bugün
yenile

    avrupa birliği komşuluk politikaları

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    (#1756844) şu entrye binaen girmem gerekiyordu girdim. vaktiyle cinnah bana batının makale şampiyonu dediydi de inanmadınız dkgkgl her zaman ki gibi birkaç makalenin karışımıdır. özendim de ha. çok bir numarası olmasa da okuyanlar için iyi okumalar. akp: avrupa komşuluk politikası. avrupa birliği, kuruluşunda ekonomik bir entegrasyon olarak kurulan fakat daha sonra üyelerin ve uluslararası konjonktüründe etkisiyle zaman içerisinde ekonomik entegrasyonun yanında, parasal ve siyasi birlik eğilimiyle revize edilen bir örgüttür. üye sayısının zaman içerisinde artması ile beraber çeşitli dönemlerde farklı politikalar geliştirilmiştir. avrupa komşuluk politikası da soğuk savaş sonrası dönemde avrupa birliği’nin yoğunlaştığı iki önemli politika olan siyasal bütünleşme ve genişlemenin bir koludur. özellikle 2004 ve 2007 yıllarında 12 devletin ab’ye üye olmasıyla beraber genişlemenin doğu ayağı neredeyse tamamlanmış olup, ancak son genişleme dalgası ile beraber komşu olunan yeni ülkeler bazı fırsatlar ve tehditler doğurmuştur. fırsatlardan yararlanmak ve tehditleri en aza indirgemek amacıyla ab tarafından avrupa komşuluk politikası (akp- europen neighbourhood policy) geliştirilmiştir. soğuk savaş sonrası dönemde ab açısından en önemli gelişme şüphesiz 1992 yılında imzalanan maastricht antlaşması ile topluluğun birliğe dönüşmesidir. diğer bir önemli gelişme ise bu antlaşma ile beraber avrupa devletlerine birliğe üyeliğin yollarının açılmış olmasıdır. böylelikle sovyetler birliğinin dağılmasıyla ortaya çıkan bağımsız devletlerin sovyet etkisinden kurtularak birliğe üye olması amaçlanmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde, bir yandan ab’nin ortak dış ve güvenlik politikası önemli ölçüde biçimlenmiş, diğer yandan son genişleme dalgası ile beraber yeni bölgelere komşu olunmuştur. bu kapsamda, mart 2003’te komisyon tarafından “daha geniş avrupa-komşuluk: güney ve doğu komşularıyla i̇lişkiler i̇çin yeni bir çerçeve” dokümanı hazırlanarak “daha geniş avrupa görev gücü” oluşturulmuştur. 12 mayıs 2004 tarihinde ise komşuluk politikasının temel belgesi niteliğinde olan “avrupa komşuluk politikası strateji belgesi” yayımlamıştır. avrupa komşuluk politikası esas olarak, ab’nin doğuya genişlemesi sürecinde olgunlaşmıştır. amacı, ab’nin doğuya genişlemesinin bir sonucu olarak ortaya çıkacak olan yeni komşuluk ilişkilerini olumlu biçimde şekillendirmektir. ab’nin komşuluk politikası, ab’nin aday statüsünde olmayan yakın komşuları olan; i̇srail, ürdün, moldovya, fas, tunus, filistin, ukrayna, ermenistan, azerbaycan , mısır, gürcistan, lübnan, cezayir, suriye, libya ve belarus olmak üzere on altı ülkeyi kapsamaktadır. söz konusu ülkeler ile ortaklık antlaşması imzalanmakta, sonrasında ise bu antlaşma çerçevesinde eylem planları hazırlanmaktadır. akp gibi kapsamlı ve yakın gelecekte daha da ön plana çıkması imkan dahilinde olan bir politika sadece ab‟nin birtakım sorunlarını çözme amacını taşımamakta, bunlarla bağlantılı olarak daha geniş perspektiften başka bazı getirileri de öngörmektedir. bu bağlamda akp, birliğin nüfuz alanını genişleterek bölgesel ve global trendleri yönlendirebilme amacını da içermektedir. politikaların ana hedefi her iki tarafın da refah, istikrar ve güvenliğini arttırmak yolunda ortak çıkarların desteklenmesinden oluşmaktadır. bu hedefe yönelik olarak politika kapsamındaki her bir komşu ülkenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, ülkelere özgü bir şekilde farklılaştırılmış projeler oluşturulmuştur. avrupa komşuluk politikası’nın amaçları soğuk savaş’ın sona ermesiyle beraber ab komşularına yönelik yeni politika arayışlarına girmiştir. 1993 yılında avrupa serbest ticaret bölgesi’ne (efta) üye ülkelerle avrupa ekonomik alanı (aea) kurulması kararlaştırıldı. 