t: hayvanlara ithaf edilmemesi gereken insani eylem.
"insan kadar nankörünü bahsettiğiniz kedilerde bile görmedim." -
sagopa kajmer
her insan doğası gereği nankördür. ben de nankörüm, siz de nankörsünüz,
zlatan ibrahimovic de nankör. (keşke bir tık daha az nankör olsa. kaç tane gol pozisyonunu piç etti bu zamana kadar.)
ben nankörlüğü biraz farklı değerlendiriyorum. bu tabir her ne kadar olumsuz algılansa da, bence özü sandığımız kadar kirli değildir. bir yol ayrımı var, ondan sonra belirli bir kalıba dökülüyor. yol ayrımını yapan da parametre de, onu kalıba döken şey de; insandır.
zira nankörlük, iyi bir insanların elinde başka bir şeyken, kötü insanların elinde ise bambaşka bir şey olarak karşımıza çıkar. ama bizim gözümüzü (genelde) sadece kötü olanlar tırmaladığı için, iyi nankörlüklere pek de dikkat etmeyiz. (ki iyi nankörlüklere dikkat etmeyişimiz, her birimizin kötü nankörlük sergilediğine açık örnektir.)
nankörlük nedir? yapılanı unutmak.. ama daha çok "yapılan iyiliği unutmak." olarak tanımlanır. fakat bence öyle değil. yapılan kötülüğü unutmak da bana göre nankörlüktür.
affetmek olarak algılanmasın bu son dediğim. bir kişiyi affetmek için belirli bir zaman, kapsamlı bir değerlendirme, geçer not miktarınca umut ve kayıpların telafi edileceğine dair inanç gerekir.
ben başka bir şeyden bahsediyorum. benim bahsettiğim "kötülüğü görmezden gelme nankörlüğü", ne bir değerlendirme, ne de belirli bir zaman ister. nefes alacak kadar zaman olsun, spontane bir şekilde o olay karara bağlanır zaten.
kopya çekerken yakaladığı öğrencisini, o an görmezden gelen öğretmen nankördür benim için. ya da bakkalından sakız çalan çocuğu görmezden gelen bir bakkal da nankördür bana göre. yapılanı oracıkta unuturlar çünkü.
hazır nakaratı dilime dolanmışken, şuraya da sevdiğimiz bir şarkıyı iliştirelim..
link
not: klibin 4:30'unda kendine yer edinen ihtiyarın kırmızı montunun, izzetül ikramına bandırılmış kayizatıyla cima eyleyeyim..