bal gibi de vardır.
kriz kelimesi üzerinden aktarayım;
---
spoiler ---
kriz kelimesi köken olarak yunanca "krisis" kelimesinden gelmektedir. türkçede kriz olarak kullandığımız bu kelime, ingilizce'de; crisis, almanca’da; krise, fransızca; crise, italyanca; crisi, ispanyolca; crisis, arnavutça; krizë, çekoslavakça; krize, fince; kriisi, hırvatça; kriza, isveçce kris, katalanca crisi, macarca krizis, portekizce; crise, slovence; kriza olarak avrupa dillerine yerleşir.
türkçede kriz kavramı ile eş anlamlı olarak
bunalım ve
buhran kavramları da kullanılmaktadır. her iki kavram da krize karşılık gelse de, bunalım, daha küçük bir soruna karşılık kullanılabilir.
buhran ise daha büyük, yaygın bir sorunu ifade etmektedir. bu bağlamda küresel finansal sistemde meydana gelen büyük sorunlara karşılık türkçede kriz ya da buhran kelimesi kullanılabilir.
bunalım ise görece daha küçük, yerel iktisadi sıkıntılara karşılık kullanılabilir. kelimenin anlamından hareket edildiğinde bu söylenenler daha da anlaşılır olur. krisis kelimesi, yunancada "karar anı" anlamında kullanılmaktadır. sistemdeki tıkanıklığı giderme yolunda temel kararların alındığı döneme/an'a ilişkin olarak kullanılmaktadır.
-
kapitalizm tarihinde finansal krizler: tarih tekerrür mü ediyor?
---
spoiler ---
dileyen şu üstte iliştirdiğim makaleyi baştan sona okuyabilir. kapitalizmin neden krizsiz olamadığı konusunu güzel ele alan bir çalışmadır bu.
yetmezse "finansal krizlerin öncü göstergeleri ve ülke ekonomilerini etkileme kanalları: türkiye örneği" makalesini de tavsiye edebilirim. (bu da güzel makaledir. krizlerin depremler misali gerçekleşmeden kısa süre önce tespit edilip edilemeyeceği konusunu irdeler.)
spoiler içindeki kısma dönersek; görüldüğü üzere her dilde kriz kelimesi hemen hemen aynı. bunun küreselleşme ile de alakası var elbette. fakat bu daha çok etki - tepki meselesi. abd'de olan krizin abd ve çevresine olan etkisi, türkiye'de olan krizin kendisine ve çevresine olan etkileriyle benzeşir. yani belirtiler aynı. insanlık kriz illetini aynı şekilde tarif etmekten yana, çünkü kriz dedikleri vakit dünyanın öbür ucundaki insanın bile nasıl vahim bir şeyden söz edildiğini anlamalarını istiyorlar. bir tane bile enayi bir millet yok ki krizi bambaşka bir terimle ifade etmeye çalışsın. hepsi söz konusu bu olduğunda anlaşılmak istiyor.
fakat krizler de kendi içinde çokça değişiklik gösterir. üstte verdiğim makalelerin tekinde krizler çok güzel kategorize ediliyor. bazı kriz var, olması gerektiği için olmuş. bazı kriz var, hiç beklenmedik anda olmuş. bazısı dünya çapında sarsıcı, bazısı ateş misali sadece düştüğü yeri yakıyor...
buhran, bunalım gibi ayrımlar yapmak da bu yüzden önemli. çünkü her krizin çapı ve etkisi aynı değil. misalen 1929'da olan krizin sarsıcılığının eşi benzeri yok.
modern times filmini izlerseniz bu durumu gözlemleyebilirsiniz. filmde insanların büyük bir kısmı açlıktan ölmemek için hırsızlık yapmak zorunda kalıyor. "büyük buhran" bu bağlamda o krizi çok güzel ifade ediyor, kıçı kırık ya da normal krizlerden ayrı tutup, kendine has bir kefeye koyuyor.
özetle: büyük buhran vardır :d olmadığına dair bir dayanak sunamazsınız. ama ben olduğuna dair bir yığın istatistik ve veri sunabilirim. büyük buhran'ın dünyaya yarattığı tahribat 3. bir dünya savaşı olmuşcasına ağırdır... o kadar sertti kısacası.
not: krizlerin ortaya çıkmasının kitlelerle pek de bir alakası yok bu arada. keza kitleler ürettikleri her şeyi zenginler için de üretmez, geçin o masalı. romantikliği bırakıp meseleye gerçekçi yaklaşıp doğru okumaları yaparsanız kim bilir belki bir gün kayda değer cevaplarınız olur. şu halinizle hiçbir sorumuza cevap veremiyorsunuz. nedir o sorular, bazısı şu şekilde;
(#4306767)