bugün
yenile

    büyüteçle kağıt yakan çocuklar

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    alper gencer şiiridir. ''en eski kelimeleriyle yağıyor çocuk seslerinden bu yağmur unutulmuş sözlerin üstünde çıkacak yangını bekliyoruz köyler var kulakları paslı çoğul cümleler kurarken cesur gök var onu bir türlü anlatamıyor olmaktan bütün yorgunluğumuz seni seviyor oluşumu kutluyorum kendimle dünya bir şamdansa güneşe, atlılar ölüp gitmişse kendi omzunu benim omzumdan tanıyorsan eğer hatırlamak pişmanlığı peşinen kabullenmek demektir yola çıkmak erkekliği bir kenara bırakıp göz yaşını namluya sürebilmektir şehre saçlarından yapılmış bir rüzgar çıkıyor garson adisyon açıyor sana bakar bakmaz masama ve gözlerini ödeyecek kadar yaram çıkmıyor tuz işine giren bir tabibe sürüyorlar kalbimi öpsem iz bırakmak suç sevişmek zatî surette yasak elini tutsam tabip bir kamyon tuzu üzerime boşaltacak dünya biz için dönmüyorsa dursun kalsın yaşamak biri şu gazete kağıtlarından bize sofralar kursun ölüme ramak… yalan değil kalbim fena çarpıyor sana şarabı açıyorum rakı dökülüyor zemzem sehpasına birden haramcılar üşüşüyor helallerime helalciler saldırıyor haramlarıma beni zorla cennete kapatacaklar gibi cehennemlik bir ahval! sanki yakub’un yusuf olmayan bir oğlu gibiyim oysa hem ittim hem itildim kuyuya her ihtimal dönüştüm babamı kör bırakan bir evlada ama ne kadar yusuf’sam gömleğim de o kadar yusuf’tu seni hiç görmeden bir karanlığa doğru alışarak sevdim herkesin kalbinde kuruyan bir kuyudan çıkınca seni bildim ismin belirdi diğer isimlerin yanı sıra artık bu pişirilmiş çamurun içini ele veriyor gözlerin baktıkça nefes alıyorum ormanların cennetinden kokladıkça görüyorum gözeneklenen yolları duydukça dokunur gibi oluyor sesin kulaklarıma gayrı tadarsam yanarım dokunursam ölü sayarım kendimi bu diyarlarda.''
    ... diğer entiriler ...