bugün
yenile

    16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu

    9
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Cidden uzun bir yazı yazmak istiyorum artık. Maddelerle değil yönetimde tek başlılıktan bahsetmek istiyorum. Şimdi size anayasa değişikliğine dair maddeleri tek tek sunmadan onları ele almadan bir şey anlatmak istiyorum. Şimdi yazacağım bir kaç şeyin bende etkisi şudur: Hiç bir maddeyi okumadan bile anayasa değişikliği hakkında sağlam bir fikir oluşturabiliyor. Tabii değişikliklerin neler olacağını da okuyun elbette onları okumayın dediğim falan yok. Neyse konuya gelecek olursak ilk olarak bir şey hatırlatmak istiyorum. Gündem takibini ciddiye almayın. Çok ciddiyim gündem takibi hiç bir insanın işine yarayan bir şey değildir. Gündem insanları inşa etmek için dizayn edilmiş bir kurgudan ibarettir. Sebebi de çok basittir ve bizim iktidar bu sebebi ironik bir şekilde kendi lehleri için kullanır. "Algı operasyonu" Akp her türlü kriz ortamında bu kavramı öne sürer sıklıkla kullanır. İşlerin içinden çıkmak için savunma mekanizmaları algı operasyonu söylemiyle başlar. Ayrıca bazı olaylarda da haklıdır gerçekten de akp ve hükümet üzerine çeşitli algı operasyonları yapılır akp o zamanlarda öne sürdüğü bu bahanede haklı olabilir. Terör olayları gibi bazı sıkıntılı olay ve süreçlerde ciddi şekilde bir algı operasyonu güdülür. Akp bu konuda haklıdır. Ama akp seçmeninin görmediği ya da görmek istemediği durum şudur ki; algı operasyonu hiç bir zaman tek taraflı olmamıştır. Hatta bu yetkinlikte akp'nin eli her zaman daha güçlüdür. (bkz: alo fatih) Düşündüğümüz zaman Akp'nin 15 yılda ele geçirdiği medya, algı operasyonu için inanılmaz bir yapılanmadır. Gazete ve televizyon kanallarında Akp'nin a haber gibi doğrudan propaganda kanalları olduğu gibi onun dışında ciddi lobileri olan "tarafsız" kanalları da vardır. Bu açıdan baktığımız zaman medyada akp, diğer kurumlara nazaran çok ama çok güçlüdür. İşte akp seçmeninin kulak tıkadığı nokta budur. Bir algı operasyonu varsa eğer bunun en kral yapılandırıcı tarafı kesinlikle akp hükümeti ve Erdoğan'dır. İşte bu yüzden gündem takibini ciddiye almayın. Gündem insanların zihnini bok çukuruna sokmaktan başka hiç bir şeye yaramaz. Gündem medya gibi algı kontrolünün yapıldığı mecralarla sağlanır ve gündemi oluşturan medya güçlü bir şekilde akp tarafından totalde de tüm lobiler tarafından manipülasyon için kullanılır. Açık söylemek gerekirse çözüm süreci başladığı zaman inanılmaz umutluydum ben. İktidar 30 yıldır yapılmamış, denenmemiş olanı yapmak adına elini taşın altına koymuştu. Süreç istediğim gibi gelişmedi ama çözüm süreci yapılmasını istediğim bir girişimdi ama medyada bu öyle bir algıyla sunuldu ki türklük kavramlarına bile çok kolay dil uzatılabiliyor, ülkenin millet olma bilinci elinden alınmaya çalışılıyordu ve kimse de bundan rahatsız değildi. Hatta iş öyle ileri gitti ki medyanın algı operasyonlarıyla 40 yıllık terörist Barzani ülkede barış elçisi olarak ağırlanır olmuştu. Bu algı çok tehlikeliydi ve sonuçları ağır oldu ama bu tehlikeyi ön görememizin sebebi o günlerde medyanın yaptığı algı operasyonlarıydı. Şimdi ben anayasa değişikliği başlığında neden bu konuya değindim biraz da ondan bahsedeyim. Gündem üzerinden baktığımız zaman artık başkanlık sistemi söylemi o kadar da kullanılmaz oldu medyada. Bu kavram üzerinden bir algı operasyonu yapılıyordu. Halbuki zaten şu anki Erdoğan yönetim biçimi bile bir yerde fiili başkanlık sistemiyle birebir aynıydı. Hatta Tv'lere çıkan akpli şahıslar 2 yıl öncesine kadar bunu zaten söylüyorlar cumhurbaşkanımız fiili olarak başkanlık sistemi uyguluyor denilebiliyordu. Hatta tek bir yer altı kararıyla ülkenin başbakanını görevinden istifa ettirebiliyor, istediği şahsı başbakan ilan edebiliyordu Erdoğan. 