fındık toplamak

Karadeniz'in favori çilesi.. Hayır anlamıyorum, neden yaz tatilinin son döneminde? Tam sezona bomba gbi gireyim diyorsunuz, bi kamyon dayak yemiş gibi oluyorsunuz. Sonra bir sene komple bok gibi geçiyor amk... (bkz: amelelik)

zevk içinse muazzam. zorundalıksa kahır.

Ben de Ordu'dan yazıyorm amk.. Başlamadık ama başlama fikri bile korkunç...

yarın başlıyorum. babam götümü hardcore sikecek yazın çalıştıramadığı için. bana 4 kürtlük iş verecek büyük ihtimal. edit: giresun > ordu.

Hangi açıdan o büyüklüğü kast ettin ki sen şimdi?

çok istiyorum karadenize gitmek lan biriniz misafir edin beni.

şimdi git mevsimin en güzel zamanında tam deniz sezonunun mütüşlü zamanlarında o düz duvar gibi bahçede fındık topla ayakta duramıyor insan işkence gibi bide her taraf böcek korkmaktayım

o ortam çok başkaymış öyle diyorlar merak etmiyo değilim

trabzonda çay toplamakdan sonra gelen favori işlerim arasında..

bu sene erken olmuş malesef. an itibariyle başladık 3 hafta bahçelerde rehin.

sayılı günler sonra bahçelerin gülü olacağım ehuehue şaka olm iğrenç bişey 3 hafta ölüp ölüp dirileceğim:(

ben kuruttum bile patos bekliyorum :)

birkaç saatlik fındığı olunca insanın toplamaya bile gitmiyor. ne yerim ne toplarım dediğim bir şeydir kendisi. evlat olsa dahi sevilmez. yazın en sıcak günlerinde korku filmlerini aratmayacak bir eylemdir.

dar alanda kendim deneyim ettiğim fakat geniş alanda bu iş için profesyonel işçileri görünce -ki kürtler ve gürcüler bu konuda muazzam- "benimki toplamaksa bunlar ne" dediğim aşırı amelelik içeren eylem. asla o yorgunluğu karşılayan bir şey değil para, hadi bazılarına göre karşılar diyelim ama zaten fiyatı yerlerde. bir de düzgün toplayabilmek için öncesinde kart dal kesmek, filiz almak gibi envai çeşit işlemi var ki tarla mağaraya dönmesin. kısacası verdiğiniz emeklerin karşılığını görebildiğiniz bir şey gibi gelmiyor bana bir haftadır sürünüyorum.

geçen gün gittim yevmiyeli çalışma bi günlük. arkadaşlar 60 lira için değicek bişey değil. bi gün gittim, gitmeden önce 10 gün çalışırım filan diyodum lakin, ilk gün bitti ve ben evime döndüm. bir daha gitmem. sizde gitmeyin, göndermeyin. işkence.

giresunluysan tatil denilince aklınıza gelen ilk şeydir fındık toplamak, millet tatil deyince bodruma antalyaya gider, biz tatil denildiğinde giresun'a fındık toplamaya gideriz.

çocukken trabzona gittiğimizde yaptığım şey. gerçekten çok keyif alırdım,para mara almazdım, salarlardı beni toplar toplar çuvallar indirirdim. hayatımda ne sigara ne alkol ne telefon hiçbir bok yokken gerçekten eğleniyormuşum. kısacası mutlu olmak için en salak, en düz mantık amaçlara yönelik fiil bile keyfini yerine getirebiliyorken, bu kadar mutsuz insan neden var? hayat dersi tamamlandı, artık gidebilirim

ağustos ayının kabusudur.

zulüm yemin ederim bu. bir de bütün yaz yattıktan sonra hiç çekilir olmuyor.

çay toplamak ve çay taşımak kadar büyük çile değildir. hayatınızda dağdan aşağı çay taşımadığınız için erken davranmayın bence...

çekilecek çile değil aslında. daldan toplaması ayrı dert yerden toplaması ayrı dert. ama yevmiye çok iyi bu sene. paranın gözü kör olsun be.

zevk için yapıldığı takdirde eğlenceli, iş olarak yapıldığı zamam zulüm. heleki fındık arazisi eğimliyse, buyurun cenaze namazına.

