ezan arapça olarak kabullenilmiş bir namaza davettir. abdullah bin zeyd ve hz. ömer'e allah tarafından ilham edilmiş ve hz. muhammed (s.a.v) tarafından kabul görüp günümüze kadar ulaşmıştır.
ezanın kabul görmesinin sebebi ilahi olup beşeri olmamasıdır. ezan fikri ortaya atılmadan önce ateş yakmak, boru öttürmek ve çan çalmak gibi birçok fikir ortaya atılmış ancak beşeri olduğu için kabul görmemiştir.
ezana
ezan-ı muhammedi de denilir. bunun bana göre hikmeti pakistanlı kalkıp "ezan-ı pakistani", kürt kalkıp "ezan-ı kürdi", türk kalkıp "ezan-ı türki" demesin diyedir. ayrıca şunu unutmayalım ezan arapın değildir, sadece arapçadır.
bu bana göre olan kısmıydı şimdi bazı mezheplerin bu konu hakkındaki tutumlarından bahsedicem;
-hanefi ve hanbeli fukahası ezanın başka dilde okunmasının caiz olmadığı kanaatindedirler.
şafii fakihleri ise, arapça bilmeyen yabancıların, ezanı orijinal şekliyle okuyabilen birini bulamadıkları takdirde kendi dillerinde okumalarına cevaz vermişlerdir. fakat bu da, ebedi değil, geçici yani orijinalini öğreninceye kadar verilmiş bir cevazdır. kahir ekseriyet, ezanın arapça’dan başka bir dilde okunamayacağı kanaatindedir. onun içindir ki ezan, on dört asır içerisinde dilleri birbirinden farklı bütün islâm ülkelerinde, arapça’dan başka bir dille okunmamıştır.