bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aşırı kaliteli, mazlum çimen şarkısı. şudur
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      mükemmel bir ihsan yüce şiiridir.
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türk fimlerinde hep bağnaz, köylü, cahil rolleri üstlenen ihsan yüce'nin güzel bir şiiri. bir de sabahın dördü...
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okuduğum en güzel şiirlerden biri
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başlığı ilk gördüğümde aklıma diasa da satılan şarabın yanında sadece ekmeğe parası yetip ekmek alan öğrenci dramı geldi.
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      birde sabahın dördü
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      harikulade bir ihsan yüce şiiri. bu adamın yeşilçam filmlerini izlerken böyle şairane bir kişilik olduğu kimsenin aklının ucundan bile geçmez. hele ki oynadığı filmleri ve canlandırdığı karakterleri düşününce. ama en az oyunculuğu kadar da şairliği kaliteliymiş. --- spoiler --- ekmek şarap sen ve ben bir de sabahın dördü dışarda kar odamız ılık gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını kıskandım gogen’i tahitilim terlemiş vücudunu silerken cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum güneşi doğurmuştu ölü cisim martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında nefesin vücudumu yakıyordu yer yer sam yelim sahra-i kebirim kahrettim her şeye o gün babanın şarap çanağına, gogen’e, kadere, sana, bana, bir de gittiğin arabanın tekerine ne diyordum arkadaş…. diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim ama içerken düşünmem neden içiyorum diye daha sonra yaparım hayatın felsefesini sırayla olurum fatih, selim, kanuni bazen kadın hamamında tellak…. bazen christoph colomb napolyon’ken düşünürüm elbe’de geçen günleri timur’ken beyazıt’ı yenişimi…. bir kere aristo’nun hocası olmuştum ona verdiğim dersle gurur duymuştum bazen jan dark’ı kurtarmak için çalışan bir kahraman bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum eğer daha da içersem shakespare halt etmiş derim karşımda salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de işte mozart’ın aradığı melodi bu diye gülerim enayiymiş be platon… bir içsin de görsün….ne felsefesi varmış bu hayatın anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu ıslak kaldırımlarda yürürken acırım önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline ukalalık işte derim neme lazım senin kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş…. ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım şehrin izbe sokaklarında yavaş yavaş kaybolur benliğim… --- spoiler ---
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ekmek olmasa da olur. şarap, sen ve ben yeteriz
    9. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "enayiymiş be platon, bir içsin de görsün…. ne felsefesi varmış bu hayatın, anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu."
      0bak bu çok tanıdık geldi. - cay bardagı 02.04.2017 02:31:41 |#3004390
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      saat dördü gösterince direk aklıma düşüyor. youtube'dan açıp videonun ortasına sağ tıklayıp döngüyü seçiyorum. sonrası malum sigara üstüne sigara.
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yeşilçam emektarı ihsan yüce tarafından yazılmış harikulade şiirdir. şiirin tamamı için; (#1536644) "sırayla olurum fatih, selim, kanuni bazen kadın hamamında tellak…. bazen christoph colomb napolyon'ken düşünürüm elbe'de geçen günleri timur'ken beyazıt'ı yenişimi…. bir kere aristo'nun hocası olmuştum ona verdiğim dersle gurur duymuştum bazen jan dark'ı kurtarmak için çalışan bir kahraman bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum eğer daha da içersem shakespare halt etmiş derim karşımda salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de işte mozart'ın aradığı melodi bu diye gülerim enayiymiş be platon… bir içsin de görsün….ne felsefesi varmış bu hayatın anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu"
    12. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "kıskandım gogen'i tahitilim terlemiş vücudunu silerken cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum güneşi doğurmuştu ölü cisim martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında nefesin vücudumu yakıyordu yer yer sam yelim sahra-i kebirim kahrettim her şeye o gün babanın şarap çanağına, gogen'e, kadere, sana, bana, bir de gittiğin arabanın tekerine"
    13. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#112300) banu reyiz vereceğim tepkiyi 3 yıl önce vermiş.