başlıkta arama kısmına @deli ibo yazarsanız önceki entrymi de görürsünüz. bu adam bu istikrarı korudukça emekliliğe kadar beşiktaş'ın kalecisidir. ha istikrarını kaybeder -o kadar çok istikrar dedim ki rte gibi oldum- ya da -hiç sanmıyorum ama- beşiktaş 2-3 vites arttırıp şampiyonalar ligi çeyrek final gediklisi olur, işte o zaman değişir. galatasaray taraftarı biliyor ki takımlar kıyaslandığında 11 mevkinin 9'u beşiktaş lehine kalite bakımından. hatta bruma bile belki iş yapamaz beşiktaş'ta çünkü "at topu fink'e" modunda değil beşiktaş, o kontenjanı olsa olsa quaresma doldurur zaten. yani ileride top yapamayıp bruma'ya, lens'e atıp bir şeyler bekleyecek takım değil beşiktaş. i̇şte bu kalitesiz kadronun hasetliğinden midir bilinmez, bu talihsiz gecede bu adamı hedef alıyorlar. kendim de amatör -bayağı amatör- kalecilik yapmış biri olarak bilirim kaleciliğin nasıl nankör olduğunu. fabri'ye fatura kesmeyi mantıklı bulmuyorum. tolga'yı da hataları bini aşıncaya kadar destek olmuştum.
bütün bunların dışında bu adam beşiktaş'ın, hatta diğer tüm ileride oynayıp pas yapmaya çalışan, topu rakip sahaya yıkmak isteyen takımların aradığı kaleci türü, libero kaleci. yani bu adam stoper gibi gerekirse çıkıyor, pas alıyor ve veriyor. böylece stoperlerin arası daha da açılabiliyor, bekler daha ileri yerleşiyor ve rakip yarı sahaya çöküyoruz. ayrıca bu adamın daha tehlike olmadan dahi kestiği onlarca top gündeme gelmiyor. bu akşam ilk lyon maçında kendisi, atiba ya da marcelo "skerler oynayacağınız futbolu" diyerek kendileri kalemize golü atsalar ses etmezdim.
tek korkum özgüvenini kaybetmesi. umarım şenol hocam mental açıdan kendisini düzeltecektir. kendisi de türkiye'nin efaanevi kalecilerindendi.