bugün
yenile

    gecenin karanlığında ağlayarak soğuk bulgur pilavı yemek

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    21 yıllık hayatında onlarca sela dinlemişti. toprağın altına hapsolmuş onlarca insanın daha ilk günden unutmaya başlanmış namını dinlemişti minarenin hoparlörlerinden. minareleri sevmezdi. allah'ın evinin bir parçasıydı, kabul ederdi ama allah minareleri bu kadar uzun yapıp kendisine yaklaşmamızı ister miydi? i̇lk kez hoparlörlerden tanıdığı bir isim zikredilmişti. kulaklarını koparmak istedi. dünyadaki tüm müezzinlerin ağzını koparmak istedi. daha geçen gün internetten tarifine bakıp güç bela hazırladıkları pilavı yemişlerdi bulaşıkların ona kitleneceği masada. bilseydi son yemek olduğunu yıkar mıydı bulaşıkları tek başına? ya da bulgur pilavı yerine daha güzel bir yemek yapmaz mıydı? bilemezdi. kimse bilemezdi. bugün çocukluk arkadaşını iki metrelik tahta bir kutuda yollamıştı karanlığa. kharon'nun teknesine binmesine yardım etmişti. bir kürek yer yüzü de o atmıştı gömülen define sandığına. mezarın başındaki kalabalık yavaşça azaldı. kalabalık azalırken sigara paketi de azalıyordu. yeni aldığı pakette 20 tane olmadığına kalıbını basardı. 20 sigara bu kadar çabuk bitemezdi. 2 tane kalmıştı. otlakçı dostunun yeni yatağının ucuna bir tane bıraktı. bir tane de kendi yaktı, dünyanın en yoğun dumanını çekti dünyanın en yoğun ciğerine. hava kararmıştı. geceleri mezarlığı sevmezdi. sevmezdi de aynı evi paylaştığı adamı nasıl bırakıp da gidecekti şimdi. gitti. eve gitti. yakmadı ışığı falan. yeni paketini açtı bir sigara yaktı. acıkmıştı. dolabı açtı. ömründe hiç bu kadar ağlamamıştı. dünyada daha önce hiçbir insan bulgur pilavına bakıp ağlamamıştı. karanlığa karışıp bir kaşık buldu ve daldırdı buz kesmiş tencereye. son yemeğe. eski dosta. yaşanmışlıklara. tutamadı kendini, tutmadı. ağladı. ağladıkça kaşıkladı bulgur pilavını. kızdı. son olduğunu bilse bulgur pilavı mı yapardı?
    ... diğer entiriler ...