bugün
yenile

    nükleer santral

    3
    +
    -entiri.verilen_downvote
    nükleer santraller aslında güvenli yerlerdir prosedürleri uygulandıkları sürece. çernobil felaketinin sebebi bir deneme sırasında oluşan ihmallikler zinciridir. yani öyle sanıldığı gibi bi anda nedensiz boom diye patlamamıştır. reaktöre verilen soğutma suyunun kapatılması durumunda reaktörün ne kadar dayanabileceği ölçülmek istenirken iletişim eksikliği ve yanlış insiyatif sonucu alınan kararlar yapılan hareketler reaktörün aşırı ısınmasına sebep olmuş ve patlamasına sebep olmuştur. japonya'daki sızıntının nedeni ise 9.0 büyüklüğünde 1 deprep. evet 9.0? bu büyüklükteki depremler için insanoğlunun elinde yapabileceği pek bir şey yok. ne kadar sıklıkla görülür, türkiye'de görülme ihtimali var mıdır? varsa yapılacak nükleer santral bölgesinde olma ihtimali nedir bunları göz önünde bulundurmak gerek. şimdi bi de bu işi ekonımik olarak ele alalım yani kendi alanımdan incelemek isterim. türkiye'de enerji neredeyse tamamen dışa bağımlı durumda. bu enerji şuan büyük oranda doğalgazla çalışan termik santraller ve hidroelektrik santrallerden sağlanmakta. diğer enerjilerin oranı maalesef çok çok az. doğalgaz için elimizde en büyük opsiyon rusya. rusyadan yaklaşık 27 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz her yıl. irandan 10, azerbaycandan yaklaşık 7 milyar metreküp alıyoruz. toplamda 45+ milyar metreküp doğalgaz alımı yapıyoruz enerji için. bunu almak için en son rusya ile mavi akım projesi imzalandı. karadenizin altında bir boru sistemi. peki olası bir depremin bu boru hattında sızıntıya neden olması karadenizi ne hale getirebileceğini hiç düşündünüz mü? neyse zaten deniz amk at gitsin ne olacak der geçeriz. peki ya her yıl bize olan maaliyeti? her 5 yılda bir nükleer enerji santrali kuracak kadar para harcıyorsak bu doğalgaza? ve doğalgaz aldığımız en önemli iki ülke ile aramızda politik sorunların hiç bitmiyor olması? ve hatta bu ülkelerin müttefikimiz olan abd'nin tam karşısında olmaları? barajlardan bahsedelim bazıları için, türkiyedeki en uzun ömürlü baraj 50 yıl ömürlü. ve yapımı da bir hayli maliyetli. ekolojik dengeye verdiği zararı vicdanınıza bırakıyorum ben. ürettiği enerjinin ülke ihtiyacını karşıma düzeyi ise çok düşük. alternatif sürdürülebilir enerji kullanamaz mıyız? keşke kullansak.. güneş panreli birincisi. yalnız en büyük dez avantajı kapladığı alan. ve güneş panelleriyle nükleer santralden elde edilen elektrik elde edilmek istense bir ovayı panelle doldurmak gerekir herhalde. peki ya rüzgar? rüzgar arazi koşulları nedeniyle çok elverişli değil türkiye'de. sadece belirli bölgelerde var onlar da ülke geneline etkisi yok bölge halkı için. nükleer santral'in özelliklerini avantajlarını, dezavantajlarını veynn güzelce anlatmış okuyun üstteki entryi. benim bahsetmeme gerek yok. en yakın ermenistan'da bir nükleer santral var. ve ortadoğu'daki tek nükleer santral. üstelik teknolojisi bizden geride. eski bir santral yani. orası patlarsa eğer biz istediğimiz kadar çevreci olalım biz de etkileneceğiz o radyasyondan. çünkü 86'da çernobil patladığında radyasyon partikülleri iskandinav ülkelerinde bulundu. biz kurtulamayız yani.. ikinci bir kozu daha vardır nükleer santrallerin. savaş kozlarıdır tıpkı nükleer başlıklı füze gibi. bunlarda nükleer kalkanlardır. nükleer santral olan yerde savaşamazsınız. ne olacak ulan ölsünler diyemezsiniz çünkü çernobil örneğinde olduğu neredeyse bütün dünya etkilenecektir. nükleer santral patlatacak kadar aptal bir ülke yok dünyada. evet burası türkiye olabilir ama ekonomide bir deyiş vardır, risk almazsan kazanamazsın. bunca saydığım şeyin yanında en sürdürülebilir ve en efektif enerji kaynağı nükleer santraldir. kullanmak zorunda mıyız? değiliz elbette ama ekonomik olarak borç batağından kurtulmanın enerjiye harcanan parayı kesmenin en kısa yoludur bu. düzgün kullanıp yaşamak bize kalır kurarsak. kurmazsak da ekonomik olarak çok fazla ayakta kalacağımız söyleyemem. birilerinin televizyonlarda çok güzel bir ekonomimiz var tiyatrolarını izlemeyi bırakalı 1 yıldan fazla oldu. unutmayın, açlık ve yoksulluk da savaşa götürebilir bir gün. kısaca gelişmek için risk almak lazım... saygılar sevgiler not: çok uzun oldu okuyanlara teşekkürler şimdiden
    ... diğer entiriler ...