1990’lı yılların başından itibaren sosyalist sistemden piyasa ekonomisine geçişe hazırlanan orta ve doğu avrupa ülkeleri’ne (odaü) yönelik ab tarafından yeni stratejiler geliştirilmeye başlandı. bu bağlamda ab konseyi kopenhag zirvesi (1993) ile odaü’ler için üyelik yolunu açmıştır. yaklaşık bir sene sonraki essen zirvesi’nde ise (1994) katılım öncesi strateji belirlenmiş, iyi komşuluk ilişkilerine vurgu yapılmış, bu tarz ilişkilerin katılımın ön koşulu olduğu belirlenmiştir. aday ülkelerin üyelikleriyle beraber yeni sorunlar ithal etmek istemeyen ab, bu ülkelerin komşularıyla olan sınır ve azınlık sorunlarını katılım öncesinde çözmelerini istemiştir. 1995 yılında avusturya, finlandiya ve norveç gibi efta ülkelerinin ab’ye üye olmalarından sonra ab diğer efta ülkeleriyle (norveç, i̇zlanda, lichtenstein) aea çerçevesinde komşuluk politikası sürdürmüştür. 1995 yılında güney akdeniz ülkelerine yönelik avrupa akdeniz ortaklık politikasını (the euro-mediterranean partnership) başlattı. 1997 yılında da finlandiya’nın girişimleri sonucu ab’nin kuzey bölgesindeki sınırdaş ülkelere yönelik yeni bir strateji uygulamaya kondu. bu doğrultuda rusya’ya yönelik 2000 ve 2003 yılında iki eylem planı kabul edilmiştir. kendi coğrafyası üzerinde özgürlük, güvenlik ve adalet alanı tesis etmek isteyen birlik için, kendi coğrafyasına yönelik yasadışı göç, artan sığınma talepleri, kadın-çocuk ticareti ve uyuşturucu trafiği en büyük sorunlardır. ayrıca ekonomik büyümenin bir yansıması olarak enerji sorunu da ab açısından önem arz eden bir konudur. bu bağlamda akp’nin nihai amaçlarından belki de en önemlisi iyi komşuluk ilişkileri ile enerji sorununu çözmek ve bu illegal oluşumların önüne geçmektir. akp kapsamında ki ülkelere baktığımızda enerji sorununu çözebilecek kapasitede ülkeler olduğunu da görmekteyiz. akp vasıtasıyla çözüm üretilmesi amaçlanan ya da yeni gelişim imkânları yaratılması düşünülen konular çevre, ulaştırma, bilimsel araştırma gibi birçok alanı içine almaktadır. akp kapsamında ki güney ve son genişlemeyle beraber yeni komşu olunan ülkeler her ne kadar ab açısından uyuşturucu, çeşitli illegal oluşumlar açısından tehdit oluştursa da, bu ülkeler belki de ab açısından en önemli sorun olan enerji sorununu çözüme kavuşturabilecek potansiyele sahip olduğundan akp, ab açısından büyük önem arz etmektedir. akp 175 aynı zamanda bu sorunların çözümüyle birliktelik taşıyan daha geniş politik ve ekonomik amaçlara da ulaşmak için tasarlanmış bir projedir. bütün bunlar altında akp’nin temel amacı, ab’ni yeni komşularıyla ilişkilerinin derinleştirilmesi ve böylelikle avrupa kıtasını bölen sınır çizgilerinin oluşmasını engellemektir. yani, komşuluk politikası yeni bir genişleme dalgası olarak değil, yeni komşular arasındaki bağların güçlendirilmesi olgusuyla ortaya atılmıştır. politikaların ana hedefi, her iki tarafın da refah, istikrar ve güvenliğini arttırmak yolunda ortak çıkarların desteklenmesinden oluşmaktadır. bu hedefe yönelik olarak politika kapsamındaki her bir komşu ülkenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, ülkelere özgü bir şekilde farklılaştırılmış projeler oluşturulmuştur. komşuluk politikası kapsamındaki söz konusu projelerdeki ortak amaçlar üç ana başlık altında toplanabilir: ortak değerler ve çıkarlar çerçevesinde siyasi işbirliğini geliştirerek özgürlük ve demokrasinin yayılması, önemli boyutta ekonomik bütünleşme sağlamak ve ekonomik reform süreçlerini desteklemek yoluyla komşu ülkelerde refah düzeyini arttırmak, avrupa güvenlik stratejisi’yle de paralel olarak komşu ülkelerle kalkınma, çevre, silahsızlanma ve terörizm konularında ortak çalışmalar yürüterek, istikrar ve güvenliğin arttırılması. aynı zamanda komşuluk politikası, komşu ülkelerin, ab genişlemesinden istikrar, güvenlik ve refah açısından maksimum düzeyde yararlanmalarını öngörür. bu amaç, ab anayasanın hazırlık çalışmalarında da yansıtılmış bu bağlamda akp’nin önemi aralık 2003’te onaylanmış olan avrupa güvenlik stratejisi’nde vurgulanmıştır. söz konusu stratejide, ab’nin görevinin yakın komşularının istikrar ve iyi idaresine hususi bir katkıda bulunmak ve birliğin doğusunda ve akdeniz kıyısında bulunan ülkelerde iyi yönetimlerin hakim olduğu ülkeler zinciri oluşmasını desteklemek olduğu bildirilmektedir. komşuluk politikası, normal ilişki seyrinden farklı özelliklere sahiptir. öncelikle akp, ab’nin temel politika araçlarını daha yoğunlaşmış bir şekilde bir araya getirmekte, bu yolla ortaklığın geliştirilmesi için klasik dış politika yöntemlerinin dışına çıkılarak, komşu ülkelerde ki modernleşme ve reformlara daha fazla destek sağlanması öngörülmüştür. akp, mevcut ikili ilişkiler ile karşılaştırıldığında, daha fazla konuyu, daha derin bir şekilde kapsamakta ve çözüm önerileri sunmaktadır. bu çözüm önerileri ise, ekonomik bütünleşme ve daha yakın siyasi ilişkilerdir. komşuluk politikası’nda ab tarafından komşu ülkelere ayrılan fonlarda büyük önem taşımaktadır. 