bugün
yenile

    kitaplardan alıntılar

    4
    +
    -entiri.verilen_downvote
    maria puder son birkaç dakika zarfında biraz sükunetini kaybetmişe benziyordu. bunu tespit edince memnun oldum: onun hiç sarsılmadan gittiğini görmek, beni herhalde pek üzecekti. mütemadiyen elimi tutup bırakıyor: “ne manasız şey?.. ne diye gidiyorsun sanki?” diye söyleniyordu. “asıl sen gidiyorsun, ben daha buradayım!” dedim. bu sözümü fark etmemiş göründü. kolumdan tuttu. “raif… şimdi ben gidiyorum!” dedi. “evet… biliyorum!” trenin hareket saati gelmişti. bir memur vagon kapısını örtüyordu. maria puder merdiven basamağına atladı, sonra bana eğilerek, yavaş bir sesle, fakat tane tane: “şimdi ben gidiyorum. fakat ne zaman çağırırsan gelirim… ” dedi. evvela ne demek istediğini anlamadım. o da bir an durdu ve ilave etti: “nereye çağırırsan gelirim!” bu sefer anlamıştım. ellerine sarılmak, öpmek için atıldım. maria içeri girmiş, tren sessiz sedasız hareket etmişti. bir müddet onun bulunduğu pencerenin yanında koştum, sonra yavaşladım, elimi sallayarak: “çağıracağım… muhakkak çağıracağım!” diye bağırdım. (bkz: kürk mantolu madonna)
    ... diğer entiriler ...