bugün
yenile

    türkiye'deki cami sayısı

    22
    +
    -entiri.verilen_downvote
    türkiye'de tümden yanlış ve çarpık bir islamlaşma algımız var bu beni çok üzüyor. ayrıca bu çarpıklık bize osmanlı'dan miras kalmışa benziyor. aşağıdaki maddelerin tamamını okumanız lazım. -öncelikle şurada bir anlaşmak lazım. ülkedeki cami sayısı olması gerekenden çok ama çok az. normal şartlar altında camileri müslüman nüfusun 65 yaş üzeri ve erkek kesimi kullanmaz. kadın erkek hep beraber bu camiileri kullanmamız gerekirdi. -bu hesaba göre baktığımız zaman camilere cuma günleri sadece erkekler gittiği halde insanların bir kısmı dışarıda kalıyor. bir de kadınların gittiğini varsayarsak işin içinden çıkılamaz. - camilerin yapımı için diyanetin ülke vergisinden kullanması açıkça hata hatta haram. ulan ben ateist olsam bu olaya çok bozulurdum. adamın verdiği vergiyle hangi hakla camii yapmaya kalkıyorsunuz? ibadethaneler için müslüman kesimden ayrı bir vergi alınması gerekirdi. bak o zaman camilerin boş olması da sorun teşkil etmezdi. bir müslüman ben namaz kılmasam bile istediğimde rahatlıkla kılabileceğim mekanlar olsun diyebilir. buna katkı sağlamak zoruna gitmez. gerçi kime diyoruz, banka faizi kullanan, meyhanelerden, kerhanelerden alınan vergi ile ibadethane yapan bir diyanet söz konusu hala. - bir diğer sorun halkın camiye olan ilgisi. arkadaş camilerin haftanın 6 günü boş ise senin burada yapacak olduğun hamle yeni cami inşaları değil. önce talebi artırmak zorundasın ki yaptığının anlamı olsun. önce müslümanların gönüllerini inşa etmelisin. islamdan uzak nesilleri, yaptığın camiler ile kurtaramazsın. -peki cami sayısı yeterli olmadığı halde neden bu kadar rahatsız edici bir durum var? ki diyanet bütçesinden inanın ben de çok ama çok rahatsızım. çünkü bunların derdi müslümanların bir ibadethanesi olsun gibi bir dert değil. güç ve saltanatın simgesi olarak ihtişamın sergilenmesi amacı güdüyorlar bütün mesele bu. 6 milyon liraya cami yapıyorlar mesela. gidip bakıyorum neymiş bu caminin olayı diye. hiç bir şey, tam olarak hiç bir şey! devasa yüksekliğe sahip boş bir alan. en ihtişamlı işlemelere sahip kubbeler. her yer hat sanatlarıyla işlenmiş vs. amaç ne? haftanın 6 günü 2 saf cemaat. cuma ve bayramlarda dolabilen bir cami. bu kadar! yazık günah lan. sen camini evsizlere açmamışsın, kullanılmadığı zaman yemek yapılabilecek modern mini bir aşevi bölümü oluşturmamışsın. toplumu birleştirecek olan haneye dünyanın masrafını yapmışsın ama hiç bir işlevsellik kazandıramamışsın. 6 milyona değil 500 bin liraya yap yine camini. ihtişam, şatafat, israftır. "israf da haramdır." ama sen toplumsal kalkınma adına bu camiyi daha sosyal ve işlevsel hale getir. -insanların toplantılar yapabildiği bölgenin sorunları için imece usulü çözümler aradığı, evsizlerin istediklerinde barınabildiği, durumu olmayanların yemek, en azından sıcak bir çorba içebildiği mekanlar olsun. bak kimse ağzını açar mı o zaman. "teist non-teist hep beraber alkışlarız bak, valla diyorum." bu memleketin insanı hala iyiliğe karşı duyarlıdır emin ol. aradığımız tek şey samimiyet ama bunu diyanet olarak hiç gösteremediniz. bırak yaldızlı duvarlar, özel işlemeli kapılar olmasın ama camilerin bir işlevi olsun. inanın bu diyanetin toplumda her hangi bir yaraya merhem olabildiğini doğru dürüst görmedim hiç ama bütçesine bakıyoruz ki aşırı astronomik rakamları var devletin ayırdığı bütçede. ayıptır, insanların hakkını din adına gasp etmektir bu. mesela pazar yerlerinin sonuna yap sen camini. zaten cemaat gelmiyor doğru dürüst ama cuma günleri kadın erkek hepsi gelebilecek geniş bir avlunuz olur hem. cuma günleri cemaatin kullanabilceği, pazar günleri de pazarın kurulabileceği çok amaçlı mekanlar elde edilebilir. ne bileyim otopark ve otogarları kullan bu yoğun günler için. bunlar islama ters şeyler değil illa kubbesi olması gereken bir ibadethane mantığımız yok ki bizim. arkadaşlar diyanetin bütçesini yarı yarıya düşürüp cami sayılarını iki katına çıkarmak çok ama çok mümkün. hatta yarı bütçe ile iki katı cami ve içerisinde aşevleri olan sade mekanlar yapılabilir. islam daha ilk gününden statüleri kaldırıp, eşitlikçi bir anlayış getirmek için indirilmiştir. ama biz bunu statü mantığına yine indirgedik, bugün diyanete verilen bu astronomik imtiyazın yegane sebebi budur. trilyonlarca lira paralar harcanıp yapılan heybetli, anlı şanlı camilerin yapılmasındaki sebep insanların göçüp gittiklerinde bile saltanatını hatırlatacak izler bırakmak. güç gösterisi... başka bir şey değil. mesela mimar sinan'ın ustalık eserim dediği cami süleymaniye değil selimiye camisi'dir. halbuki mimar sinan'ın en verimli zamanları sultan süleyman zamanı idi. sarı selim döneminde artık çok yaşlanmıştı. lakin sultan süleyman o zaman için batı hristiyanlarına karşı bir saltanat imzası için süleymaniyeyi yaptırdı devrin en ihtişamlı ibadethanesi ile gücünü sergiliyordu. sultan selim başa geldiğinde saltanat yarışı için rakibi artık hristiyanlar değildi, babası vardı onlardan önce. sultan selim için tarihçiler ne kadar leş bir insan olduğundan hep bahsettiği halde, ülkenin en ihtişamlı camisini yaptırmak için bütçe ayırmış, bir sanat eseri ortaya çıkarmış. amaç ne? insanlar ibadet etsin diye mi? asla. onun derdi muhteşem süleyman'ı unutturup onun hatırasına karşın bir saltanat ve güç gösterisiydi. yüzyıllardır insanlık tarihi bunlarla dolmuş taşmış. şimdinin pervasız diyanet ve iktidarının bu bütçesinin sebebi tam olarak budur. bu algı bize osmanlıdan miras kalmıştır. ama camiler, ibadethaneler güç için kullanılacak mekanlar olmamalıydı. onlar her bölgenin sosyal dokusunu yeniden inşa eden, lüksten ve ithişamdan uzak sade ama işlevsel mekanlar olmalıydı. bu çarpık islam algısı; dün selimiye'yi yaptıran algıdır, kabe'nin dibinde o kapitalizm fethi olan devasa kule oteli yaptırandır, bugün kocatepe camisini yaptıran algıdır bu. saltanatın islami versiyonu...
    ... diğer entiriler ...