ortaokula geçince sınıflar karılmıştı. ortada en önde otururdum. sağ arkamda oturan bi kız vardı. bakmaya korkardım. konuştuğunda içimde kelebekler uçuşurdu (yalan değil aynen öyle oluyordu). gel zaman git zaman az buz muhabbet oldu. babama yalvarmıştım bana telefon al diye. aldığında da numarasını bulup ilk ona mesaj atmıştım. ama bir türlü onu sevdiğimi belli edemedim. babası askerdi tayini çıktı adıyamana gitti. hiç irtibatı kesmedik. bir gün benden hoşlandığını ima etti. aradım saatlerce konuştuk en son dedim ki sevgilim olur musun dedim. evet dedi. çığlık atmamak için kendimi nasıl tuttum anlatamam. uzun süre sevgili olduk. yıllar geçti görmedim ama sevgim katlandı. aşk nedir dersen aha buydu bende. sonra ben üniversiteyi kazandım istanbul'u. o da ankaradaydı. yıllar sonra ilk defa görüşme şansımız olacaktı. istanbula gideceğimi öğrenince panik oldu sanki değişti. ondan ayrılmamdan mı korktu bilmiyorum belki de daha fazla uzaktan yürütmek istemedi ilişkimizi. sürekli benimle ilgilen mesaj at ara falan. dedim ki ben hep böyleydim. değişmeyeceğim. iyi o zaman dedi benim için değişmeyeceksen ayrılalım dedi. ben de ona candan erçetinin yalvaramam şarkısının şu kısmını gönderdim
çeksen gitsen günün birinde
geldiğin gibi sessizce
bıksan gitsen günün birinde
ne yaparım bilmiyorum
kalksan desen günün birinde
anlaşamadık biz seninle
gidiyorum desen günün birinde
kal diyemem sanmıyorum
ama devamını yollayamadım
devamı:
yalvaramam
sensiz yanarım
nefessiz kalırım
belki güneş doğmaz
hatta dünya durur
bu acıdan iflah olmam
ama sana yalvaramam
ilk aşkımdı ama son aşkım olacak muhtemelen. çünkü bir insanın bir defa aşık olabileceğini düşünüyorum. geçen gün instagramda gördüm. yanında sevgilisi. öyle güzel gülmüştü ki. kıskandım. çünkü benimleyken hiç öyle gülmemişti. benden sonra mutlu olmanı istiyorum demiştim yalan söylemişim. çünkü o gülüş beni öyle bi kanattı ki...