bugün
yenile

    kültür

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    t: günlük konuşmalarımızda ya da sanat ve bilim çalışmalarında sıkça kullandığımız kültür sözcüğü, latince kökenli olup türkçeye ve diğer avrupa dillerine fransızcadan geçmiştir. latince culture, «toprağa bir şeyler ekip ürün almak, üretmek» anlamlarında kullanılmıştır. •voltaire, 1789 fransız devrimi öncesinde kültürü, insan zekasının oluşumunu ve gelişmesini belirleyen bir terim olarak kullanmış; ingiliz antropoloğu tylor, 1871’de ona bilimsel bir içerik kazandırmış, uygarlıkla eş anlamlı kullanmıştır. •kültür sorunlarıyla uğraşan dala, “etnoloji” veya “sosyal kültürel antropoloji” adı verilmektedir. •xx. yüzyıl başlarında iranlılar, kendi dillerinde «bilim, edeb, hüner, yetenek» anlamlarına gelen «ferheng» sözcüğünü kullanmayı yeğlerken araplar, arapçada «toprağın işlenmesi, tarım» anlamına gelen «hıraset» sözcüğünden türetilmiş olan «hars» sözcüğü kullanılmıştır. tdk, kültür için «ekin» sözcüğünü önermiştir. •günümüz türkçesinde kültür sözcüğü yedi değişik anlamda kullanılmaktadır: 1. tarımda: ekin, ürün. 2. tıpta: uygun koşullarda bir mikrop türünü üretmek: «boğaz kültürü yaptırma.» 3. tarih öncesi dönemler için: insan eliyle yapılmış ve ortak nitelikleri bulunan eşyalar topluluğu ile belirlenen evreler, çağlar: neolitik kültür… 4. belli bir konuda edinilmiş geniş ve sistemli bilgi: tarih kültürü, müzik kültürü… 5. eleştirme, değerlendirme, zevk alma yetilerinin geliştirilmiş olması durumu: kültürlü kişi. 6. bir topluma, ulusa ya da uluslar topluluğuna özgü düşünce, davranış ve sanat yapıtlarının tümü: türk kültürü, fransız kültürü, halk kültürü, i̇slam kültürü… 7. tarihsel gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddî ve manevî değerlerle bunları ortaya çıkarma ve sonraki kuşaklara aktarmada kullanılan araçların tümü; uygarlık. kültür, lügat anlamı ile “akıl, zevk, tavır ve hareketlerin eğitimi, geliştirilmesi rafine edilmesi” anlamına gelir. kültürle ilgili olarak 200’ün üzerinde tanım gerçekleştirilmiştir: •ingiliz antropoloğu tylor’ın 1871’de yaptığı ve uygarlıkla eş anlamlı olarak gördüğü kültür tanımı: "kültür ya da uygarlık, insanın bir toplumun üyesi olarak edindiği bilgiyi, imanı, sanatı, ahlakı, hukuku, örf-adeti ve insanın toplumun bir üyesi olması nedeniyle kazandığı diğer bütün beceri ve alışkanlıklarını içeren karmaşık bir bütündür." •"kültür, bir toplumun tüm hayat biçimidir." (r. linton) •"kültür, belli bir düşünceler sistemi ya da bütünüdür." (c. wissler) •"kültür, büyütülerek bilimsel ekrana yansıtılmış bireysel psikolojidir." (p. benedict) •"kültür, toplumdaki geçmiş davranışların biriktirilerek aktarılan sonuçlarıdır." (l.j. carr) •"kültür, insan ihtiyaçlarının karşılanması için doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak çalışan araç ve gereçler ile gelenek görenekler ve bedensel veya düşünceyle ilgili alışkanlıkların bütünüdür." (b. malinowski) •"kültür, atalardan gelen maddî-manevî değerler bütünü." (e. sapir) •"genel olarak inançlar, değer hükümleri, örf ve âdetler, zevkler, kısaca insan tarafından yapılmış ve yaratılmış her şey." (a. k. kohen) •"kültür (hars), bir milletin dinî, ahlakî, hukukî, entellektüel, estetik (bediî), lisanî, iktisadî fennî (teknik) hayatlarının ahenkli bütünüdür." (ziya gökalp) •kültür, bir toplumda geçerli olan ve gelenek halinde devam eden her türlü dil, duygu, düşünce, inanç, sanat ve yaşayış öğelerinin tümüdür. •larousse’de ise “edinilmiş bilgiler toplamı, bir cemiyete has içtimai ve dini müesseseler, zihni sanat faaliyetleri” olarak tanımlanır. •prof. dr. mümtaz turhan’a göre kültür: “bir cemiyetin sahip olduğu maddi ve manevi kıymetlerden teşekkül eden bir bütündür. bu bütünü insan içtimai irsiyet yolu ile elde eder”. •prof. dr. ibrahim kafesoğlu’na göre kültür, latince bir sözden gelmiştir. ona göre kültür; “toprağı verimlendirmek için çalışma” anlamına gelmiş, daha sonra avrupa dillerinden dilimize “yüksek umumi bilgi” olarak geçmiştir. kültür, her topluluğun kendine has yaşayış ve davranış tarzıdır.
    ... diğer entiriler ...