çooook karlı bir iş. çok para var çok. 2 hafta çalış =700 tl mis gibi :) :=)

parası iyi ama eziyet gibi hele bizim oraların dik bahçelerinde benim gibi sakar birinin fındık toplaması imkansız gibi oluyor bir kaç kere bahçeden dereye yuvarlandığım doğrudur he birde evdeki fındık tantanası ayrı bir işkence yok ona yevmiyeye gidicez yok buna gitmicez o cuma namazı için bile izin vermiyor vs o yüzden evlenecek hanım kızlara burdan sesleniyorum fındık bahçesi olan biriyle evlenmeyin bence

günlük 100 tlye toplarım.

başlamış aksın ton tonn fındıklarr

ooooo bu başlığı açana selam olsun akskflgş ,bir karadeniz kızı olarak kutsal görevim için otobüs bekliyorum şuan ahdkflşg

şimdi teknik terimlerle açıklayacağım ,yani şiveyle (: bir fındık ağacı topluluğuna kafulluk ya da ocak denir .bir ocağı bitirmeden diğerine geçmek akrabalar arası savaş demektir aksksl .ve bizde ölümüne fındık toplanır .kabanlardan (uçurum) yuvarlanma tehlikesi önemsenmez .gugarlar(ağaç dalını aşağı çekmek için kullanılan ucu eğik uzun çubuk)takılır ağaçlara bazen iki kişi çekeriz bazen sülalecek çeksekte gelmez o dal .hah bu gelmeyen dalın hazin sonuda orakla (bir şeyleri kesmeye yarayan ağzı hilal şeklinde alet) kesilmek .daha önce hiç görmediğiniz böcek türleriyle karşılaşıyorsunuz ,normalde görsek kaçacağımız böcekleri tek parmak hareketiyle üstümüzden atıyoruz .saçlar mahvolmasın diye kadınlar eşarp erkekler şapka takar ,uzun çoraplar giyilir ,genelde üstümüze gömlekleri ayaklarımıza lastikleri çekeriz .sabah beşlerde kahvaltı yapar yola koyuluruz .kalabalık toplamak genelde zevklidir ,fındık toplanırken sülaledeki tüm konular konuşulur aksklfgl .yaşıtın varsa daha eğlencelidir genelde skdkl .en önemli teknik terimimizi unutuyodum az daha "bellik" .bellik belimize bağladığımız minik çuvallar .onları doldurup bir kafulun dibine koyduğumuz büyük çuvala boşaltıyoruz .arazi eğimli olduğu için genelde o çuvalların ağzını bağlayıp yuvarlıyoruz .sonra el arabasıyla taşıyıp kapıya seriyoruz .güneşte uzun süre bekliyor ve patosa (fındıkları fıçılarından ayıran makine) vuruyoruz .sonra yeniden çuvallayıp satıyoruz .anlatması bile zormuş aksldlgşb ,merak eden olur diye yazayım dedim arkadaşlar (: ona göre gelin ya da damat olun karadenize akdklfşg

yukarı çıkmışken su getirsene ,benim belliği de o çuvala döksene ,asıl asıl asılll!!,şu dalı da bi tut cümlelerini sıkça duyacağınız ortamdır .artık iyice yorulmuşsanız ve benim gibi eğimli bir arazide çalışıyorsanız artık allah kerim der ve kendinizi ağaçların kollarına doğru bırakırsınız ,yani yürümezsiniz artık ,aşağı doğru gittiği yere kadar kayarsınız dlfşşgşh ,bu arada kaslı ,dal eğebilen ,olurda yeter ben ölmek istiyorum diyip kendimi aşağı doğru bıraktığımda"dur daha bitmedi "diyip beni tutacak olan bir eleman arıyoruz akdkglhş

az önce geldim. bu başlığı bugün ben uplayacaktım ama nasip başka bi güne artık. çok lanet bi iş ama bugün ilk defa o kadar da zorlanmadığımı anladım. yine de bi erik yada üzüm toplamak kadar iyi değil. zaten iyi de değil. (bkz: beni bu fındık tarlaları tembelleştirdi) egede falan yaşasaydım zeytin de toplardım üzüm de. ama fındıktan nefret ediyorum.

geçen sene akmeşeye gitmiştim halamın yanına. bir gün dayandım ikinci güne eve döndüm bu da böyle bir anımdır.