2 başlı yönetim sistemini uygulatabilecek, yönetimde çatlak sesler çıkartabilecek ne kadar Akp'li vekil varsa hepsi kızağa alınmış akp tam biatçı bir kadroyla güçlendirilmişti bile. Ama şu an görüyoruz ki seçim çalışmalarında ısrarla başkanlık sistemi zikredilmiyor onun yerine manipüle edilerek cumhurbaşkanlığı sistemi, tük tipi başkanlık ve anayasa değişikliği zikrediliyor. Anayasa değişikliği söylemi ile zihinlerdeki darbe anayasasını değiştiriyoruz imajı getirilerek millet darbeci anayasayı değiştiriyor algısıyla zihinler etkileniyor. Halbuki 2010 referandumunda da darbe anayasını değiştiriyoruz demişlerdi zaten. Madem derdiniz darbeci anayasanın revize edilmesiydi millet bu imkanı bir kere tanıdı zaten bunun tekrar yapılıyor olması meselenin darbe anayasasıyla alakasının olmadığının en net örneğidir. Ama bununla bir manipülasyon yapılıyor. Neyse bu konuyu geçelim. Peki neden türk tipi başkanlık? Çünkü bu milletin toplumsal hafızasıyla bir manipülasyon denemesi yapılmaya çalışılıyor. Osmanlı'da ve önceki türk devletlerinde başkanlık sistemine benzer yönetimde tek seslilik var mıydı derseniz eeh evet yok diyemeyiz. Ama mesele türk tipi başkanlık algısıyla insanlara şunu yedirtebilmektir => Yanılmıyorsam Rte'nin 2013 konuşması bu. Erdoğan ne diyor bu konuşmasında? Osmanlıda federasyon yönetimi vardı. Osmanlı'da lazistan ve kürdistan eyaletleri vardı. Bunlar bizim tarihimiz. Eyvallah elbette tarihimiz. Şimdi bir dakika. Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel bir proje adamı olduğu söylenir her zaman. Ehh neden olmasın taşlar gayet de yerine oturuyor bir yerde. Hele hele BOP eş başkanı olduğunu söyledikten sonra bu iddialar ciddi şekilde güç kazanmıştı. RTE'nin proje adamı olması komplo teorisidir ama RTE'nin en azından kendi projesinin fedaratif yönetim sistemi olduğunu söyleyebiliriz. Ama gündem ısrarla bu durumun üzerini örtüyor. Asla ama asla federatif yönetim biçimi gibi bir söylem zikredilmiyor hiç bir yerde. Ama ben çok eminim eğer bu anayasa paketi seçimden geçerse çok yakın gelecekte başka bir referandum olacak ve bu seferde federatif yönetim için millet meclise gidecektir. Nereden mi biliyorum aha şu kısa videodan. => yıl daha 2004 Erdoğan daha çok yeni bir başkan olmasına rağmen başkanlık sisteminden bahsediyor ve ekliyor "ee şimdi zaten işi bir ucundan almayacaksın her şeyiyle ele alacaksın üstü şişhane altı kaval olmaz." Ne diyor Erdoğan? Başkanlık federasyon olmadan olmaz! Eee biz şimdilerin gündeminde neden bu işi işitmiyoruz. Neden kimse federasyondan bahsetmiyor? İşte Algı operasyonu dediğim tam olarak buydu. Ülkenin ulusal devlet yapısına doğrudan zarar verecek olan hatta özerklik gibi doğrudan bölünmelere yol açacak olan federatif sistem başkanlıktan sonraki ilk adım olmasına rağmen kimsecikler bunu dile getirmiyor. Ama Erdoğan kendisine Osmanlı'yı model alarak 1993-2002-2004-2013 yıllarında bunu sürekli zaten vurgulamıştı. Ama insanların zihinleri gündem ile öyle çok meşgul oluyor ki hafızamızı zorlamaya yeltenmeye vakit bile bulamıyoruz. Gündem insanların düşünmesini ve hatırlamasını zorlaştırıp suni sonuçlarla insanları dizayn eder ve meşgul eder. Akp yönetimi bunu çok iyi başarıyor. Şimdi Erdoğan ayrıca güçlü ülkelerin Federasyon korkusu yoktur, ABD bundan çekinmiyor Osmanlı çekinmedi biz niye çekinelim diyor. Buna inanan ciddi şekilde hak veren bir kalabalık da var. Yanlış!!! ABD'de bu durum işler. Çünkü ABD'yi birlikte tutan en önemli unsur güçlü bir devlet ihtiyacıdır. Ortak bir amaç vardır. İnsanlar federasyonlara bile bölünse her ABD vatandaşının ortak