2000-2006 bütçe döneminde bölgesel olarak kullanılan tacis (doğu avrupa ve rusya’ya yönelik), meda (güney akdeniz kıyıları), cards (batı balkan ülkeleri), eidhr (demokrasi ve i̇nsan hakları konusunda avrupa girişimi) çeşitli mali ya da tematik yardım programları uygulanmaktadır. tüm bu programlar 1 ocak 2007 yılından itibaren avrupa komşuluk ve ortaklık aracı adı altında oluşturulan mekanizmanın altında toplanmıştır. aynı zamanda, komşuluk politikası kapsamında ki ülkelerin avrupa pazarı’nda daha fazla yer alması ve aktif olması desteklenmektedir. avrupa komşuluk politikasının kapsamındaki ülkelere etkisi ab, bir yandan üye devletler arasındaki her türlü bariyer ve kontrolü en aza indirmek veya tamamen kaldırmak yoluyla ‘’şeffaf’’’(soft) iç sınırlara sahip olma politikasını uygulamaya sokarken; öte yandan özgürlük, güvenlik ve adalet alanı olarak tesis etmek istediği birlik topraklarını, dışarıya karşı her bakımdan kontrol altına almak için de, ‘’sıkı’’ (hard) dış sınırlar inşa etme eğilimindedir. i̇ç sınırların kaldırılmasındaki amaç ekonomik, politik ve sosyal bütünleşmeyi azami noktaya taşımak iken, dış sınırlarda oluşan artan koruma ve güvenlik eğiliminin en temel sebebi ise birliğin karşı karşıya kaldığı birtakım sorunlardır. aynı zamanda ab’ye üyelik perspektifi içermeyen fakat komşu ülkelerle ekonomik uyum ve göçmen kontrolünü sağlamaya yönelik iki önemli amaç bulunmaktadır. akp ile ekonomik açıdan refah ve yasal göç akımlarının düzene konulması amaçlanılmaktadır. akp, ab sınırlarında barışın ve istikrarın sağlaması amacıyla dizayn edilmiştir. ab bu ülkelere verdiği üyelik vaadi ile hem ülkelerin siyasi ve ekonomik açıdan reforme edilmesini ve birliğe entegrasyon sürecini hızlandırmayı amaçlarken bir yandan da uluslararası suçlar ve insan kaçakçılığı ile mücadele etmek amacıyla çözüm yolları aramaya başlamıştır. son genişleme dalgasından sonra, ab’nin yeni coğrafyalarda komşular edinmesiyle beraber, ab’ye yönelen yasadışı göç artmıştır. yasadışı göçün yoğun olarak izlediği rota ise başta aşağı sahra ülkelerinden olmak üzere genelde bütün afrika‟dan insanları özellikle libya, tunus ve fas gibi kuzey kıyılarından başlayıp i̇talya, malta ve i̇spanya gibi ülkelere taşıyandır. bunu da, batı balkanlardan çeşitli ab ülkelerine yönelen rota takip ederken; aynı şekilde ve hatta üye olmalarından sonra artan oranda orta ve doğu avrupa‟daki ab ülkelerini hedefleyen ve rusya, ukrayna, belarus ve moldova üzerinden geçiş yapılan rota izlemektedir. ab bununla başa çıkmak amacıyla sınır kontrollerini polisiye önemleri arttırmakla beraber yasakçı ve dışlayıcı bir politika uygulaması ab’nin demokrasi ve çok kültürlülük ilkeleriyle örtüşmediğinden ve kötü bir imaj yaratacağından dolayı tek boyutlu politikaların işe yaramayacağı anlaşılmış ve bu amaçla akp ortaya atılmıştır. hatta akp’nin ortaya atılmasındaki diğer amaçları göz ardı eden ve sadece yasadışı göçle mücadele etmesiyle ortaya çıktığı düşünülen bir anlayışta söz konusudur. bütün bunların yanında her ne kadar birçok insan ab topraklarına ayak basmanın yollarını ararken ab’de kendi gelişmişlik ve refah seviyesini korumanın gayesini taşımaktadır. bu açıdan en büyük sorun büyük bir nüfus ve dünyanın en büyük ekonomisine sahip olmasına rağmen enerji bakımından dışa bağımlı olmasıdır. bu enerji açığını gidermek amacıyla, en önemli petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunduğu bölgeler ile (rusya, hazar bölgesi, kuzey afrika ve ortadoğu) akp kapsamında iyi komşuluk ilişkileri geliştirmek hedeflenmektedir. rusya haricindeki diğer bölgeler akp’nin kapsama alanında yada çok yakınında bulunmaktadır. bu nedenle bu bölgelerle