2 gün önce bardaktan boşalırcasına yağmur yağarken çuvalı yuuladım ve ırmağa düştü ırmaktan çuvalı almaya çalışırken büzün içine düşüyodum amcam tuttu dün telefonumu bahçede düşürmüşüm çıldırdım sabahtan akşama kadar aradım akşam ezanından sonra buldum ulan amk bugün de güneşten yanıyoruz allahım sen büyüksün

evet.. bugün de ben uplayayım şu başlığı artık. öncelikle eyyy amk sakaryası! tüm komşu illerde, karadenizde sağanak yağmur yağarken neden sende güneş açtı ? hayatımda belki de ilk defa şu fındık çilesinden tüymek için yağmuru bekledim. sabahtan beri ağzıma oldu burda. bittim, tükendim. batarya zayıf moduna geçtim. ancak eve gelebildim ve şimdi gök gürlemeye başladı. yağmur yağmak üzere.. ama zaten olan oldu yani artık gerek yok ki..

anne tarafı ordu'lu olunca, ister istemez her yaz rutin olarak yapılması beklenen eylem. esnek olan fındık dallarında yer yer sallanarak eğlenceli bir hale getirilebilir, fındık tarlalarının içerisinde yenilen öğlen yemeğinin de farklı bir tadı ve güzelliği vardır. fakat akşam yatağa girince her yerinizin ağrıdığını iliklerinize kadar hissedersiniz.

bizim bi akraba fındıklar görünmüyor diye önce ağacın yapraklarını toplamış dskjhgfr

fındığı bitüdüm ura patosa verdim çektüdüm çerezliğimi alıp istanbula geldim istanbulda olanlara 15ten satarım bir $$$ <3

her işin zorluğu vardır elbette ama fındık toplamak en iyi işkence yöntemlerinden biri bence. bir de bizim memleket yatmaya iyi ama iş çalışma olunca tamamıyla eziyet. rakım 800 900 olunca yetiştirilen fındık türü ve olgunlaşma süreci değişiyor. 20 km aşağıdaki adam ağustosta topladı fındığı keyfine bakıyor. bizim ki eylülde başlıyor. küçükken okul açılırdı. teyzemlerde falan kaldırdım. toplamadığım zaman bile eziyetti yani bana. karadenizde havanın sağı solu belli olmaz. bakarsın sabah günlük güneşlik öğleden sonra her yer sis yağmur falan. bu sene güneşli gidiyor ama güneşte toplamakta ayrı eziyet. fındık toplarken güneş gözlüğü takıp köylüyü şaşkına çeviriyorum. milete de akdenizde tatil yaptım da ondan böyle çikolata gibiyim diyeceğim. halbuki amale yanığı bende ki, ama bir umut işte. belki kanarlar. sarp arazi, fındığı taşımada ve toplarken ayakta durmada yaşanan zorluk üstelik fiyatının düşük olması da ekstra eziyet türleri. velhasıl kelam hay bu fındık işini başımıza açanın....

ilk cep telefonumu bu şekilde almıştım babam bahçede fındığa yardım et alıcam demişti panasonic gd30 model cep telefonu için yaklaşık 1 ton fındık topladım baştan bu kadar zorlanacağımı bilseydim evi de üzerime yap derdim

akım daha güzel kullanılamazdı jdkajdjshah

ağustos başından eylül başına kadar adamın götünden kan alır yürünemeyecek rampalarda sırtta çuval taşınır bazı rampalar yürünmez çuvallar dereye kıyısına doğru yuvarlanır yuvarlanan çuvalın ağzı düzgün bağlanmamışsa açılır fındıklar dökülür o döküleni toplamak en zorudur kendine söve söve toplarsın özetle 1 gün şöyle geçer; sabah 6da kalkılır kahvaltı edilir bahçe uzaktaysa öğlen yemeği hazırlanıp şeleğe koyulur dallayı ırgayacak(silkeleyecek) kişi önden gider dallar ırgandıktan sonra yemek-çay-sigara molası hariç sürekli fındık toplanır bel felç olur akşam 5'te çuvallar taşınır taşınan çuvallar boşaltılıp tekrar iç içe koyulur pert olmuş şekilde uyunup sabah aynı gün tekrar edilir masrafları çıkarınca elde kalan para çekilen çileye değmez *edit: yaklaşıyor yaklaşmakta olan

Yevmiyeye gitmek en iyisi diye düşünüyorum. Tarla sahibiysen her şeyi düşünmek zorundasın. Yevmiyeci olunca sadece fındık toplayıp paranı almaya bakıyorsun.

