zekanın insanı şaşırtacak sorular sorarak aslında kendi benliğini sorgulamasına yol açması oldu. (aynayı yumruklama, jilet sahnesi) adeta sorgulayan taraf değişti. herkesin ortak düşüncesi robotlara karşı olan temel yargıların konusu da güzel bir şekilde işlendi. o kadar gerçekçi bir yapıya sahip bir algoritma geliştirilmiş ki insanın düşünebileceği şeyleri, endişelerini, korkularını önceden tahmin edip bunlara uygun soru soruyor. (benimle beraber olmak ister miydin?) ve bunları da gelişmiş sensörler yardımıyla ''makro ifade'' algılama sistemi ile anlayabiliyor. (yalan söylediğini söylemesi, kaygılandığını belirtmesi) bir başka işlenen konu ise bir yapay zekanın aşk, sevgi, nefret gibi duyguları gerçekten yaşayıp yaşayamayacağı. yani algoritmada yazıldığı şekilde belirli bir durumda belirli bir reaksiyonu gösterip ''yapay duygular'' yaşayacağı mı? yoksa bunları daha önceden planlanmamış bir şekilde -insanlar gibi- tepki verip vermeyeceğiydi. bu turing testinin de çok ötesinde bir olay. zaten filmde de robotu neden gördüğünü, standart bir turing testinde olduğu gibi sesle olmadığını açıklamıştı. filmin sonlarına doğru ise şirket sahibinin kayıtları izleyip kaçmaya karar veren ava ve başrolümüzün yaptıklarının yanlış olduğunu, insanların insanların tarafında olduğunu, robotun elindeki imkanları kullanarak adeta bir hayatta kalma içgüdüsüne sahip olduğunu anlattı... anlatmasına da her şey için çok geçti. gerçekten de öyle oldu. açıkçası ben kurtarmasını bekledim ama kurtarmaması daha iyi bir senaryo olmuş. son sahnede patronun ölümü o meşhur soruyu aklıma tekrar düşürdü. acaba ilerde gerçekten robotların hayatımıza bu kadar girmesiyle bizim kontrolümüz dışına çıkabilir mi? ''now i am become death the destroyer of worlds'' umarım o meşhur sci-fi filmlerin her şeyi doğru değildir :) --- spoiler --- (bkz: üç robot yasası) (bkz: isaac asimov)
    ... diğer entiriler ...