bir cahit zarifoğlu şiiridir diyemeyeceğim zira 2 adet aynı adı taşıyan şiir mevcut. kendi en çok sevdiğimi önce paylaşayım. başucu siirimdir zamanında her gün okurdum.
aşka dair
1
kapılmadıkça ora
arar sivri uçları gövdeni
sokak kalabalığında
yok sevgili
gibi yok yalnız kaldın
bu ağır yükü tek başına
taşıdın taşıdın hülyaya daldın
2
diren su
çok benizli at nal sesi
bırakmadan evlerimizin kaslarına
karşı geliyor
gövdenin ıhlamur yumuşatmasına
yolladıkları
o yollar -ince- urgan dövünmeler
yorgan altında
fokurdayan kızamıklı çocuklar
aşka dair - sus
diren su
kas elimi - avucum omuzlarında
ve aşktır ka
kanadını yayıyor
ün içinde güvenerek
adını koyuyor ortaya
aşkla yapyalnız
dım ben
dört tabuta benzeyen odada
sıkılarak birbirimizden
vurmaktan yorulmuş
kıyı kayalarına
bir kadın akmasaydı
tarihi gergedan yolu ormanlarda
gelerek
biraz yakın biraz uyu biraz kok
kırk lokma bir damla
kan
kırk damla
giderek
hayır kalbim
yorulmadım hayır hayır
yıkıl daha
---
spoiler ---
bu da diğeri
öyle sofralar gördüm ki
i̇nsan kasları vardı tabaklarda
o eğik gövdeler önünde yalnızlık
her şeyi birbirinden uzağa çarpıyordu
bir kadın
bir erkek
gizlice soluyordu
bir erkek av arkadaşından
av durgunluğu gibi gösterip saklayarak
kamışlıktaki sazların arasından
ilık ve yapışkan fısıltıları
ayırarak alarak
urgan gibi bedenine doluyordu
her şeye benzeyebilirken o
hiçbir şey benzemezken ona
o ünlü borazan
başlarsa saçlarımızın diplerinden
üfürmeye. -yırtıcı bir hayvan
kimliği yapışır yakamıza
bir erkek mi o
göle yatmış bir güneş demetinde
o mor ışında
bir köpek ölüsü gibi yatan
hızla kayan
yoksa bir yaban ördeği gölgesi mi
---
spoiler ---