bugün
yenile

    içerde

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    --uzun ve zorunlu bir eleştiri...--- zaten can çekişmekte olan dizi sektörünün son döneminin en büyük balonu olan dizi olabilir. eksilemeden önce dur bir dinle haksızsam sonra yine eksilersin "oğlum çok efso dizi olacak bu" diyen güzel kardeşim bir oku derim önce. anasını satayım öyle bir durumdayım ki kime selam versem hemen gelip yerli yabancı dizi öneriyor millet bana. izlemeye vakit bulamadığım gibi bazen de insanları kıramayıp izlemeye başlıyorum işte. bu içerde dizisi için de çok ciddi tavsiyeler aldım artık, iyi bari neymiş bu demek zorunda kaldım. ama zaten "the departed" filminden uyarlama olduğunu öğrendikten sonra daha da iştahım arttı. inanılmaz etkilendiğim kült filmlerdendi kendisi. uyarlama işlere karşı tepkili miyim? hayır değilim. ülkede dünya standartlarında oyuncumuz bir elin parmakları kadar olsa da ortalamanın üzerinde olan, iyi oyuncu diyebileceğim çok oyuncu var türkiye'de. o nedenle iyi oyuncuları kötü senaryolarda izlemektense uyarlama olan iyi işlerde izlemeyi zihin-göz zevki açısından tercih ediyorum. ama burada "içerde" dizisini balon yapan çok önemli bir nüans var. uyarlama yapmak ile tembellik yapmak arasında çok kalın bir çizgi var maalesef. öncelikle dizinin kadrosu çok efsane dolu dolu diyemesem de bir çetin tekindor gerçeği var ortada. sonra kendini sanırım geliştiren artık yavaş yavaş yakışıklı olduğu için değil oyuncu olduğu için para kazanabilecek olan çağatay ulusoy ve oyunculuğunu çok beğendiğim aras bulut iynemli ve rıza kocaoğlu gibi kendini ispatlamış isimler aslında fark yaratabilecek oyuncular. ama bunun dışında kalan diğer oyuncular mustafa uğurlu hariç çöp diyebilirim. hele o ismini bilmediğim sırf güzel ve seksi diye çağatay'ın yanına konan kızın oyunculuk yapması bu işten az biraz anlayan herkese çok büyük ayıp lan. neyse oyunculuklar vasat değil ama efsane de değil. burada yönetmenin etkisini görmeyi dilerdim galiba uluç bayraktar etkileyici çerçeve yakalama özelliğini iyiden iyiye kaybediyor herhalde dağ 2 filminde de böyle midir bilmiyorum ama bu dizide yönetmen etkisi adına sunabileceğim çok şey yok. ama bir iki vurdulu kırdılı sahne var şimdiye kadar ki bölümlerde oralarda yönetmen ve teknik ekip iyi çalışmış orada hakkını vermem lazım. mestan ve sarp'ın sahnesi, sarp'ın hapishane kavga sahnesi, mertle olan kavgası, davud'un silahlı çatışması falan yeni yeni gördüğümüz iyi sahnelerdendir ama bunlar aksiyon kokan hareketler göze hoş geliyor ama dizinin ruhuna diğer sahnelerde asıl katkıyı vermek lazım onlar yok işte. hala asıl konuya gelemedim lan nedense çok pardon lafı uzatmış bulunduk. sen gider "the departed" filmini bire bir uyarlarsın sana bir şey demem hatta memmun olurum çünkü konusu itibarı ile oldukça önemli bir iş olabilirdi. ama arkadaş filmi diziye uyarlamak böyle olmaz ya hu! bunun bir senaryo yazımı olmalı, konuyu aldın yurt dışından tamam. ama sen bir senarist olarak içini bir doldur gözünü seveyim. ezel dizisi uyarlama olmasa da ciddi bir esinlenmeydi ama adamlar içini öyle güzel doldurdular ki en sonunda yurt dışından senaryo satın alındı. yapacaksan işini böyle özverili yapacaksın. senin bu yaptığın bildiğin hırsızlık, hadi biraz iyimser olayım "tembellik". ne güzel vallahi konuyu alalım bir yerden içine derme çatma bir iki diyalog koyalım hikayenin dokusunu biraz ağdalı yapmayalım alalade bir dizi götürelim. ilk bölümlerde iyi gidiyordu aslında bayağı etkileyici gözüktü ama sorun şu, bu sihir tamamen konunu kendisinin ilgi çekici olmasıydı. ilerledikçe anlıyoruz ki bu dizinin senaryo diyalogları çok eğreti duruyor. o kadar saçma sapan diyaloglar işlemişler ki koskoca çetin tekindor'a bu repliği nasıl söyletebildiler acaba diye düşünmeden edemiyorum. replik son derece çiğ kalınca artık oyuncunun da yapabileceği bir şey kalmıyor ortaya rahatsız edici kareler çıkıyor maalesef. bu karakterin ruhuna uymayan diyalogların yazılmasıyla da bitmiyor kurgu sıkıntısı. dizi kimi sahnelerde anlamsız durağanlaşıyor "noluyor lan" diyorsunuz ki bu her dizide görülen süre sıkıntısının getirisidir kızamıyorum ama her bölümde o gün ne olay varsa yeri geliyor çok hızlı bir şekilde ilerliyor oldu bittiye getiriliyor. çok güzel işlenebilecek olan olay örgüsü fragman haline dönüşüyor. bu anlamsız akış dalgalanması diziyi 3. sınıf kalite standardına çekiyor neredeyse. hemen her bölümde merak namına bir şey bırakmıyor sağ olsun. akış içerisinde kurguda gizlemeye çalışılan ama becerilemeyen şeyi anlıyorsunuz ve artık bitse de gitsek moduna giriyorsunuz. merak duygusu kurgunun en önemli ögesiyken bu kozu da kullanamıyor senaristler. gelelim bu entry'i yazma sebebime; artık senaryo yetersizlikleri ve aksaklıları o kadar rahatsız edici bir boyuta ulaştı ki bende kim lan bu dizinin senaristi demek zorunda kaldım. baktım ertan kurtulan adında bir senaristmiş. adamı tanımıyorum ama bırak beni, tanıyan kimse yok. google'da ne bir hesap ne bir resim bulmak zor oldu açıkçası. herif bildiğin no name kişilik. sonra bir kaç sinema sitesi ve bir kaç haber sitesinden edindiğim bilgiler oldu. adamın doğru düzgün işi yok hiç. poyraz karayel'de yardımcı senaristmiş ki poyraz karayel de the departed'dan esinlenmiştir esasında. böyle bir açıklama yaptılar mı bilmiyorum ama 1. sezonunda çok net köstebek filminin konusu işlendi ama uyarlama değil esinlenmeydi o. bu adam orada yardımcıymış uyarlama fikri de bu diziden geliyor olabilir ama orada ethem özışık faktörü var ve onunla dizinin özellikle ikili diyalogları çok güzel doldurulabiliyor. sonra bu ertan bey'in diğer işlerine baktım bir de ne göreyim adam samanyolu dizilerinin kalifiye senaristiymiş ya la (biliyordum amk vardı bu dizi senaryosunda bir bokluk kjahsdkj) büyük buluşma, kollama, nizama adanmış ruhlar gibi işlerin sahibiymiş meğer. hani diyordum ya bu dizinin senaryosu dizinin en büyük kaybı diye. bu adam, merminin yönünün taşla değiştiren salih karakterinin senaristiymiş meğer. kjasdhkasj yapımcıya da aşk olsun sen efsane bir filmin uyarlamasına bütçe ayır, büyük büyük oyuncularla anlaş sonra gel samanyolu dizisi senaristi ile iş yap olacak iş mi bu şimdi? balondur efenim balon. konu şahane, oyuncular kötü değil, yönetmen idare eder ama kurgu? senaryo? diyaloglar? bunlara puan vermek bile istemiyorum güzelim konu böylece telef olacak. ha izlenir bir dizi midir? tabi izlenir benim gibi filmini çok sevmişsindir merak eder izlersin, elin boştadır izlersin diğer dizilere tercih edersin ama gelmiş geçmiş en iyi dizidir, "çok efso dizi oluumm" denilecek dizi asla değildir yanından bile geçemeyecektir hatta. bu arada dizide celal karakterini en sonunda mit'in el altından desteklediği, diğer küçük uyuşturucu çetelerini sorun çıkarmadan ezmesi için devletle çalışan bir karaktere dönüştürmezlerse çok önemli bir detayı atlamış olurlar yazık olur. ama bunu yaparken de seyirciyi önceki bölümlerde olduğu gibi kıllandırmasınlar da insanlar biraz şaşırsın ulan. merak kurgunun can damarıdır bunu böyle bir konusu olan dizi de nasıl atlıyorlar lan? ki 3 saatlik filminde en az 5 kere "oha laann" diye şaşırtmışlardı beni dizisinden de bunu az biraz beklemek hakkım olmalı. sonuç olarak ne demişler; "iyi bir senaryodan kötü bir film yapılabilir ancak kötü bir senaryodan asla ama asla iyi bir film çıkmaz."
    1ilk paragraftan sonrasını okumadım ama artı - tost yap da yiyek 17.11.2016 22:21:08 |#3012243
    0eyvallah ne diyeyim :) - devriksekiz 17.11.2016 22:22:20 |#3341991
    0insan okuyacak buju - drakolaa 17.11.2016 22:23:50 |#3012241
    butun yorumlari goster (11)
    ... diğer entiriler ...