yenilmekten korkuyor değilim
bu bir yarış değil diyorum sadece
ama diyorsan ki illa galip geleceğim
yeter ki gel diye olur olmaz sayıklıyorum
unutuyorum kaça kadar saydığımı
başa dönüp adınla yola çıkıyorum
bazı günler akşam olmuyor
ben sana kalmadım diyerek kararıyorum
sırt üstü yatıp biraz kitaplarla laflıyorum
söz ver aramızda kalacak hepsi diyor
bir sorunun çengeli takılıyor sonra aklıma
aramızda mı kalacak yani bu devasa mesafe
ve gelmeyecek miyiz hiç bir araya
bilmem neden, sevmem aslında hiçbir şeyi
bu kadar sade dile getirmeyi
oysa kıyıya vurması bir dalganın ne kadar yalın
bense merak ediyorum onu oraya getireni.
insanın vicdanını rahatlatmak için yaptıklarına üzülsem mi,
yoksa en azından vicdan sahibi olmasına sevinsem mi
bilemiyorum, bilemediğim gibi pek çok şeyi
çok istemek ayıp mı, utanmalı mıyım kendimden
niye geçiremiyorum iğne deliğinden bir devi
sanılmasın mahrum ediyorum kendimi her şeyden
evin bütün odalarını geziyorum eğer hava çok güzelse
bir nefes çekiyorum içime şu karanlıktan
seyretmek için şu duvarı, sırtımı yaslıyorum diğer duvara
bir yerlerde bir deniz olmalı diyorum
eğer burası bu kadar karaysa
inan ki inanmam asla böyle şeylere ama
bir gün imkanım olursa eğer gökkuşağından
bir kapı yaptıracağım evime
sen o kapından ister gir, ister çık
büyük bir şeyi ifade etmek için konuşunca
boyumdan büyük laflar etmiş sayılıyorum
hiçbir şey sonsuza kadar sürmez diyorsun
peki ya sonsuzluk sonsuza kadar sürer mi
diyecek olup susuyorum karşında senin
her gelen gidiyor demek iyi de
nasıl eminsin bir gün gelmeyeceğinden, gelmeyenin
şu sessizlik böyle hüküm sürmesin istiyorum
kafam kaldırmıyor artık bu kadarını
birkaç nota bulaşıyor ellerime
donuk renkli, misal fani, solgun lakayt, siluet dokunaklı
ateşe veriyorum hemen her şeyi
yansın dünya diyorum çok mu
yeter ki üşümesin onun ayakları
bir denize senin rengini veriyorum
senin kokuna buluyorum bütün ormanları
yeşilini biraz abartıyorum gibi yaprakların
bir bulutun boynuna ip geçirdiğim oluyor
bu sahiplik hissinden biraz rahatsızlık duyuyorum
gel gör ki sen daha yokken babanın aklında
ve annen taşımıyorken seni karnında
seni benim biliyorum.