paydada buluştuğu bir şey vardır istisnasız olarak güçlü ABD hükümeti. Kolektif bir altyapı için ortak amaç gerekir, ortak bir ideal gerekir ABD için bu bir devlettir. Çünkü o topraklarda sıfırdan bir kültür inşa edildi. O topraklarda hiç bir etnik unsurun ezici bir üstünlüğü yoktu. italyanıyla, ingiliziyle, fransızıyla, portekizlisiyle topyekün bir ülke kuruldu ve her milletten insan için tek bir ortak gaye vardı o da devletti. Eğer orada kızıl derililer hala yaşıyor olsaydı o zaman görürdüm ben başkanlık sistemlerini de federatif yönetimlerini de. 50 yıldır o halkın tek bir sorunu var o da zenci sorunu. Ama bizde şu an onların zenci sorununun 2 katı gücünde 50 tane sorun var ve otoriter güç de o ülkeden kat be kat daha zayıf. Bu şartlarda federatif sistem zaten makul değil. Bir de Osmanlı'ya özenip federasyona ışık yakanlar var. Güzel kardeşim kazın ayağı öyle değil. Osmanlı'da da ortak ve güçlü bir payda vardı o da din birlikteliği. Dinsel unsurlar devleti sağlam bir şekilde bir arada tutuyordu. Ayrıca fransız ihtilali öncesi olmasıyla bir millet bilinci de dünyanın hiç bir yerinde yoktu. Zaten federatif Osmanlı fransız ihtilali ile en büyük darbeyi de almış oldu. Tutan Osmanlı federatif sistemi fransız ihtilali öncesine dayanan ve millet bilincinin olmadığı ama ortak payda olarak güçlü bir din bilincinin olduğu bir devletti. Bunların yanında da elbette çok ama çok güçlü bir devletti tıpkı şimdinin ABD'si gibi. Ya cidden gülüyorum ama başkanlık sisteminin ardından federasyonlar kurularak bütün ortadoğu'nun Aksaray'a bağlanacağına ve tüm ortadoğunun hamisi bir devlet yönetimi ve hilafetin olacağına inanan insanlar var. Gerçekten varlar. Olası bir 3. dünya savaşı için din bilinci altında türkiye tüm ortadoğuyu federasyonlarla kendine bağlayacak ve ortadoğuda sağlam bir ittifak kuracak diyenler var. O işler artık eskide kaldı. O yüzden ümmetçilik ve panislamizm teorilerini ciddiye almıyorum ben. Bugün ortadoğu'da insanlar birbirini kesiyorsa kendine müslüman diyen insanların öldürdüğü 100 insandan 90'ı yine müslümansa zibilyon tane mezhep varsa ve mezhepçilik kavgası hadsafhaya ulaşmışsa orada her hangi bir din bilinci yoktur artık geçin o işleri. Ortadoğu'da biz de dahil olmak üzere bütün fırkalardaki ayrılıklar çok şiddetli ayrılıklar oldu hep. Muhakkak kan dökülür, muhakkak şiddetli savaşlar verilir, insanlar birbirini ötekileştirir. Zaten bölünme de böyle olur. Uzlaşmazlıklar eğer masa başında daha tutarlı ve devlet bilinci ile çözülebiliyorsa kurduğun ittifak Avrupa birliği gibi olabilir. Oradaki uzlaşmazlıklar çoğu zaman birliğin ortak faydaları üzerine kurulur. Eğer anlaşmazlıkların çözüm yolu kan ile sağlanıyorsa o toplulukta ortak fayda amacı kalmamıştır. O toplum çoktan bölünmüştür bile. Ortak ideallerin kalmadığı bir toplumda federasyon şartları özerklik ve bölünmeyi getirir. Şii, sünni, alevi, vahabi, harici, türk, kürt, ermeni, laik, dindar, ve cemaatler... Hepsinin irili ufaklı lobileri vardır. Ortak paydaları hiç yoktur ve devletin bekasından önce devlet kurma ideali olan topluluklar da vardır, devletin bekasından önce devleti ele geçirme ideali olan topluluklar da vardır. 200 yıldır altı ısrarla oyulan türkiye ve ortadoğu topraklarının realist olarak hali böyledir. Etnik unsurlar vardır ve hepsinin öznel idealleri vardır. ve elle tutulur güçlü ortak paydamız yoktur. Ne millet açısından ne din açısından bizi birleştirecek tek bir unsur bile yok. Bu şartlar altında federatif sistem demek birbiriyle hiç bir koşulda anlaşamayan hiç bir ortak paydası olmayan grupları resmi olarak bölmek ve ülkeyi parçalamak demektir. Başkanlık sistemi de tıpkı Erdoğan'ın 13 yıl önce dediği gibi zorunlu olarak federasyonu gerektirir ve yakında o da tartışılacaktır. Hele şu türk tipi başkanlık seçimi bir geçsin sıra ona da gelecek onun için yapılacak olan manipülasyonlar da yapılacaktır. Sadece sırası gelmedi. 