ortaklık antlaşmaları hedeflenmektedir. öyle ki 2004 tarihinde yayınlanan avrupa güvenlik stratejisi raporunda, birliğin güney kafkas ülkeleri ile “daha güçlü ve daha aktif” ilişkiler kurması gerektiği vurgulanmış ve bunun üzerine ikinci komisyon çalışmasında bölge ülkeleri akp’ye dahil edilmişlerdir. yine tek başına enerji bağlamında büyük önem arz eden ve akp kapsamında olan cezayir ile stratejik ortaklık önerilmiştir. kuzey afrika ülkeleri ab’nin enerji ihtiyacının %20 sini karşıladığından dolayı akp açısından çok önemlidir. rusya doğalgazını avrupa’ya taşıyan transit bir ülke olan ukrayna ab tarafından doğal kaynak statüsünde değerlendirilmese bile çok önemlidir. ukrayna rusya’dan sonra avrupa’nın ikinci en büyük doğalgaz depolama sahip olması ve hazar doğalgazını karadeniz üzerinden avrupa’ya dağıtma konusunda jeopolitik bir öneme sahiptir. bütün bunlar çerçevesinde ab ukrayna ile 2005’te özel bir memorandum imzalamıştır. memorandum, iki taraf arasındaki akp hareket planı çerçevesinde enerji konusunda belirlenen hedeflerin gerçekleşmesini öngörmüştür ab’nin global amaçları açısından avrupa komşuluk politikası avrupa komşuluk politikası , bugüne kadar hep birlik alanı ya da birliğe aday ülke alanları üzerinde yoğunlaşan ve bu alanı kontrol ve inşa amacı için çalışan ab’nin, dikkatini birlik alanı dışına da çıkarmasının ve kendi ekonomik ve siyasi yönetim anlayışını birlik-dışı alanlara da yaymak istemesinin en açık manifestosu olmuştur. her şey den önce akp vasıtasıyla ab, bölgesel krizlere (filistin-i̇srail anlaşmazlığı, batı sahra’ da ki gerilim) ve ülkelerin iç sorunlarına-krizlerine (gürcistan’daki abhazya ve güney osetya, ermenistan-azerbaycan arasındaki karabağ sorunları gibi) daha fazla ve daha etkin yaklaşarak dış politikadaki manevra alanını genişletmeyi amaçlamaktadır. bölgesel işbirliği antlaşmaları sayesinde ve bölgesel işbirliği organizasyonları yoluyla, sadece komşu ülkelerin değil, komşuların komşularını da içine alacak geniş bir alanda ab’ye, etkisini hissettirebilme amacını da taşıyan stratejik bir araçtır. global anlamda birliğin, özellikle kısa vadede ekonomik ve daha sonra politik potansiyelini daha da artırmayı ve yüzün üzerinde ülkeyi içine alacak olan bir “nüfuz bölgesi-zone of influence” oluşturmayı amaçlayan bir politikadır. ortak demokratik liberal değerlere veya en azından belirli politikalara dayalı işbirliği ve ortaklıklar çerçevesinde birbirine entegre edilecek coğrafi alanları kapsayacak bu genişletilmiş nüfuz bölgesi stratejisinin bir örneği orta asya ülkeleri ile yeni bir ortaklık stratejisi geliştirme yönündeki atılım olmuştur. aslında bu atılım, akp’nin özellikle yasadışı göç, uyuşturucu kaçakçılığı ve enerji sorunlarını çözme amaçlarının tamamlayıcısı niteliğinde yeni bir dış politika aracıdır. akp yoluyla özellikle güney kafkaslar üzerinden açılan koridorun işlevsel hale getirilebilmesi için orta asya ülkelerine uzatılan bir ortaklık girişimidir. akp’nin bir amacı da, özellikle son genişleme dalgasında birliğe dahil olan ve devlet ve bireyler açısından ab üyeliğinin getirdiği önemli nimetlerden yararlanmaya başlayan ülkelere karşılık, bunların hemen yakınında bulunan ve fakat öngörülebilir bir gelecekte birliğin her hangi bir şekilde kabul etmeyi düşünmediği ülkelerin hayal kırıklıklarını azaltmaktır. bir bakıma, orta ve doğu avrupa ülkelerinde reformları hızlandırmak için başarıyla manipüle edilen ve “altın havuç” olarak değerlendirilen tam üyelik hakkı verilemese de, “gümüş ya da bronz havuç” vaat etmek suretiyle bu ülkeleri işbirliği halkasından uzak tutmamayı amaçlamaktadır. ab’nin, akp kapsamındaki ülkeler arasında sınırlar arası veya daha geniş katılımlı bölgesel işbirliği projelerine destek vereceğini açıklaması da, geri kalmışlık ve buna bağlı göç gibi sorunların bu bölgelerde daha kolay çözümüne yönelik bir strateji olduğu gibi, aynı zamanda doğu avrupa ve güney kafkasya’daki ülkeleri ab üyeliği beklentisinden uzaklaştırıp, başka bölgesel örgütlere yönlendirmeyi amaçlamaktadır. arap bahar’inin akp üzeri̇ndeki̇ etki̇si̇ 2010 yılı sonunda patlak veren arap baharı, akp için bir sınav niteliği taşımaktadır. birlik kuzey