"Yarın, öbür gün aç olacağım, susuz olacağım" diye bugün mütemadiyen su içmek, ekmek yemek ne kadar ahmakçasına bir divaneliktir. Öyle de, gelecek günlerdeki, şimdi adem olan musibet ve hastalıkları düşünüp, şimdiden onlardan müteellim olmak, sabırsızlık göstermek, hiçbir mecburiyet olmadan kendi kendine zulmetmek öyle bir belâhettir ki, hakkında şefkat ve merhamet liyakatini selb ediyor. Elhasıl, nasıl şükür nimeti ziyadeleştiriyor; öyle de, şekvâ musibeti ziyadeleştirir. Hem merhamete liyakati selb eder. Birinci Harb-i Umumînin birinci senesinde, Erzurum’da mübarek bir zat müthiş bir hastalığa giriftar olmuştu. Yanına gittim. Bana dedi:"Yüz gecedir ben başımı yastığa koyup yatamadım" diye acı bir şikâyet etti. Ben çok acıdım. Birden hatırıma geldi ve dedim: "Kardeşim, geçmiş sıkıntılı yüz günün, şimdi sürurlu yüz gün hükmündedir. Onları düşünüp şekvâ etme. Onlara bakıp şükret. Gelecek günler ise, madem daha gelmemişler; Rabbin olan Rahmânü’r-Rahîmin rahmetine itimad edip, dövülmeden ağlama, hiçten korkma, ademe vücut rengi verme. Bu saati düşün. Sendeki sabır kuvveti bu saate kâfi gelir. Divane bir kumandan gibi yapma ki, sol cenah düşman kuvveti onun sağ cenahına iltihak edip ona taze bir kuvvet olduğu halde, sol cenahındaki düşmanın sağ cenahı daha gelmediği vakitte, o tutar, merkez kuvvetini sağa sola dağıtıp, merkezi zayıf bırakıp, düşman ednâ bir kuvvetle merkezi harap eder." Dedim: "Kardeşim, sen bunun gibi yapma. Bütün kuvvetini bu saate karşı tahşid et. Rahmet-i İlâhiyeyi ve mükâfât-ı uhreviyeyi ve fâni ve kısa ömrünü uzun ve bâki bir surete çevirdiğini düşün. Bu acı şekvâ yerinde ferahlı bir şükret." O da tamamıyla bir ferah alarak, "Elhamdülillâh," dedi, "hastalığım ondan bire indi." (bkz: Lem'alar İkinci Lem'a)

(bkz: çin işkencesi) ben hayatımda bu kadar yorucu bir olay görmedim. dikeni ayrı batar, böceği ayrı yapışır, ısırganı ayrı yakar, güneşin altında yanarsın. babaannem aramış diyo ki trabzon'a gelsene dedim bakarız gelirim belki, gel de fındık toplayalım dedi. hayatta gitmem bu sözün üstüne, en son fındık topladığımda hiç hoş şeyler yaşamamıştım.(topladığım fındıkların yarsını toplarken yediğim için azarlandım ve para vermediler.)

Yaklaşıyor yaklaşmakta olan...

bir giresunlunun ağustos ayı özeti. (bkz: giresun fındığı)

Geldi yine baş belası. Allah'tan artık işçi tutuyoruz da 2 güne bitiyor. Sabah 8 akşam 6 çalışırsınız en fazla 1.5 saat oturur, dinlenirsiniz. Amele yanığı tam olarak bu işte olur. Her an yılan çıkabilir fareler zaten vardır her an her şey olabilir. Çuval lazımmış gidiyorum ben......

Karadenizlilerin korkulu rüyası. Çocuk gibi sebeplerden birkaç senedir gitmiyorum bahçeye. Fındık toplamaya dair en nefret ettiğim şey ise ocaklar arasındaki örümcek ağlarının suratıma yapışmasıdır. Bunun iğrençliğini yaşayanlar bilir.

ömrümden ömür çalan, sabahın köründen akşam ezanına kadar dal eğip büktüren ve üstüne akşam da 50-55 kg çuval taşıtan olay. akşama kadar eğimli arazide dik durmaya çalışmaktan bel yanlarım gerildi ayaklarım da uyuştu allah herkese sabır versin (bkz: çığlıklar yardım çığlıkları allahın beları)