metrobüsteki kız

bugün 12:50 ile 13:40 arası güzelyurt durağından binip, mecidiyeköy'e kadar beraber yolculuk ettiğim hanımefendi. bir yere yazmam gerekiyordu, içimde tutamadım. sanırım ölene kadar bir defa daha rastlamayacağım ona, ancak ya'rab bu nasıl bir adres vermek. elleri, tırnakları, ojeleri, yüzü, yüzünde ki benlerin matematiksel açısı, gözleri, gözlerinde ki parıltı, kaşları, kaşlarının arasında ki boşluk mesafesi, boyu ve kilosunun orantısı, iphone'nunun şifresi, bu nasıl bir bütünlük, bu nasıl bir yaradılış harikasıdır. aşık olmak, vurulmak, tutulmak falan değil bu bende ki. tam manasıyla çarpılmak. çarpıldım resmen. 45-50 dakikalık metrobüs yolculuğu boyunca tek tek, hücre hücre inceledim. bunu okursa af eylesin beni. bu süreçte evlenmeyi, ondan çocuklar sahip olmayı bile düşündüm. arada dönüp o şahane gözleriyle bana bakması olaya farklı bir boyut kazandırdı. keşke tanış olabilseydim seninle, bir daha başka bir yerde karşılaşmak dileğiyle. elinde tuttuğu siyah mont, siyah kazak, siyah tayt-pantolon, siyah kısa bot içinde bağıra bağıra parlayan kestane kahvesi-bal rengi arası gözleri, sarının en güzel tonuyla saçları, 2826 şifresiyle iphone 7'si.