bugün
yenile

    insanın içine öküz oturması

    53
    +
    -entiri.verilen_downvote
    haddimizden fazla kederi taşımakla yükümlüyüz bazen. hüznümüz oluyor, hatta baya baya çok oluyor. akıtacak ne bir yer biliyoruz ne de bir kuyu. kimisi rakı masalarında atmayı deniyor bu hüznü, kimisi sayısız sigara yakarak. başaramıyorlar ama deniyorlar işte. sonra sessiz, karanlık bir gece, içinden çıkılmaz düşüncelerle, karmakarışık ve yabancı duygularla baş başa kalıyoruz. o gece geçen gibi gözüken ama aslında geçmek bilmeyen zamanla sabahlıyoruz. sabah oluyor, hava her zaman ki gibi; ayaz. güneş gözümüzü alacak kadar doğmuş, soğuk hava da ciğerimize dolduğunu hissettirecek kadar ağır. konuşurken ağzımızdan buhar çıkıyor. içimizde yanan şeylerin dumanı misali yani. ve evet, içimizde yanan bir şeyler var; "sözde" unutulmaya yüz tutmuş her şeyimizden bahsediyorum. duygularımızdan, düşüncelerimizden, anılarımızdan bahsediyorum. acılarımızdan, karşılıksız verdiğimiz değerlerimizden ve karşılığını alamadığımız değerlerimizden bahsediyorum. isyanlarımızdan, susuşlarımızdan, kayıplarımızdan bahsediyorum. endişelerimizden, keşkelerimizden ve hayal kırıklarımızdan da bahsediyorum. bizi olgunlaştıran, bizi geliştiren, bizi güçlü kılan şeylerden bahsediyorum. kısacası; bizi "biz" yapan her şeyden bahsediyorum. evet, içimize öküz oturacak. ama varsın otursun. sol kaburgamın altında, gönlümün tam üstünde, süveydamın tam ortasında yerini hazırladım. gelsin, bu gece de misafirim olsun...
    ... diğer entiriler ...