afrika ve ortadoğu’da gelişen yeni dinamiklere hazırlıksız yakalanmış, süreçte takındığı tutum ve politikalar açısından ise uluslararası kamuoyu tarafından eleştirilere maruz kalmıştır. birlik, mısır ve tunus’ ta ki hareketlerde yanlış pozisyon almak ve pasif kalmakla suçlanmıştır. olayların başında rejim yanlısı bir tavır takınılması birliğin bölgedeki imajını zedelemiştir. libya’da ise oluşan bu algıya karşın muhalif gruplar desteklenmiş, ancak fransa ve i̇ngiltere’nin askeri operasyon yanlısı olması, almanya ve i̇talya’nın da çekimse kalmaları, her zaman sorgulanan ortak dış ve güvenlik politikasının tekrardan sorgulanmasına neden olmuştur. bahreyn, yemen, fas, ürdün, umman, cezayir, kuveyt ve lübnan’daki isyanlarda ab, ekonomik ve stratejik çıkarları ile sessiz kalmayı tercih etmiştir. suriye’deki kriz sürecinde ab ülkelerinin esad muhalifleri yanında yer aldıkları görülmüştür. suriye krizinde i̇ngiltere, fransa ve almanya’nın tutumlarını etkin bir şekilde dile getirmelerine karşın, birlik ülkedeki siyasi krizi yatıştıracak derecede yapıcı ve tek sesli bir tutum ortaya koymakta zorlanmıştır. birlik içinde tek sesli bir refleksin oluşturulamaması tartışmalara neden olsa da, akp akdeniz kanadında yeniden yapılanmaya gitmesi zorunlu bir hal almıştır. bu zorunluluğu oluşturan en önemli unsur güvenliktir. bölgede oluşan istikrarsız durum, terörizmin ve onu besleyen unsurların yükselişi bölgede kitle imha silahlarının yaygınlaşması ve yasa dışı örgütlerin kontrolüne geçmesi gibi riskleri doğurmuştur. bu durumun farkında olan ab bu tehditlere karşı önleyici bir mekanizma geliştirmeyi hedeflemiştir. ortadoğu’daki siyasi ve sosyal istikrarsızlıklar, mülteci sorununu da ortaya çıkartmaktadır. irak, ürdün, lübnan ve türkiye gibi ülkelerdeki mülteci sayısı her geçen gün artmaktadır ve bu durum bölgeye yakın olan ab açısından da büyük bir tehdit kaynağıdır. aynı zamanda, bölge ülkelerindeki istikrarsız durum ve ekonomilerinin her geçen gün kötüye gitmesi toplumsal kutuplaşmayı arttırmaktadır. bu kutuplaşmalar terörizmi beslemektedir. oluşan bu ekonomik ve siyasi sistem içerisinde, akp çok önemli bir rol oynamak durumundadır. birlik bu bölgede, aktif olabilmek amacı ile bazı politikaları yürürlüğe koymuştur. bu politikalar mali yardım ile demokratik kurumlara teşvik sağlamak ve ekonomik durumu iyileştirmektir. ab’nin komşuluk politikası çerçevesinde azerbaycan ile i̇lişkileri komşuluk politikası çerçevesinde ab, güney kafkasya ülkelerine yönelik olarak geleneksel bölgesel yaklaşımını devam ettirerek beş yıllık eylem planlarını azerbaycan, ermenistan ve gürcistan ile aynı tarihte imzalamıştır. bu üç ülkeye yönelik eylem planlarının içerikleri de büyük ölçüde benzerlik göstermektedir. bununla birlikte, azerbaycan’ın avrupa komşuluk politikasından beklentileri ermenistan ve gürcistan’ın beklentilerinden farklıdır. gürcistan, komşuluk politikasını ab üyeliği sürecinde bir hazırlık dönemi olarak görmektedir. ermenistan dış politikasında rusya’ya bağımlılığı dolayısı ile ab ile yakın siyasi ilişkiler kurmaya çalışmaktan ziyade ekonomik işbirliği konuları üzerinde odaklanmaktadır. azerbaycan ise bunlardan farklıdır çünkü ekonomisinin makro-ekonomik temelleri sağlam olduğundan dolayı diğer iki komşusu kadar ihtiyacı yoktur. azerbaycan hem sahip olduğu petrol ve doğalgaz kaynaklarının yanında orta asya doğalgazının avrupa’ya açılması açısından da ab için stratejik bir ülke olduğundan dolayı akp çerçevesinde yürütülen ilişkiler son derece önemlidir. bunun yanında azerbaycan hem bölgesel güçler(i̇ran ve türkiye) hem de küresel güçler (abd, ab ve rusya) arasında denge politikası yürütmektedir. ab’ye üye olmak gibi bir amaç taşımayan azerbaycan için avrupa birliğinin yumuşak gücü etkili değildir. mayıs 2009’dan itibaren azerbaycan, akp’nin doğu boyutunu oluşturan, ikili ve çok taraflı ilişkilerin derinleştirilmesi temeline dayanan doğu ortaklığı programının içine alınmıştır. bu program çerçevesinde ortaklık anlaşması görüşmeleri temmuz 2010’da başlamış olup hala devam edilmektedir. akp, ab üyesi ülkelerin ve azerbaycan’ın egemenlik, toprak bütünlüğü ve uluslararası alanda tanınmış sınırlarının