adana denince akla gelen ilk şey

adana denince aklıma çok şey geliyor benim. meselâ siz sonsuzluğa dek uzanıyormuşçasına devasa bir pazarın ortasında "prestige üş lira prestige üş lira" diye bağıran bıyıklı bir kızcağıza jessica alba muamelesi yapan onlarca hödük müşteriye hiç denk geldiniz mi? yahut akşam namazından çıkan aslında vefat edeli çok olmuş bir ihtiyarın, o sırada yoldan geçen kendi halinde genç bir kadını uzun uzun inceleyip iç çekerek "ulan bunu sabaha kadar yalasan gene bitmez" deyişine şahit oldunuz mu? sıradan bir çocuk kavgasının yok yere büyüyüp iki komşu mahalleyi karşı karşıya getirdiğini, hatta mahallelerdeki sokak köpeklerinin dahi arbedeye gönüllü olarak katıldığını çıplak gözle izlediniz mi? siz hiç en fazla ilkokul çağındaki birkaç bebeden azrail'in elinden kurtulmaya çalışır gibi kaçtınız mı? daha sonra olanları, "valla gardaş hepsi zebellah gibiydi, sonraaa nerden baksan yirmi kişilerdi" diyerek çarpıttınız mı? ve bundan dolayı müthiş bir vicdan azabı duydunuz mu? ateş isteyen birinden sırf sigara kullanmadığınız için ağza alınmayacak hakaretler işittiniz mi? cevabını vermeye çabalarken tek ıslıkla etrafınızı saran kalabalığa bakıp ortada komik hiçbir şey yokken aptalca sırıttığınız oldu mu? sizin hiç kediniz öldü mü ulan? benim öldü. sene 2009, sahipsiz bir sonbahar ekinoksuydu.