bugün
yenile

    the dispossessed

    3
    +
    -entiri.verilen_downvote
    (bkz: ursula k. le guin) şaheseri. i̇lk kez bir kitap hakkında ne yazsam ne desem bilemiyorum. o kadar çok şey var ve hiç bir şey de yok aslında.kendimi bu kadını eleştirecek seviyede bulamadım çünkü her bir cümlenin alt metni sayfalarca. kitabın bir distopya/ütopya olduğunu bilmeden aldım elime. i̇lk başta anlamlandıramadığım çok şey oldu. size de olacaktır. i̇ki farklı dünya: urras ve anarres. i̇simlerin tahlilini yapmayacağım siz görün istiyorum siz araştırın ve kadının zekasına yine yine ve yine hayran olun. son sözden alıntı yapıyorum " le guin bize mükemmel bir toplum tasvir etmiyor, tersine tüm eksiklikleriyle yeni bir dünyayı ve tüm sevilebilir yanlarıyla bir eski dünyayı karşı karşıya ve yan yana koyuyor, karşımıza koyuyor. bir tercih yapmamız için değil, ikisine birden bakarak kendimize bir umut ufku oluşturmamız için." hiçbir şeye sahip olmuyor ve de hiçbir şeye ait olmuyorsun. ya topluma katılıyor yada yalnızlaşıyorsun. hiçbir bürokrasiye yer yok. i̇stediğin, yetenekli olduğun işte çalışıyorsun. paylaşıyorsun ama bu bile yetmiyor dünyayı güzel yapmaya. öte yandan eski dünya mülkiyetçi. urrasta nefret,hırs,para sevdası,hırsızlık her şey var. fakat cennet gibi duruyor dışardan. ve bizim bildiğimiz gerçek dünya artık yaşanmayacak halde. i̇nsan ırkı her şeyin sonunu getirip dünyayı bitirmiş. fizik uğruna her şeyi yapabilecek odocu toplumdan gelme anarreste yaşayan bir adam shevek. gün geçtikçe içinde yaşadığı dünyayı tanımaya, diğer dünyaya özenmeye ve en sonda büyük resmi görmeye başlıyor. en güzel ütopya bile distopyalar, en kötü distopyalar da ütopyalar doğurabiliyor ve o bunu fark ediyor. gerçek yolculuk geri dönüştür diyor ve özüne hayatına, ideallerine dönmek için çabalıyor bir süre sonra. şu kadar söyleyeyim hiçbir distopya/ ütopya tarzı kitapta bu kadar altını çizdiğim cümle olmadı. sanırım bütün sayfalar çizili. paylaşmıyorum, büyüsü bozulmasın. okuyun derim. ama benim yaptığım gibi karmaşanın ortasında değil dingin bir vakitte. orada yaşayarak.. "bense ruhsal acıdan söz ediyorum! i̇nsanların yeteneklerinin, çalışmalarının, yaşamlarının boşa gittiğini görmelerinden. akıllıların aptallara boyun eğmelerinden. güçlülük ve cesaretin kıskançlık, güç hırsı ve değişme korkusu tarafından boğulduğunu görmelerinden. değişme özgürlüktür, değişme yaşamdır. ama artık hiç bir şey değişmiyor! toplumumuz hasta. biliyorsun. sen de onun hastalığını yaşıyorsun. onun intihara sürükleyen hastalığı. " "'vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. devrim'i satın alamazsınız. devrim'i yapamazsınız. devrim olabilirsiniz ancak. devrim ya ruhunuzdadır ya da hiçbir yerde değildir.' konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı."
    ... diğer entiriler ...