bugün
yenile

    istanbul sokakları

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bu şarkının yeri bende çocukluğumdan beri çok başka. sanırım ilk defa şu şekilde tanıştım. bilirsiniz gelin alma alaylarını. masa kurarlar ve gelin gelene kadar içilir, oynanır, çalınır ve söylenir. tabi başrolde hep gençler olur. -belki yöreden yöreye değişir.- neyse, hafiften çakırkeyif olan gençler güzelce oynar. en son "hadi çok oynadık, bir efkarlanalım ulan!" diye otururlar bir yere ve alırlar ellerine rakı bardaklarını. kenardaki klarnetçiye bir bakış atarlar ve bu şarkıyı çalmaya başlarlar. o kadar sitem ve acı dolu söylerlerdi ki, o zamanlar anlardım aşk denen şeyin acı yönünü. yetmezdi, kavuşamadığı sevgililerine bakarak tekrar söylerlerdi. sonra kavuşup, çoluk çocuğa sahip olanlar da oldu, hala o sevgiliyi bekleyen yaşı geçmiş abiler de. sonra ben büyüdüm ve babamla dinlemeye başladık. babamın da geçmişinde bir yarası var belli ki, ben de severek ayrılanlar kervanındayım. her dinlediğimizde şunu derim: "baba, biz dinlerken böyle oluyorsak adam ne yaşadı da yazdı?" babam da bilmiyorum adlı mimiğini yapar ve susarız öyle. en son bu şarkının acısı ile yazmıştım, yazmamam gereken kişiye. cidden çare bulmalı bu derde i̇stanbul sokakları, herkes için.
    ... diğer entiriler ...