dokunulmazlığını karşılıklı olarak kabul eder, uluslararası ve avrupa normlarının yanı sıra siyasi, ekonomik ve kurumsal reformların etkili bir şekilde uygulanmasına dayanan çok iddialı hedefler ortaya koymaktadır. bu bağlamda azerbaycan ab ile yoğunlaştırılmış siyasi, güvenlik ve ekonomik ilişkiler kurmaya, geliştirilmiş bölgesel ve sınır ötesi işbirliğine, çatışmaların önlenmesi ve çözümünde ortak sorumluluk almaya davet edilmektedir. i̇lişkilerin seviyesi azerbaycan’ın ortak değerlere bağlılığına ve ortak olarak karar verilen öncelikleri uygulama kapasitesine bağlıdır. karadeni̇z havzasina yöneli̇k avrupa komşuluk poli̇ti̇kasi jeopolitik önemi nedeniyle karadeniz havzası, global ve bölgesel güç dengelerinin önemli bir yansıma alanı olmuştur. havza, karadeniz suları ve bu denize kıyısı bulunan türkiye, gürcistan, rusya, ukrayna, romanya ve bulgaristan tarafından çevrelenmektedir. aynı zamanda ekonomik bağlar ve siyasi gerekçelerle havza alanının genişlemesi(arnavutluk, belarus, yunanistan, moldova, azerbaycan, ermenistan) hatta üçüncü kategorideki gözlemci ülkelerin dahil edilmesi ile havza çok daha büyük bir alana yayılmış ve yoğun güç müdahaleleri yaşanmıştır. sovyetler birliği’nin dağılışını izleyen dönemde karadeniz havzası’da hareketlenmiş; yoğun ikili ve çoklu işbirliği yaşanmıştır. aynı zamanda havza, bölgesel işbirliği alternatifleri için son derece uygundur. dil, din ve etnik yapı zenginliği içerisinde karadeniz havzası, esasen küresel resmin bölgesel bir yansıması gibidir. ab, geç olarak nitelendirilebilecek bir dönemde, karadeniz’e özel politikalarını yürürlüğe koymuş; giderek ivme kazanan münasebetler çerçevesinde enerji, ulaşım, iletişim gibi sektörel kalemlerin yanı sıra; demokrasi, hak ve özgürlükler, sivil toplum gibi başlıklarda da yoğun temaslar yürütmeye başlamıştır. ab’nin bölgeye yönelik komşuluk eksenli stratejileri temelinde düşünülebilecek bir bölgesel güç dengesinde, türkiye ve rusya’nın ağırlığı kendine özeldir. karadeniz’i çevreleyen ülkelerin yer aldı- ğı bu çok aktörlü yapıda ab ile birlikte öne çıkan rusya ve türkiye’nin konumlanmaları, avrupa komşuluk politikası’nın (akp) geleceğinin de belirleyicisi durumundadır. avrupa komşuluk politikası’nın daha fonksiyonel olabilmesi için öne sürülen tezlerden en dikkat çekeni, ab’nin rusya ve türkiye ile daha yakın bir entegrasyon sağlamasının gerekliliği yönündedir. rusya’nın ve türkiye’nin havza’daki politik konumlanmaları, hem ab politikalarının hem de bölgesel istikrarın gidişatına önemli ölçüde etkilidir. ab’nin havza’daki komşuluk çabalarının geleceği, rusya ve türkiye gibi iki önemli bölgesel aktörün yeni komşularını ne ölçüde kabulleneceğine de bağlıdır. bugün ortak para birimi, bayrağı, marşı ve 27 üyeli devasa yapısıyla ab; balkanlar’a, akdeniz’e ve karadeniz’e uzanan bir yayılma kuşağı çizmektedir. nitekim avrupa komşuluk politikası, ab’nin klasik avrupa sınırlarını aşmasını sağlamış; bir yandan “avro-afrika paktı” devreye girerken, diğer yandan “avro-akdeniz ortaklığı”, komşuluk politikasının 2004 yılında aktif edilmesinin ardından i̇srail, filistin ve ürdün gibi ülkeleri de içine alacak şekilde ortadoğu’ya uzanmıştır. ab’nin bu genişleme stratejileri bazı üye devletler tarafından tehdit olarak algılanmakta ve bu denli büyük bir açılımın birliğin bütünselliğine zarar vereceğini düşünmektedirler. bu bağlamda ab bir yandan birlik içi entegrasyonu pekiştirecek uygulamalar geliştirirken, diğer yandan dışa dönük sistematik ilişkiler tesis etmektedir. karadeniz havzası da bu kapsamda ab dış politikasının stratejik yönelimlerinden biri olmuştur. karadeniz havzası’na dönük ab açılımı (wider europe) somut bir plan çerçevesinde ilk olarak mart 2003 itibarıyla uygulamaya konmuştur. her ne kadar bölgeye dönük mali yardım projeleri daha önce başlamışsa da ab’nin karadeniz havzası’nda fiilen boy göstermesi daha ziyade romanya ve bulgaristan’ın 2007 yılında birliğe üye olması ile mümkün olabilmiştir. aslında yıllardır türkiye’nin birliğe üyeliğinin geciktirilmesinin en somut sonuçlarından biri de ab’nin karadeniz jeopolitiğine geç dâhil olması olmuştur. ab’nin bölgeye yönelik ilgisi, 1990’lı yıllar