bugün
yenile

    biraz pop biraz sezen

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    merhaba arkadaşlar, entry'ime hoş geldiniz. bugün sizlere sezen aksu'nun son albümünden bahsedeceğim. (hep şöyle bir giriş yapmak istiyordum, youtube kanalım olmadığı için buraya kısmetmiş, eksilemeyin lütfen.) albümün bize geliş süreci biraz sancılı oldu. öncelikle onno tunç'un ölüm yıldönümünden dolayı 14 ocakta çıkacağı söylenmişti. daha sonra 17 ocakta çıkacağı söylendi ama 16 ocak akşamı bir anda apple music'te beliriverdi. çıktığını duyduğum an kalbim daha hızlı atmaya başladı "sezen aksu yeni albümüyle dönüyör" haberi geldiğinden beri büyük bir heyecanla bu günü beklemeye koyuldum çünkü benim için ortada yeni bir sezen aksu albümü varsa hala umut var demektir. albümü dinlemeye başladım ve ilk turda 1 saat 6 dakika soluksuz geçti. ve karar veremedim hangi şarkı en güzeli diye, hangi şarkıya hangi anılarımı yükleyeceğimi bilemedim. 16 şarkının belki 10'unda gözlerim doldu, bazılarında o doluluk gözlerden taştı. her bir şarkı o kadar yüklü ki sezen aksu duygusunu size öyle bir geçiriyor ki artık başınızı onun omzuna yaslamaktan başka bir çare bulamıyorsunuz. bu güzel albümdeki her şarkının üstünden kısaca geçmek isterim. maraton "isyancı" adlı şarkıyla başlıyor, bana kalırsa özellikle intro kısmındaki düzenlemesi biraz sezen aksu dışı. ama sözlerin en yoğun olduğu şarkılardan biri. ikinci sırada baba evi var, ilk turda içimi yakan ilk şarkı, "gel hasretin eritti" kısmında hakikaten "eriten", yakın geçmişimi gözden geçirten, elimden tutan. üçüncü sırada favorilerimden "ihanetten geri kalan" var. sözüyle müziğiyle düzenlemesiyle gerçek bir sezen aksu şarkısı. nakarat kısmı dillere pelesenk olacak şekilde vurucu. "hakkımda konuşmuşsun" dördüncü sırada geliyor. mutlu bir anınızda dinleyebileceğiniz bir şarkı değil, 7/24 melankolik halde gezmiyorsanız eğer, ancak dipteyken kucaklar, sarar sarmalar bu şarkı. beşinci sırada uzun uzun dinlemeler sonucu albümdeki bir numaram olduğunu anladığım "canımsın sen". bu şarkıyı sevmek için " boşuna mı yaprak gibi rüzgarına kapıldım ben?" kısmı yeterli. eğer kapıldıysanız, seveceksiniz. altıncı şarkı aslında tam yaz ritminde uygun bir şarkı olan "manifesto". müziği şehrazat'a ait, ezberlemesi zor, mükemmel sözlere sahip sahici bir "manifesto". yedinci şarkı "köz" ve sekizinci şarkı "kördüğüm" benim açımdan "hakkımda konuşmuşsun" ile aynı yerde. müzikleri biraz geri planda, vurucu sözleriyle dinleyeni içine alan, gözleri uzaklara daldıran şarkılar. okuması da biraz kolay olsun diye albümü buradan ikiye bölelim. dokuzuncu şarkı "ey benim çocukluğum" favorilerimden. bu şarkıyı dinlemeden sözlerini okumuştum twitter'da. kafamda başka bir düzenleme hayal etmiştim, biraz daha balad. ancak albümdeki düzenlemesiyle de çok beğendiğimi söylemeliyim. onuncu sırada "ben kedim yatağım" var. albümde "hissedemediğim" tek şarkı. belki biraz zamanı var benim için, çünkü çok beğenini var bu şarkının. zaten genel olarak bu albümü sindirmek çok zaman alacak. on birinci şarkı "hu hu", on ikinci şarkı "üfle de söneyim" ve on üçüncü şarkı "koca kıçlı" garip bir bütün oluşturuyor. üç şarkı da üç farklı aranjöre sahip ancak sanki aynı kişi düzenlemiş hissi veriyor. "hu hu"nun sözleri, "üfle de söneyim"in melodisi bana göre ön plana çıkıyor. on dördüncü şarkı "benim karanlık yanım"da sezen aksu belki de gerçekten kendi görülmeyen yanını anlatıyor. öyle değilse de o hissi veriyor. on beşinci şarkı "günaydın memur bey" ilk dinlemede değil de dördüncü veya beşinci dinlemede namluyu size çeviriyor. her dinlediğinizde şarkının başka bir noktasını, sözünü yakalıyorsunuz. sakin'den sonra yarattığı imajıyla maalesef gözümden düşen onur özdemir (şu sıralar onurr) bana "hakkımı yeme" diye sesleniyor. ve geldik on altıncı ve son şarkıya. "göç", uzun intro müziğiyle güzel kapanış yapıyor. sezen aksu bu ülkenin 1976-2016 gibi kritik bir dönemine sanatıyla eşlik etmiş, türkiye'nin yakın tarihidir. politik duruşunu ben de hiçbir zaman tasvip etmedim ancak şu hatırlatmak isterim ki sezen aksu "güngörmemişler"i de yazmıştır. sırf bu sebepten sezen aksu silip atmak kendi acılarını, anılarını sevinçlerini de çöpe koymaktır. biraz uzun bir yazı oldu farkındayım. buraya kadar okuyan herkese çok teşekkür ederim.
    ... diğer entiriler ...