ıssızlık hissediyorum.anlık değil sürekli, sanki sürekli ruhumun bir parçasında boşluk var.ama geceleri bu boşlukla baş başayım.tam şimdi.belki de şimdi o boşluk konuşacak.
sırt üstü yere kapaklansam kalkmam.yüzümü göğe dönerim önce.gökyüzünü izlerim.içimdeki boşluğu göklerle doldurmaya çalışırım.
ama hep kayıp parçalarımızı yanlış yerlerde arıyoruz değil mi?
çok büyük yerlerde arıyoruz.içimizdeki boşluğu da o kadar büyük sanıyoruz.halbuki küçük, o kadar küçük ki.
çok küçüğüz.neredeyse nefret ve sevgi arasındaki çizgi kadar.ama nasıl oluyor bilmiyorum, kocaman dertleri yutuyoruz.