bugün
yenile

    oto sanayide yaşadığım ilginç olayları anlatıyorum

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bi iki gün içinde durumun, işler güçlerde ahmet kuralın oruç tuttuğu bölimdeki gibi olabileceği aklıma gelmişti. murat'ı oruç vurmuyordu. hemen murat'a cenneti mi garantiledin pezevenk bakışı attım. ne diyon olum anlamıyom bakışı attı o da. gözlerim sürekli muratın üstündeydi, dükkandan çıkıp çaktırmadan su içmesini bekledim. derdim oruç tutup tutmaması değil, çıtayı yükseltmesiydi. o dinlenmediği için bende dinlenemiyordum. neyse günlerden cumartesiydi. cumartesileri daha az çalışılıyordu. haftalık maaş veren dükkanlar için maaş günüydü. ayıp olmasın diye soramıyordum da. sabah her zaman ki gibi babamla arabada belli yere kadar gittim. o gece sahura kadar sözlükte takıldığım için çok uykum vardı ve arabada uyuyordum hep. amk ne de güzel oluyordu. arada kafam sağa sola çarpıyordu ama olsun. değişik yerlerde uyumak zevkli olabiliyordu. uyumaktan daha zevkli birşey olabilir miydi? uyumak kaderin insana verdiği bir rüşvet miydi? babam böyle kasislere girmeyi nerden öğrenmişti? babamı kızdırdığımda hep bilmemnenin oğlu derdi. kasise öyle bi girmişti sövesim gelmişti. ama baba bu amk. bi an kızdırsamda kendi kendine bi sövdürsem diye düşündüm ama sonra vazgeçtim. kafamı çarpıp uyunmamla birlikte yaklaştığımızı anladım. üstümü başımı düzelttim. indim arabadan başladım yürümeye. yakında bi üniversite vardı. bütümlemeye kaldığını düşündüğüm öğrenciler gidip geliyordu. gördüğüm manzaralar yüzümden kendimi üniversite kapısına zincirlemek istiyordum. ramazanda yapmayın bari ablalarım. ulan şuna bak ya seni büt e bırakan hocanın elini ayağını öpeyim. offf offf. oruç olduğum kızlar gittikten sonra geldi aklıma. ramazanda açık giyinmek yasaklanmalıydı. ulan zaten yılda bir ay adam gibi bişeyler yapıyoruz onunda baktığımız karı kızla yok etmeyelim sevabını. kafamın içinde aragaz programında söylenen ramazanla ilgili şiir söylenmeye başladı. kadir çöpdemirin eşsiz yorumuyla tabiki.. ana caddeden uzaklaşıp sanayinin sokaklarına doğru yönelmiştim. artık sanayiye doğru giden ablalara "durun gitmeyin" bakışı atmak yerine "vaaay, siz hiç bizim oralara gelmeyin" bakışı atıyordum. yetkili servisin önünden yavaşça geçtim daha mesai saatleri başlamamıştı galiba pek birşey gözükmüyordu. dükkana vardım.
    ... diğer entiriler ...