bugün
yenile

    türkiye'de bilim insanı yetişmemesinin nedenleri

    13
    +
    -entiri.verilen_downvote
    çünkü bilim kültür işi, bir birikim işi. bireysel olarak kısa vadeli bir çabayla olması her zaman kolay değil. i̇stisnalar dışında bireylerin altından kalabileceği bir şey değil. en aşağı orta vadeli genel olarak da uzun vadeye yayılan bir bilim kültürü yatırımı gerekiyordu. batı bu işi çok iyi beceriyor. bunun öncelikli sebebi 300 yıllık bir bilim kültürünün oturmuş olması. gerekli bedellerin ödenmiş olması. biz ise 300 yıldır çağı kaçırıyoruz bütün mesele bu. ve bu konu ciddi şekilde gündeme getirip ortaya koyan tek bir adam varmış o da atatürk'tü. ondan sonra da kimsenin bu konuyu ciddiye aldığı falan olmamış. ayrıca 1920'li yıllar da bilim adına son derece altın bir dönemdi. global ölçekte müthiş bir kırılma yaşanıyordu. hem de neredeyse bilimin her alanında bu kırılma bariz olarak görülüyor dünya bir sıçtamaya şahit oluyordu. ayrıca 1940'lı 50'li yıllara kadar da bu sıçrayış devam etti sanırım. atatürk de bunun çok iyi farkındaydı. bu sefer yakalıyor gibiydik belki de çağı tek yapılması gereken atatürk'ün altını çizdiği ama doldurmaya yeterince fırsat bulamadığı ürün alamadığı bilim kültürünü ülkeye yerleştirmekti. tabii ki yapamadık. tabii ki yapmadılar. yine! bilim adamı yetişmesi için gerekli şartlar uygun ortam ve imkanların sağlanması. devletin orta vadeli bir alt yapı yatırımında bulunması ve en önemlisi olarak bilim kültürünün tüm halka yayılmasıdır. bizde bilime karşı bir inanç, iştah, şevk ve ilgi yok. devlette de yok çünkü devlet halktır. halkta talep olmadığı sürece devlette de olmuyor. edit: başlığa itiraz edilen bir kaç entry gözüme çarptı da cidden epey şaşkınım buna itiraz edilmesine. elbette çok değerli isimler sayılabilir, gerçek bir bilim adamı olarak öne süreceğimiz isimler olabilir varlar da zaten. ama bu tip istisnalar ülkede bilim adamı yetiştirilebildiği anlamına gelmez. celal şengör dediğin adam gerçek bir bilim adamıdır aslında onu bu şekilde yetiştiren alman disiplini ve yurtdışında aldığı eğitimler ve büyük ölçekte kendi çabalarıdır. keza bu ölçekte verilebilecek diğer örneklerde de benzer şeyi görüyoruz. ne demek yetişmiyor bak şunlar şunlar bilim adamı diye örnek sunmak saçmalık. ülkede bayrburtta bile üniversite var, profesör olmak, akademisyen olmak bilim adamı kimliği kazandırmıyor benim gözümde. ülkede böyle bir kadro var ki illa birileri bu kadroya yerleşecekler. şimdi soruyorum öyleyse, bilim yuvası olması beklelen türkiye üniversitelerinden kaç tanesi global bir akademik sıralmada ilk 500 içerisindeler? kaç tane üniversite ilk 100 içerisinde? i̇lk 10 üniversite arasında bir bilim kuruluşu var mı sizce? ya da şöyle sorayım ülkende bilim adamı kimliğiyle görev yapan insanların kaç tanesinin yazdığı makaleler, tezler uluslararası standartlarda geçer not alabiliyor. kaçı başka yerlerde yayımlanabiliyor? türk bilim adamı eserlerini yurtdışında kimler okuyor? senin bilim adamı dediğin insanlardan kaç tanesini uluslar arası bilim topluluklarına kabul ediyorlar? kaçı davet alıyor? kaçına konferans verdiriyorlar? cern'e ülke olarak tam üyelik durumumuz ne durumda? cern projesinin ne kadarında türk bilim adamları aktif rol alabiliyor? nasa bünyesinde kaç mühendisimiz var? ya da uzay araştırmaları açısından ne kadar ilerlemiş durumdayız? mesela hindistan'da bilim aristokrasiye dönüşmüş durumda. belli bir zümrenin elinde dönüyor o işler. bu nedenle keskin bir sınıf farklılığı var ama ona rağmen hindistan gayet de bilim adamı yetiştirebilen bir memleket. microsoft'a da nasa'ya da çatır çatır eleman kazandırabiliyor yetmiyor kendi uzay araştırmalarını da yapabiliyor. türkiye'yi bu ülkelerle bile kıyaslamazken almanya gibi, isviçre gibi, finlandiya gibi, hatta amerika gibi bilim kültürünün yerleştiği yerlerle kıyaslamak ne kadar rasyonalist bir adım olur? kendimizi mi kandıralım yoksa gerçeklerden mi bahsedelim? ülkende tıp fakülte kontenjanlarında yığılma yapıldı insanlar tıp bilimi açısından anfilere sığamaz durumdalar, pratik uygulamalı verilen derslerin süresinin son derece az olmasına değinmiyorum bile. ülkende kaç tane ortaokul ve lise de labarotuvar dersleri yer alıyor. hatta labarotuvarı olan kaç tane ilkokul, ortaokul, lise var? ben kolejde okudum ona rağmen laboratuvara yılda 4-5 defa falan giriyorduk oğlum ne bilim adamından bahsediyorsunuz? ortaokulda 1 defa kurbağa kestik onu da sınıfta öğretmen masasında hoca kesmişti ne gibi bir bilim adamı yetiştirilmesinden bahsediyorsunuz? bilim adamları üniversitelerde yetiştirilir. senin en iyi üniversitelerin bile uluslararası arenada kale alınmayan, ciddiye alınmayan üniversitelerse kusura bakma da bu ülkede bilim adamı da yetişmez tabi. bir kaç isim dışında da bilim adamı dediğiniz herifler de mesleki zorunluluk olarak makale yayınlamış olan güncel bilim akımını geriden takip eden ya da tekrar eden, yeni bir şey katmaktan çok uzak herifler. sonra yok efendim illa bok atıyonuz oluyor. niye bok atalım amk. üniversitelerin global ölçekte hali gayet de ortada yani.
    ... diğer entiriler ...