bugün
yenile

    arrival

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    -Sözlüğün en güzel bugu ile harfleri büyük yazmayı sağlayalım önce=>> Fon Açıkçası sözlükte sol kanat şu an çok sıkıcı bir halde gözüküyor. Bu nedenle buraya uzun bir eleştiri entrysi girmeye çekindim biraz ama yine de yazacağım bir şeyler. Çok fazla spoiler olmasa da sonlara doğru spoiler içerikler de var haberiniz olsun. Onun dışında daha çok eleştiri/analiz yazısıdır. Öncelikle film hakkında olumsuz şeyler söyleyecek olsam da ben filmi çok beğendim ve izlerken de yeterince haz aldığımı söyleyebilirim. İzlenebilirliği son derece yüksek bir film olmuş diyebilirim. Yer yer filmin akışı çok durağanlaşsa da sadece, dil bilimi açısından bir teori üzerine kurulmuş bir kurgu olduğunu düşünürsek fazlaca malzeme çıkarmışlar. Bana göre de bu filmin etkileyici olmasını sağlayan en önemli unsur ne uzaylılara karşı bakış açıları ne bu "döngü zaman" teorileri ve dilin üzerindeki etkisi değildi. Bu filmde gösterilmiş olan oyunculuğa ve filmde kullanılan müziklere daha çok tav olduğumu söyleyebilirim. Hepsi olmasa da baş roldeki ablamızın oyunculuğu şahaneydi şimdi oscar ödüllerine baktım da en iyi kadın oyunculuğuna aday bile olmaması beni kişisel olarak üzdü açıkçası. jashdla (Kırdınız beni) Bu filmde oyunculuğun öne çıkması neden şaşırttı beni şöyle açıklayayım; bilim kurgu filmlerinde genel olarak izlediğimiz karakterlerin oyunculukları son derece iyi olsa bile genel olarak iyi oyunculuk gerçekliği getirmiyor çoğu zaman. Örneğin avengers filmindeki süper kahramanları bir kenara bırakırsak eğer, takımdaki okçu abimiz ve son filmde gösterilen karısını ele alırsak son derece sıradan insanlar olmalarına rağmen avengers filminin bilim kurgu olması hatta daha çok fantastik ögeler barındırıyor olması sizi içine çekiyor ve filmi izlerken de zaten gerçeklikten kopuyorsunuz. Bu nedenle filmdeki sıradan insanlar dahi gerçek karakterler olmadığını fantastik hikayenin birer parçası olduğunu filmi izlerken kabullenebiliyorsunuz. Ama arrival filminde işler değişiyor tabi. Ablamızın karakterin "gerçek"le birebir örtüşen duygu aktarımı filmde öne çıkıyor. İzlemesi bu yönden çok güzeldi bence. İşte bu entryde bir bilim kurgu filminin gerçeklikle sunulmasının ardından nasıl da propagandaya dönüştürüldüğünü anlatacağım. Bu film, izledikten sonra bir 20-30 dakika boş boş bakınmama sebep oldu. Fazla içine aldığı, etkilediği yetmiyormuş gibi bana dayatılan propaganda da biraz canımı sıktı nedense klasdlkas Bakın şimdi normal şartlar altında bilim kurgu filmlerinde ortaya çıkan durum daha çok filmin gerçek üstülüğü üzerinedir. Mesela lucy filmini düşündüğümüz zaman o filmde altı tamamen boş olan asparagas bir teori yani beynin %10'unu kullandığımız varsayımı üzerine kurgulanmış bir bilim kurgu filmidir. O filmde de karakter kurgu gereği gelişimi sonrası çok ütopik özellikler kazanır hatta filmin sonralarına doğru bırakın geleceği görmeyi adeta tanrılaşan bir insan figürü ortaya çıkar. Ama arrival filmiyle aralarında şöyle bir fark vardır ki biz lucy'i izlerken fantastik bir film olduğunu yani gerçeklikten çok uzak olduğunu dibine kadar hissederiz. Belki yine keyif alırız filmden ama izlediğimiz şeyin ne olduğunun bilincini kolay kolay kaybetmeyiz. Kişisel gözlemim şöyle ki bu filmde sinema ve oyunculuk teknikleri kullanılarak bilim kurgu filmini kasıtlı olarak gerçekliğe yaklaştırmaya çalışmışlar hatta fazlaca başarmışlar bunu. Baya etkisinde kalıyorsunuz ister istemez. Oysa ki bilim kurgu filmlerinde bu detay çok önemsenmez zaten fantastik şeyler anlatıldığı için seyirciye bunu inandırmak için fazladan efor sarf edilmez. Arrival'da bunun için fazlaca efor sarf etmişler hatta inandırıcılığını