93 yılında ya da 2004 yılında da başkanlık için sıra gelmemişti. Ülke kaos ortamında olsa dahi sırayla kademe kademe atılan adımlar hep olmuştur, olacaktır. Bu anayasa fiili olarak otoriter bir rejim ortaya çıkartacaktır. Yönetimde 2 başlılık yerine tek başlılık olsun demek kolay sağladığı unsurlar otoriter rejimi sağlayacaktır ki onun için gidin maddeleri okuyun. Ben yönetim ağzından ziyade başkanlığın getirdiği yönetim sisteminden bahsediyorum bu durum ülkeyi kesinlikle bölünmeye götürecektir. Bir diğer algı kontrolü de referandumun torba yasa değişikliği şeklinde olmasıdır. İnsanlara cumhurbaşkanının yetkileri kısıtlanacak denilerek gösterilen maddeler ile manipülasyon yapılıyor. Baranba'nın twitter hesabında bir fotoğraf vardı çok yerindedir. Foto Her şeyi anlatan durumdur. Pakette iyi maddelerin olmasının zerre önemi yok. İnsan biraz sorar madem böyle, madem yetki kısıtlamasına gidiliyor neden bu işe giriliyor? Hem de RTE bu kadar ipleri tamamen ele almışken ne gereği vardı? Mesele yetki değil de o yüzden gereği vardı işte. Mesele tümden yönetim şeklinin değiştirilmesi için atılan adımlardan bir tanesi olmasıydı. Bu yüzden RTE'ye proje lider deniliyor olabilir ama komplo teorilerine girip işin cıvkını çıkarmak istemiyorum. Ama kesin olan bir şey var 20 yıldır Erdoğan'ın aklında olan 4 şey vardır. Başkanlık Federasyon yönetimi Şeriat Hilafet Parlamenter sistemin kötü olduğunu ben de söyleyebilirim, demokrasinin kötü olduğunu ben de söylebilirim. Ama birbirini bu kadar çok sevmeyen ve güçlü hiç bir ortak paydası olmayan etnik unsurları tamamen mezhepçilikle paramparça olmuş bir din adı altında toplamak için adımlar atmak buna uğraş vermek ya hainliktir, ya delilik. Bunu sistematik bir yönetim şekli haline getirmek ise en basitinden bu toprakların yönetim hakkını tek elde toplamak, denetimden uzak tutmak ve en önemli denetim mekanizması olarak da millete bırakmaktır. Oysa millete bırakmak demek, seçim demektir. Ülke kaderini seçimle belirlemek demektir. Seçim ise manipülasyona her zaman kolay kanılan bir mekanizmadır. Bu dünya 33'de %90 oy alan hitleri de gördü %92 oy alan kenan evren'i de gördü, kaddafi'yi de gördü, esed'i de mübarek'i de gördü. Onları oraya kimler getirdi kimler indirdi bilemeyeceğim artık. Bazı önemli unsurlar vardır, bazı kritik kararlar vardır, son derece küresel ve hayati poziyonlar vardır. Böylesi durumlar; ne konya'lı bakkal mehmet'e ne ağrılı çoban Ali'ye ne de İzmir'li Ayşe teyzeye bırakılmaz. Arabaların üzerine hoparlör koyarak anlatılacak kararlar değildir. Seçimlerin kaderine bırakılmaz. Öptüm seni sabırla okuyan güzel yazar. İdare edersin artık beni affola :)) Edit: 2008 referandumu yazmışım düzelttim 2010 referandumundan bahsediyorum. Karadenizli'ye teşekkür. :)
    0öptüm seni sabırla okuyan güzel yazar. i̇dare edersin artık beni affola :)). kısmını okudum sadece moruk. sıkıntı olur mu? - lumberjack 28.03.2017 01:59:03 |#3185571
    0bir yere katılmıyorum, erdoğan şeriat istemiyor fikrimce - mrniceguy 28.03.2017 02:04:46 |#3185218
    1hilafet istiyorsa şeriatı istemese de sağlamak zorundadır. başka türlü ortadoğu'da söz hakkı sağlayamaz. bugün islam dünyasında laik devletin diyanet işleri çok ama çok az ciddiye alınır. mevcut uygulanana şeriat olmasa bile devletin dini islamdır şeklinde bir ibare getirilebilir. yani olmaz da en azından planı bu yönde olabilir. - devriksekiz 28.03.2017 02:07:59 |#3186186
    butun yorumlari goster (9)
    ... diğer entiriler ...