itibarıyla görünür hale gelmiş, ancak istikrarlı bir yükseliş sergilememiştir. bununla birlikte dış yardım ve işbirliği politikalarının sürekliliğinden bahsetmek mümkündür. özellikle mayıs 2004’te eski sovyet bloku ülkelerinin birliğe dâhil edilmesiyle ivme kazanan genişleme sürecinde, ikili ve çoklu işbirliği opsiyonlarının işlerlik kazanması, ab’nin bölgeye yönelik politikalarını daha görünür kılmıştır. bm’nin etkisinin azaldığı ve amerika birleşik devletleri’nin (abd) dolaylı müdahaleleri tercih ettiği geride kalan süreçte ab, havza’da etkinliğini hissettirmektedir. yine de ab tarafından rusya’ya yönelik stratejiler çeşitli alt başlıklarla zenginleştirilmeye çalışılmaktadır. taraflar arasında 1994 yılında imzalanan (ancak 1997’de yürürlüğe konabilen) “ortaklık ve i̇şbirliği anlaşması”nı daha aktif bir boyuta taşıma düşüncesiyle 2008 temmuzunda başlayan müzakerelerde oldukça kapsamlı bir uygulama alanı öngörülmektedir. 2003 mayısında st. petersburg zirvesi’nde belirlenen şu dört ortak çalışma alanı, planlanan işbirliğinin temel bileşenlerini oluşturmaktadır: ● çevre ve ekonomik konular, ● özgürlük, güvenlik ve adalet, ● dış güvenlik, kriz yönetimi ve silahsızlanma, ● araştırma ve eğitim-kültür. ab ile rusya arasındaki anılan işbirliği başlıkları sadece sektörel değil, politik vurgular da içermektedir. özellikle ikinci bileşenin (özgürlük, güvenlik ve adalet) rus iç politikasına doğrudan tesir edebilecek unsurlar içerdiği söylenebilir. gerçekten de sözü edilen alanlarda liberal reformları teşvik etmek suretiyle ab, rusya içinde en azından bir toplumsal farkındalığı tetiklemiş durumdadır. 1 ocak 2007 tarihinde bulgaristan ve romanya’nın avrupa birliği’ne (ab) üye olmasının ardından gerek karadeniz’e sahili olan ve gerek tarihsel/kültürel bağı olan ülkeler arası işbirliğinin, ab komşuluk politikaları kapsamındaki önemi artmıştır. bulgaristan ve romanya’nın üyeliğini müteakiben geliştirilen bölge ülkelerine dönük işbirliği inisiyatifleri, ab’nin karadeniz’de önemli bir aktör haline gelmesine de büyük ölçüde zemin hazırlamıştır. ab’nin havza ülkelerini de içeren bir komşuluk politikası uygulaması, eksik bileşenlerine rağmen, bölgesel bir sinerji meydana getirmek isteyen diğer aktörleri de motive etmektedir. komşuluk politikası ekseninde ‘’avrupalılaşma’’ kavramı son genişleme dalgasından itibaren, ab’nin yeni komşu olduğu ülkelerle siyasi ve ekonomik açıdan nüfuzunu artırmaya yönelik çabaları sonucunda akp kapsamında bu ülkelere bazı etkileri olmuştur. avrupalılaşma kavramı, ab’nin gerek derinleşme gerekse genişleme bağlamında ki evrimin bir sonucudur. avrupalılaşma kavramı, belirli bir ekonomik ve siyasi olgunluğa ulaştığı bir dönem olan 1990’lı yılların ortalarında ortaya çıkmıştır. özellikle “doğu genişlemesi” olarak adlandırılan genişleme dalgası ile aday ülkelerin avrupalılaşması ise 2000’li yılların başından itibaren avrupalılaşma çalışmalarında önemli bir yer tutmaya başlamıştır. günümüzde ise avrupalılaşma kavramı ile ab’nin aday ve aday statüsü konumundaki ülkeler üzerinde etkisi olup olmadığından ziyade bu etkinin hangi derecede, hangi mekanizmalarla ve hangi yönde gerçekleştirildiği üzerine kullanılmaya başlanmıştır. avrupalılaşma kavramının birbirini tamamlayabilen farklı tanımları yapılmıştır. kavramın üzerinde uzlaşılan tek bir tanımının olmaması, kapsamın teorik ve siyasi gelişmelerden etkilenerek yıllar içinde genişlemesi ve çok faktörlü olmasından kaynaklanmaktadır. bu anlamda yapılan birçok tanım vardır. fakat genel anlamda bir tanım yapılacak olursa, avrupalılaşma, hem ab düzeyinde bir yönetişim sisteminin oluşması, hem de ab’nin üye devlete etkisi anlamında, ulusal devlet düzeyinde gerçekleşen değişiklik anlamına gelir. buna göre avrupalılaşma, hem ab düzeyinde bir yönetişim sisteminin oluşması, hem de ab’nin üye devlete etkisi anlamında, ulusal devlet düzeyinde gerçekleşen değişiklik anlamına gelir. avrupalılaşma kavramının avrupa’yı mı, yoksa ab’yi mi işaret ettiği noktası, kavramın dar ya da geniş tanımlanmasına olanak sağlayacağı için önemlidir. kavram dar anlamda ab mevzuatının üye/aday ülke tarafından uygulanması; geniş anlamda ise avrupa