etkilemesini engellemek adına uzaylılar hakkında çok fazla boşluk bırakılmış uzaylı kurgusunda tavizler verilmiş. Tabii bunu sanatsal bir çaba olarak görmek son derece normaldir. Ama ben öyle düşünmüyorum. Manipülasyon konusuyla alakalı bir yazıma bu ABD'nin ufo propagandasını yıllardır pompalamasıyla alakalı küçük bir anekdot yazdığımı hatırlıyorum. Hollywood filmleriyle uzun zamandır ufo propagandası yapıldığını çoğu insan fark etmiştir zaten. Ancak bu ufo propagandasında bir kaç yıldır bir kabuk değiştirme yoluna da gidiliyor sanırım. Önceleri "bir bardak suya bakıp balinalar yok demek" örneklemesi ile dünya dışı canlılara bir atıf yapılırken aynı zamanda uzaylı istilası gibi söylemler de anlatılıyordu. (Amerikan sineması sözüm sana yıllardır uzaylıyı bize öcü diye tanıttın ashdlaks) Ama işte bu tutum çok fazla tutarsızdı. Çünkü uzaylılar varsa bile zaten bize gelebilecek teknolojileri olamazdı. Örneğin en azından ışık hızına ulaşabilen gelişmişlikte olmaları gerekiyordu. Yani burada 2 ihtimal kalıyor. Ya uzaylılar yok ya da varsa bile bize gelecek kadar bizi tehdit edecek yüksek teknolojileri yoktu. Bu nedenle uzaylılar üzerinden yapılan korku politikasının hiç bir değeri yok denilebilirdi. İşte bu noktadan sonra uzaylılara inanan tayfanın geçirdiği değişim için yerli "ufolog" Haktan Akdoğan'a yer vermek gerekiyor. Zira filmle doğrudan ilişkili olduğunu düşündüğüm önemli detaylar verecektir bize. Ha bir de onun ekürisi var ismini hatırlamıyorum şu an ama kurduğu derneğin ortağı falan gibi bir şeydi ismini siktir edin inanın değmez. Ancak o da konuyla ilişkili. Neyse bu adamların ben bir ara oturup bir tv programlarını izledim sonra sitelerini falan karıştırdım baya. Tezleri şimdilik tutarlı yönde olmakla beraber şöyle ki; uzaylılar var deniyor hatta kendisi bunun tartışmaya açılmasını dahi mantıklı bulmuyor. Evine uzaylı ziyareti olduğunu da ciddiyetle anlatıyor. (yalancı birisi) Konuyla alakalı dünya'nın en önde gelen toplantılarına konuşmacı olarak giden eli kolu uzun bir abimiz. Binlerce yıl önceki tabletler üzerinden başlayarak uzaylıların binlerce yıldır dünyayı ziyaret ettiğinden bahsediyor. İşte buradan sonra kayış kopuyor ve uzaylılar kötü niyetli olsalardı şimdiye kadar zaten çoktan bizim işimizi bitirmiş olurlardı deniliyor. Onlar zaten üstün teknolojiye binlerce yıldır sahipler. "Ortaya çıkmak için insanların buna "hazır" olmasını bekliyorlar ondan sonra kendilerini daha sık gösterecekler" diyor. Bununla beraber çernobil faciasından tutunda bir çok nasa uçusunda, nükleer kazalar ya da metor yağmurlarında hasarı azaltmak için bizlere yardım eden uzaylıların olduğundan bizleri koruyup kolladıklarından bahsediyor. Konuşmayı da şu cümleler ile bitiriyor: Dünya vatandaşı olduğumuzun farkında olmalıyız. Ben ölüme inanmıyorum, ruh evrende sürekli dolaşır. Uzaylılar bizlerle beraber bir bütünün parçaları olduğumuzun farkında olan aydınlanmış varlıklardır. Bizler aslında bir bütünün parçalarıyız. Hmm... Sonra bu adamın ekürisi dediğim adam da kitap yazmış onu dinledim biraz da. Kitabın ismi galaktik federasyon mu ne öyle bir şeydi. Uzaylılar ile dünyalılar arasındaki bürokratik ilişkileri konu alıyormuş kitap. (Şu entryi bu kadar ciddi yazıyor olmam ruh sağlığımla ilgili sanırım askdjklas) Neyse bu kısa tanıtımdan sonra filme tekrar dönersek. Filmde anlatılanlar bu yukarıda özetlediğim iki zırtapozun anlattıklarının aynen filme uyarlanmış olmasıdır. Film zaten çok fazla gerçeklik hissi uyandırıyor o yüzden uzaylılar konuya dahil olmuyor pek. Daha çok gerçekten uzaylılar gelse halk ne tepki verir üzerine bir film çekilmiş. Peki halk ne tepki veriyor? Önce iç savaş ve kaos çıkıyor. Bazı ülkeler saldırganlaşıyor ve filmin