kuranın nokta tespitlerinden bir tanesi de bu. i̇çinde geçen bir ifadeye çok hoş tutuluyorum.
"onlar kınayanın kınamasından korkmazlar."
---
spoiler ---
ey inananlar! i̇çinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: allah, yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir. bunlar allah yolunda savaşırlar, "hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar." bu, allah'ın, dilediğine yönelttiği bir lütuftur. allah, yaratılışı ve yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir.
---
spoiler ---
dinden dönme gibi durumlar tamamen basit sebeplere dayanır falan demiyorum aslında. sakın yanlış anlaşılmasın. tarih boyunca her din için inanmak için de inkar etmek için de çeşitli argümanlar illaki kurulacaktır. bunda bir sıkıntı yok.
ama özellikle son 10 yılda falan müslümanların dinden çıkması ya da gayri müslimlerin müslüman olmaktan çekinmesinin altında yatan sebepler sadece kuran kaynaklı sebepler değil.
bunun son derece açık şekilde görülebilecek psikolojik ve sosyolojik sebepleri de maalesef var. bir dinsiz ben sosyal ortamlarımın etkisiyle dinden çıktım demez tabii ki.
hatta neden islamdan çıktığı ya da neden islamı seçmediği hakkında gayet de tutarlı güzel hazırlanmış sebepler de sunabilir.
ama ben çok iyi biliyorum ki bu sebepler maalesef ciddi bir kesimde sonradan oluşturulmuş sebepler olabiliyor.
haa tam tersi örnekler de elbetteki vardır. tamamen iyi niyetlerle dinini öğrenmek isteyip birden kendini dinden çıkmış olarak bulan insanlar da olabilir elbette.
sizi temin ederim ciddi bir kitleyi gözlemleme şansına sahip oldum. çok ciddi bir kesimde tetikleyici unsur sosyal çevre.
buradaki sosyal çevreden kastım da etrafında bir sürü ateistin olması, ya da fazlaca seküler ortamlarda bulunması değil.
çünkü böyle ortamlarda bulup etkilenen ve dinden tamamen uzaklaşan ve üzerinde düşünmeye bile gerek duymayan pasif ve ismen müslüman insanlar var zaten.
özellikle son 20 yılda öyle bir imaj çalışması yapılıyor ki müslüman olmak kınanmak için yetiyor da artıyor.
amerika ve avrupada müslüman olmak terörist ya da terörist sevici olarak görülmek için yeterli görülebiliyor.
türkiye gibi arada kalmış seküler ülkelerde ise müslüman olmak, müslümanca yaşamaya çalışmak ise gericilik, yobazlık olarak görülebiliyor.
hatta bazı karaktersiz insanlarca pedofil ya da tecavüzcü olarak görüldükleri dahi oluyor.
emin olun bu kafa yapısında çok fazla insan var. müslümanlığı bitirmek, baskılamak ve fikir misyonerliği yapabilmek için canını dişine takan non-teist insanlar var.
her fırsatta fikir özgürlüğünü, inanç özgürlüğünü, açık fikirliliği savunduğu halde müslüman fikirleri bastırmak için debelenen onlara karşı psikolojik bir harb ilan eden insanlar var.
gerçi bunun tam tersi her kitlede var. müslümanlar arasında da var. benim dikkat çekmek istediğim konu gayri müslimlerin islama karşı yürüttüğü propaganda değil.
şöyle bir gerçek var; global ölçekte müslümanlar kınanıyor, ayıplanıyor, ötekileştiriliyor.
namaz kılınca bir garip karşılanabiliyor, konuyu dine inanca getirince rahatsız olabiliyor. sana karşı ön yargıda bulunabiliyor.
hatta allah allah gayet de zeki çocuk aslında böyle bir kitaba nasıl iman edebiliyor iması bulunan cümleler kurabiliyor.
cümlelerinin arkasında; "tabuları olan, yobaz, düşünemeyen, cahil, korkak bir insansın" anlamında gölgelerini görebiliyorsun.
siz ne yaparsanız yapın bazı insanlar sırf müslüman olduğunuz için sizi sevmeyecekler, sizden uzak duracaklar, sizi dinlemeyecek, fikirlerinizi ciddiye bile almayacaklar.
bu noktada bu alaya alma ortamı insanları dinden uzaklaştırabiliyor. kimisi cidden gerekli verileri incelemeleri inceleyip dinden çıkmaya karar veriyor, kimileri bu sosyal dayatmadan kurtulabilmek için ismini koymasa bile bir daha asla ilgilenmeyeceği dini hayatından tamamen çıkartıyor. sözde müslüman, özde deist bir yaşama bürünüyor.
adam medeniyetten nasibini almamış arap kabileleriyle, görgüsüzlük ve vicdansızlıkta nirvanaya ulaşmış arap milyarderlerle, insanların kafasını kesen, avrupanın göbeğinde kendisini patlatan teröristlerle aynı etikete sahip olmak istemiyor.
onlar kendilerine müslüman derken o da müslüman olarak anılmak istemiyor.
ya bunu elinden geldiğince gizliyor ya da bir şekilde bu kimlikten kendi rızasıyla sıyrılıyor.
dünya çapında; arabıyla, ışidiyle, iran'ıyla, el kaidesiyle, teröristiyle, pedofilisiyle, öyle bir sosyal ortam ve dayatma oluşturulmuş ki islamafobi'den nasibini almamış olmak cidden zor bir hale gelmiş durumda.
dünya bağır bağır bağırıyor islam tükaka'dır diye. i̇slam gericiliktir diye, islam terörize'dir diye.
gerekçeleri ne?
topyekün sosyal alanda islamiyet adına ortaya çıkan bir takım sosyolojik sebepler.
tamamen insanlara bakarak oluşturulan din algısı.
bugün komünizmi eleştirmek adına stalin üzerinden bir şeyler söylesem bütün komünistler sosyalistler car car kafamı şişirirler.
ama aynı acımasız muameleyi islam adına dünyada herkes yapıyor bunu kimse görmez.
hatta gerçek islam bu değil dediğin zaman alaya bile alınırsın. :)))
şimdi 11 eylül olaylarından bu tarafa dünyanın islama karşı algısındaki evrimi ve islamafobinin müthiş bir katsayı ile katlanışını izliyorum da 20 yılda yapılmış müthiş bir sosyal proje.
toplum bilimi açısından kayda değer ölçüde etkili müthiş bir başarı!
ve insanların bu algı operasyonuna nasıl da kolay teslim olduğunu görüyorum bir de...
gerçekten üzülüyorum. bu şekilde manipüle olan insanlara karşı derin bir hüzün ve acı kaplıyor içimi.
kuranın müthiş bir öğretisi vardır; "geleneği yık!"
gelenek nedir? popüler olan, yaygın olandır.
i̇slamafobi bunun muazzam bir örneğidir. ortama uymak, geleneğe uymak, popüler olana uymak. sorgulayan bir insan olmanın en önemli öğretisi önce yaygın olanı, popüler olanı sorgulayabilmektir.
i̇slamın bu güzel öğretisi bana insan olduğumu hatırlatıyor. birilerinin yönlendirmesine göre hareket etmeden hakikati arayabilmeyi öğretiyor.
geleneği yık!
"onlar kınayanın kınamasından korkmazlar!"