değer, sembol ve inançlarının benimsenmesi ile ulusal düzeyde gerçekleşen değişiklikler anlamında kullanılabilir. i̇kinci durumda avrupalılaşma tanımı kimlikleri de etkilediğinden süreç salt siyasa düzenlemeleri açısından değil, kültürel ve sosyal bir perspektiften de incelenmelidir. kavramın değer ve kimlikleri içine alan geniş tanımı, aslında avrupa ve ab’nin pek çok tartışmalı kavramını da gündeme getirmektedir. zira bu içerikte avrupa siyasi ve kültürel bir ortaklığa işaret etmektedir. bu ortaklığın, kendini net bir şekilde ortaya koyması kültürel ve coğrafi sınırlar konusunu da tartışmaya açmaktadır. oysa şu an avrupa’da gelecek vizyonu konusunda tartışmalar sürmekte, genişleme politikaları bağlamında avrupa sınırları tartışılmakta, avrupa kimliğinin ortak başarılarla mı yoksa kültürel ve coğrafi sınırlar ile mi oluşturulacağı konusu, göç, krizler, yabancı düşmanlığı, demokrasi açığı, meşruiyet gibi güncel konular ile çok faktörlü bir soruna dönüşmektedir. bu çerçevede avrupalılaşma kavramı bağlamında, kavramın içeriğini oluşturan avrupa ve avrupalılık konularının halen oluşmakta olan dinamik bir süreç içinde bulunduğunu belirtmek gerekir. söz konusu dinamizm yansımasını avrupalılaşmayı bir sonuç değil süreç olarak tarif edilmesinde bulmaktadır. bu durum aynı zamanda avrupa’nın kendisinin de avrupalılaşmakta olduğunu göstermektedir. komşuluk poli̇ti̇kasi eylem planlari ortak değerlere bağlılık: bu unsur eylem planlarında göz önünde bulundurulacak ilk unsurlardan birisidir. demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı gibi ortak değerleri içermektedir. bu konulardaki ortak ülkelerin bağlılık seviyeleri göz önünde bulundurulmaktadır. daha etkili siyasi diyalog: ortak güvenlik politikası ile de bağlantılı olarak, daha etkili siyasi diyaloğun yaratılması hususu da eylem planlarına eklenmiştir. bu çerçevede, dış politika ve güvenlik konuları kapsamında, özellikle bölgesel ve uluslararası konular, krizlerin önlenmesi, kriz yönetimi ve ortak güvenlik tehditleri gibi konularda çalışmalar öngörülmektedir. ekonomik ve sosyal kalkınma politikası: ticaret ilişkilerinin yanı sıra, mali ve teknik yardımın arttırılmasını içeren ekonomik hususlar konusu yer almaktadır. bu süreçte elde edilen ekonomik faydalar doğrudan ve dolaylı faydalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. tarifelerin ve tarife dışı engellerin kaldırılması ve piyasa bütünleşmesi sağlanması gibi hususlar doğrudan faydalar kapsamına girmektedir. ekonomik uygulamaların ab ekonomik modeline yaklaştırılması sureti ile bu ülkelerdeki yatırım ortamının iyileştirilmesi ve özel sektörün gelişimi açısından daha saydam ve istikrarlı bir ortam oluşturulması gibi komşu ülkelere daha fazla ekonomik katkı sağlayacak hususlar ise dolaylı faydalar olarak belirtilmektedir. ticaret ve i̇ç pazar: akp, euromed ortaklığı paralel olarak, ticaretin serbestleşmesini ve bölgesel bütünleşmeyi sağlayacak çeşitli araçları içeren bir politika niteliği taşımaktadır. özellikle doğu komşuları için(ukrayna ve moldova) ortaklık ve iş birliği anlaşmalarının ticaretle bağlantılı ilkelerinin tam olarak uygulanması ve dtö’ye üyelik akp kapsamındaki öncelikler arasında yer almaktadır. enerji: akp’nin en temel unsurlarından biri olan bu unsur komşu ülkelere stratejik enerji ortaklığının geliştirilmesi konusunu içermektedir. özellikle enerji temininin güvenliği konusunda komşu ülkelerle ortaklık hayati bir önem taşımaktadır. zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarıyla çevrelenmiş olan avrupa birliği dünyanın en büyük enerji ithalatçısı ve ikinci büyük enerji tüketicisi konumunda bulunmaktadır. tahminlere göre ab’nin enerji ithalatına bağımlılığı 2030’a kadar bugün ki %50 oranından %70 oranına çıkacaktır. bu nedenle, eylem planları enerji konusunda iş birliği ve diyaloğu arttırmak üzere somut adımlar içermektedir. ulaşım: ab ve komşu ülkeler arasındaki ticaret ve turizm faaliyetlerinin artması için daha etkili ve istikrarlı ulaşım sistemlerinin kurulması gerekmektedir. bu nedenle, akp çerçevesinde pan-avrupa ulaşım ağı kavramı ve çeşitli pan-avrupa ulaşım konferansları desteklenmektedir.
    ... diğer entiriler ...