michael rubin

dış siyasetle iç siyaseti birbirinden ayrılmasını ve ona göre incelenmesi gerektiğini gösteren adam olmuştur. abd clinton'ların kaybetmesiyle hızla kabuk değiştiriyor. trump'la beraber hem abd bürokrasisi hem de abd'nin dünya siyasetindeki tavrı ciddi bir revizyona gidiyor. her ne kadar hayır destekçisi olsam da rte bu dönüşümü en başından yakalamayı başarabilmiş ve clinton bürokrasisinin masasından kalkmıştır. bununla beraber darbe girişimi de atlatılarak cemaat yapılanmasına karşı açılan savaşla beraber clinton'larla ipler inanılmaz gerilmişti. üstüne üstlük abuk sabuk bir blog yazısıyla beraber ahmet davutoğlu da kızağa alınınca erdoğan abd aristokratlarıyla iletişimi tamamen koparmış ne kadar köprü varsa atmıştır. ama gelin görün ki hilarry clinton seçimi kaybetti -rte bunu öngördü mü yoksa deli cesaretimiydi bilinmez- trump başa geldi oyun yeniden kurulurken erdoğan bu sürecin doğrudan içerisinde oldu. rte-putin-trump gibi dünyanın en saçma sapan 3'lüsünün oluşturulması da çok yakındır. tüm bu kazanımlar trump'la beraber geldi. serkan i̇nci gibilerinin ya da dünya siyasetini takip eden diğer akp'lilerin aylarca trump türküsü çığırmaları boşuna değildi. bu abimiz rubin'in kuyruk acısı da tam olarak bu yüzdendir. erdoğan eski abd bürokrasisini karşısına aldı üstüne üstlük kazanan tarafta kaldı bu tip isimlerin erdoğan üzerinden analiz kasmasının sebebi de budur. yıpratma politikası uygulamasının sebebi budur. bu adamlar eskidi, askıya alında ama erdoğan'la hesapları bitmedi anlaşılan. -"ama"- allah rızası için dış siyasetteki ip cambazlığımızın, kritik virajlar geçiyor oluşumuzun adrenaliniyle referanduma girmeyin derim ben. hala ama hala rte türkiye tarihinin en kapalı kutu en güvenilmez adamı konumundadır. böyle kapalı bir siyaset adamının yönlendirmesiyle başkanlık sistemini onaylamak asla makul değildir. erdoğan siyasi tavrını değiştirmiş, yeni bir ittifakın mimarı olmuş olabilir ama buna dayanarak başkanlık oylamasında gaza gelmeyin, bazı şeylere göz yummayın. tek adamsa tek adam sırf bu yüzden evet, batı istemediği için evet, gibi saçma sapan argümanlar görüyorum. avrupa'nın da abd bürokratlarının bir bölümünün de işi yokuşa sürmesi tamamen dış siyasette erdoğan'ın yapılanma girişimleri ve sert adımlarıdır. merak etmeyin başkanlık seçimden geçemese de erdoğan dış siyasette kurulan planın adımlarını gerçekleştiremeye devam edecektir. ciddi bir imaj kaybı yaşayacağını da düşünmüyorum. kendi iç dinamiklerimizi çok daha fazla ilgilendiren başkanlık hakkında kararınızı, dış siyasetteki spekülatif olay/kişi ve kurumlara bakarak vermeyiniz. amına kodumun rubin'i başkanlığı getirtecek neredeyse aksjdşa