bir yerinde 12 ayrı cismin aslında bir bütünün parçaları olduğu anlatılıyor. Daha sonra uzaylıların aslında ne kadar da iyi niyetli olduğu anlaşılıyor. İsteseler o teknolojiyle dünya'nın anasını bile sikecek oldukları halde ilerde ihtiyacımız olacak şeklinde yardımsever kesiliyorlar ve Çin ordusu hatasını anlıyor ve dünya tekrardan "bir" oluyor. Ayrıca uzaylı dilini öğrenip üzerine kitap yazmasıyla da galatik federasyon adı altında bir evrensel dil oluşturulması da uzaylılar ve onlarla olması muhtemel iletişimi sembolize ediyor. Uzaylılara inanan insanların kullandığı argümanlar en ince detayına kadar filme işletilmiş yani. İşin kötü tarafı da şu ki uzaylıların gerçek olması varsayımını ele alırsak tamamen tutarlı ve gerçekçi bir durum bu olabilirdi. Ama bu senaryo tamamen kurgulanmış bir senaryo. Üzücü olan kısmı bu. Gerçekliğimizin birileri tarafından tasarlanıyor olması rahatsız ediyor beni. Gerçekten uzaylılar varsa ve gelebiliyorlarsa muhtemelen zararsız olabilirler buna ikna olabiliriz. Çünkü kurguladıkları senaryo bu konuda tutarlı denilebilir. Gerçekten uzaylılar varsa ve gelirlerse nasıl gelirler ve nasıl olur diye bir an için düşünün. İster istemez filmde olanları düşüneceksiniz. Ama tutarlılık her zaman gerçeği yansıtmıyor maalesef. Bu uzaylı konusunda her geçen yıl biraz daha manipüle edileceğimizden eminim. Ayrıca filmde bu dil ile geleceği görme olayı da çok ama çok zorlama olmuş filmin gerçek üstü anlatıma fazlaca çıktığı nokta tam olarak oydu. Dil bilimi üzerinden ortaya atılan sallantıda bir teori üzerinden bu denli sıçrama çok fazla. Ancak konunun bağlandığı kısım çok daha enteresan zaman da bir disk gibi döngü halindedir. Hani Haktan beyin dediği gibi ruh da evrende sürekli dolaşır minvalinde sonsuz döngülü evren ve varlık tanımlamasının mesajı da verilmektedir. Hatta filmden sonra öğrendiğim şu detayda bunu pekiştirir ki baş rolümüz hayatının sonunda kızı öldükten sonra çembersel bir koridorda yürüyerek noktalıyor filmi. Yani dönmeye devam ediyor. Nietzche'nin bengi dönüş felsefesinin filme bilimsel bir alt yapıyla yedirilmesi yani. Her şey biter, her şey başlar. Her şey ölür, her şey doğar. Bu evren sonsuza kadar sönüp sönüp tekrar yanar... Bu disk olayı tamamen bu sonsuz döngü kavramının içselleştirilmesidir. Tam bununla alakalı bir başka teoriyi de yazmıştım (#1088222) Son olarak uzaylıların "3000 yıl sonra ihtiyacımız olacak" demesi tamamen boşlukta kalan bir söylem olmuş. Dediğim gibi gerçeklik dokusuna zarar vermemek adına uzaylılar çok fazla es geçilmiş. Şu hemen üstte verdiğim entrydeki teoriyle ilişkili olarak bir evrimsel gelişim ile dünyadan taşınma işine uzaylılar bu yolla destek verdiği düşünülebilir. Süre oldukça az olduğu için küçük bir ihtimal olsa da bu uzaylılar insanlığın evrimsel süreçteki bir sonraki basamağı olabilir yani filmde gelecekte çin'li komutanın yardımı nasıl geçmişi etkiliyorsa uzaylıların geçmişi de insanlık olabilir ya da yardım ederek kendi geçmişlerini etkileyip günlerini onarıyor da olabilirler. Orası tamamen seyirciye bırakılmış güzel bir detay olmuş. Epey uzun bir yazı oldu. Pek okuyanın olacağını sanmıyorum açıkçası. Ancak filmin izlemesi son derece keyifli, gerçekçi, gerilim dolu bir filmdi. Bu kadar fantastik bir konuyu bu kadar gerçekmiş hissine kaptırarak yediren bilim kurgu filmleri çok nadir. "Yine de bu filmde aşırı dozda new age inanışlarının ve uzaylı politikasının pompalandığının ve bu propagandaya açık bir şekilde hizmet ettiğinin gerçekliğini değiştirmiyor. "
    1harika bir entiri olmuş yeni girmişsin ama görmemişim. aydınlandım + - eaglegodz 08.03.2017 17:01:34 |#3216384
    1teşekkürler.. :) - devriksekiz 08.03.2017 17:16:01 |#3216467
    ... diğer entiriler ...