sevgilinin huysuz ve saygısız oluşu sorunu

çözülemeyecek gibidir. huysuzluğuna başta taviz vermenize ve espiriyle yaklaşmanıza rağmen huysuzluğu son raddeye gelmiştir. önüne herşeyinizi serersiniz, uğraşırsınız, daima bi eksiğinizi, gediğinizi bulup yüzünüze vurur. çok seversiniz, ama sevdiğiniz kadar tokatlamak istersiniz. tam aşırı sinirlenir patlayacak noktaya gelirsiniz yanağınıza bi öpücük kondurup şımarıklık yapar. salak gibi yumuşarsınız. sonra sorunlarınızı konuşmak istersiniz her seferinde geçiştirir sizi. o kadar çok geçiştirir ki artık ne konuşacak haliniz kalmıştır ne şikayet edecek. ama sevgiliye güzel şeyler yapma isteği de içinizden akıp gitmiştir. ot gibi yaşamaya başlarsınız. hayatınız günaydın aşkım ve iyi gecelerden oluşmaya başlar. ondan uzaklaştığınızı farketmez bile. aslında umrunda bile değilsinizdir, ama içinizden "yok ya seviyo" dersiniz. artık alışkanlık olmuşsunuzdur. söylediği kırıcı sözlerse içinize işlemeye devam eder. sadece bitirme kararı veremezsiniz. siz bitirme kararını geçiştirirken de yıllar geçer... ezik bir kadın oluverirsiniz artık.

(bkz: herkes kendi kuyusunu kazar)

(bkz: boşver be kızım sana erkek mi yok)

ya ayran dürüm bitmeden bitince 2. ayranı isteyince bile suçlu oluyorum amk senin ruhun zengin diyo ya

değiştirmek çok zor bir insanı, ya kabullen ya da yoluna bak

"sevgi, eylem gerektirir" ve "sevgi yipratan değil, yaşatandır." bu iki soze iliskilerinizde bolca dikkat edin. sevgiyi sözde değil davranışları ile görmelisiniz. ayrıca bu sevgi sizi yıpratmamalı.