bugün
yenile

    tiyatro

    26
    +
    -entiri.verilen_downvote
    t: insanı, insana insanla ve insanca anlatma sanatıdır. çocuklar için sadece bir lüks, yetişkinler için zaman zaman bir ihtiyaç. tiyatronun lüksten ihtiyaca evrilişi, hayal gücümüzün kan kaybetmesiyle doğru orantılıdır. çocukluktan öteye attığımız her adımda, aslında hayal gücümüzden de uzaklaşırız. önceden tanıştırılmış iki çocuğu bir odada yalnız bıraktığınızda, yüksek ihtimalle o çocuklar oyun oynamaya başlarlar. etraflarında buldukları her şeyi oyuna dahil edebilirler. minderden at, yastıktan kalkan, gazeteden kılıç yapabilirler. biz uzaktan baktığımızda o sadece bir gazetedir. ama o çocuk için o gazete, o an dünyadaki en keskin kılıçtır. ve o çocuklar bunları yaparken çok içten şekilde oynayıp eğlenirler. en ufak bir yapmacıklık yoktur bu eylemlerinde. hayal güçlerini, gerçek dünyayı şekillendirmek için kullanırlar. ne yazık ki bu yetileri, yıllandıkça körelir... ama önceden tanıştırılmış iki yetişkini bir odaya kapattığınızda, başlarlar sohbet etmeye. belki ay sonunu nasıl getireceklerinden bahsederler, belki siyasi konulara derin dalış yapacaklar, belki futbol konuşup deşarj olacaklar, belki başka başka dertlerden bahsedecekler. ne yaparlarsa yapsınlar, tek bildiğim; asla oyun oynamayacaklar. sevişme ihtimalleri bile var, ama oyun oynama ihtimalleri yok denecek kadar az. yalanlar ve aldanmalar çocuklar için can yakmaz kıvamdadır. kız kardeşimden örnek vereyim; 2-3 yaşlarındayken 10 parmağına ayrı ayrı isim verip kuklacılık yaparak kendi kendine oyun oynardı. bu yüzden tiyatro, sinema ya da herhangi sahne gösterisi çocuklar için lükstür diyorum. çünkü perdede ya da sahnede çocuklara sunulan hayal gücü her zaman çocukların hayal gücünden daha azdır. çocuklar büyüdükçe yalanların ve aldanmaların aslında çok can yakıcı şeyler olduğunu idrak ederler. anlarlar ki; yalanlar ve aldanmalar bir oyunun parçası değil, aksine hayatın en temel gerçeklerinden. ilk acı yalan unutulsa da, tadı asla unutulmaz. pamuk şekerin aslında pamuktan yapılmadığını öğrenen bir çocuk nasıl olur da beyninden vurulmuşa dönmez? (evet, ne yazık ki; mecazı bol, ironisi leziz, anlamı esnek güzel dilimiz, bu gibi sonuçlara da gebedir.) ee tabii bu yalanlarla yüzleşmelerin, çıkmaz sokakta bırakan aldanmaların bazılarının, çocukluğun jubilesi, ergenliğin de arifesinde meydana gelmesi ayrı bir tepkimeye yol açar. isyanlara... aslında ergenlikte isyan etmek, çocukluğun artık bitmiş olmasına duyulan üzüntüyü haykırarak yaşamaktır. örnek olması açısında güzel bir isyan tercümesi; "büyümek istemiyorum, annem babam yaşlanır." - (bkz: monotonluk maratonu) bu şekilde okul sıralarında, sınav stresleriyle ve ailevi/arkadaş sorunlarıyla yüz göz olup birkaç yıl daha ömür çürüten ergen birey yavaş yavaş yetişkinliğe erer. ancak... yetişkinleştikçe hayal gücü iphone'nun şarjından daha hızlı biten insanoğlu, günden güne karamsar sularda dolaşır, bilinmezlik sisinde kaybolur. ergenlik sonrası büyüdüğünü inkar etmek isteyen, dünyaya isyan eden, sevdiği kişilere bile bu konularda ahkam kesen yetişkin adayı anlar ki; bu dünyada hayal olmadan yaşanmaz. ne kadar güçlü olursan ol, hayal gücün olmadıktan sonra hiçbir gücün yoktur... ve insan, bu realiteyi idrak ettiği gün, aynı bağlamda harekete geçer. kaybettiği şeyi ne kadar erken bulup, zararın neresinden dönerse kardır. aldanmalarını yönlendirmeye çalışır. bir insana, bir olaya aldandığında canı yanan insanoğlu, bir tiyatro oyununa, bir filme, bir sirk veyahut bir sihirbazlık gösterisine aldanmaya yönelir. velhasıl; yetişkin birisinin sahnede gördüğü şeylere aldanmaya ihtiyacı vardır. çünkü o yetişkin, çocukluğunu, hayal gücünü ve mazide oynadığı oyunları özlemeye mahkumdur. esaretini de dindirmek için, kendisine oyun, film, gösteri, hayal gücü, şarkı ya da geçmişten herhangi bir parça vaat eden her şeyi kullanır. hayatın acı aldanmalarına karşı, kendi tatlı aldanmalarını üretir. not: (#2085672)
    2+++ ellerine sağlık.aradığım tat.aradığım lezzet. - redbeard 15.11.2017 16:05:29 |#3538211
    2:d - louis froziel 15.11.2017 16:13:12 |#3538747
    1ayıp olmayacağını bilsem şuan ayakta alkışlardım seni de iş yerinde deli damgasaı yemekten korkuyorum :))))) harikasın louis'im :) :* - tosbağa 12.10.2018 11:50:32 |#3738645
    ... diğer entiriler ...