“Derin devlet” ile ilgili olarak düşülen en temel yanılgı bunun Orta Asya’dan beri kesintisiz süregelmekte olan bir yapı olduğudur. Bunun başlıca sebepleri arasında dezenformasyon / bilgi kirliliği ve bunu mit haline getirip kitap yazarak gelir sağlayan kişilerdir.
Türk tarihi boyunca dönem dönem etkili olmuş “derin yapılar” / “üst kurullar” olduğu doğrudur ama bunlar sadece paralellik arz eder. Bu yapıları Tonyukuk döneminde kurulan “Börü Budun”dan başlatıp, Selçuklu’da saray içinde oluşturulmuş “kurul”lara kadar götürebilirsiniz.
Bugün bildiğimiz, Cumhuriyet’in kurucu aklı / derin devletin tarihi ise yaklaşık 180 yıl önce başlar. Bu yapı 2. Abdülhamit Han’dan önce kurulmakla birlikte kurumsallaşması onun dönemine tekabül eder.
2. Abdülhamit Döneminde Yapılan Yenilikler Nelerdir
http://www.eokul-meb.com/2-abdulhamit-doneminde-yapilan-yenilikler-nelerdir-73242/embed/
Buradaki yenilikleri okuduğunuzda yeni cumhuriyetin eğitim / ekonomik / idari / askeri altyapısını göreceksiniz! Meşrutiyet / Islahat Fermanı / Meclis-i Mebusan, Cumhuriyet yönetimine geçiş / ara dönem aşamalarıdır. “Devletimin yıkılmasını 33 yıl geciktirebildim.” sözü ile Cumhuriyet’i kuracak kadronun oluşması için gereken vakti sağladığını kasteder. Yine bu bağlamda; Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler / Mekteb-i Mülkiye Cumhuriyet döneminde değil Osmanlı döneminde (1859) kurulmuş bir kurumdur. Cumhuriyet’e geçişle birlikte siyasi boşluk doğmaması adına yönetici / devlet adamı yetiştirmiştir. Bu okul ve mezun kadrolar Cumhuriyet’in kuruluş aşamasında / Kurtuluş Savaşı’nda ve sonraki dönemlerde önemli görevler üstlenmiştir.
Derin devletin kurumsal kimliği ise bilinenin aksine Teşkilat-ı Mahsusa değil Encümen-i Daniş’tir.