sessizlik

dünyanın en huzurlu şeylerinden bir tanesi. gün boyu sağa sola koşturduktan sonra o kadar iyi geliyor ki. sessizliği dinlemek kadar mükemmel çok az şey vardır kesinlikle.

bazen huzurun, bazen de korkunun olayıdır sessizlik. her şeyle uyumlu gidiyor aslında. günlük yaşamımızda hep isteriz sessizliği ama gelmez. nankör bir kedi gibidir sessizlik. en rahatsız olacağınız zamanda yanınıza gelir ve ayrılmaz.

elektriğin kesilmesi ile şuan içinde bulunduğum durum.. huzur buldum resmen.

genel ruh halim.ama kalabalıktan çok daha güzeldir düşünmeye teşvik eder

sekssizlik kendisine bin basar.

ruha huzur veriyor. yarım saattir ne bir tv sesi var ne de yoldan geçen araba. resmen ruhum huzurla doldu.

uzun bir aradan sonra, tam da şu saatlerde duyuyorum sessizliği. bazen hasret kalıyorsun böylesine, bazen yeter bu kargaşa bir tutam sûkut, birazcık huzur diye bağırıyorsun. ama şimdi korkuyorum bu sessizlikten. çılgın bir haykırış var içimde onu duyuyorum malesef. sessizlik beni bana çeviriyor, ondandır bazen sevmiyorum. önümüzdeki dönem bütün yıl yalnızım, daimi bir sessizliğe hazırlıyorum kendimi. korkuyor muyum? dibine kadar evet. kendimle yüzleşmek zorunluluğu getiren yalnızlık ve de sessizlik beni benden soğutuyor. korkuyorum.

kötü. düşünmene sebep oluyor.

dünyanın en güzel şeyi. vicdanın ile hesaplaşabiliyorsun, düşünebiliyorsun hem de kafa siken biri olmuyor. müthiş

şuan sözlüğe hakim olan durumdur. gecenin en güzel saatlerini kaçıran insanın canını sıkar. sessizliğin de bi' sesi varmış gibi edebi cümleler duymanız mümkündür.

çığlıkların dilinin tutulmasıdır.

en guzel cevap derler de yalan dolan o iş. inanmayın.

(bkz: gece 02:20 de keçi sesleri duymak)'tan daha çok korkutur. kulak verin, söylecek çok şeyi var.

şuan yanımda kendisi

bir bakıma en güzel şarkı.

çığlıklarımızı duyuramayacağımızı anladığımız an daha az acı vereceğine inanarak başvurduğumuz iletişim yöntemidir. oysa acı oranı hiç değişmez, sadece erteleriz.

bi de sessiz kalmak zorunda olmak var deli konuşmak istersin ama konusman hayatıni boka sardikcaktir falan

en guzel seydir huzurdur

huzur muzur yazılmışta iyi güzel eyvallah, ama bir düşün bir olay olmuş aranızda, sevgilinle telefondasın, zerre ses yok. bu huzur filan değil, bildiğin ölüm öncesi sessizlik gibi birşey.

evrensel bir nimet olan sessizlikten zevk alabilenler, dünyanın en mutlu insanlarıdır. (bkz: charlie chaplin) ve bunu çayınızdan bir yudum alarak, süsleyebilirsiniz.

bazen en büyük ihtiyaç, ve kıymeti bilinmesi gereken bir nimet, fazlası akla zarar lakin dozunda sessizlik müthiş bir şey.

martin scorsese'nin 17. yüzyıl japonyasında geçen ve ülkede tokugawa şogunluğu hakimiyetinin olduğu dönemleri anlatan filmi için sizi şu başlığa alalım ==)) (bkz: silence)

kulak çınlamam var. sessizlik zaten yok ama ses olmayınca bir süre sonra bu yüzden kafayı yiyebiliyorum. yalnız kalınca inceden bir tını giriyor kulağıma. bir siren sesine dönüşüyor. dönüşüyor dönüşüyor dönüşüyor iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii allah başka dert vermesin. çünkü bir dert daha beni toz duman eder.

bazen şifa oluyor bazen hasta ediyor

sessizlik düşündüklerinden çok daha fazlasını söyler

t: ceza'nın slow parçası. gitar bitirdi beni.. sessizlik --- spoiler --- ses yok, suspus. herkes sessiz. her şey ıssız. boşluk, sonsuz. mevsim, dört mevsim. ses gelsin, ses versin. her mevsim, kalp görsün. kalp duysun, kalp sevsin. --- spoiler ---

t: gazapizm'in "senelerce sürdü bu düzen, biter mi hecelerle?" dediği muazzam şarkısı.. "sonuca varmaktır aslında en zoru. en sonunda oluşur içinde bir boşluk. ışıksa loştur. bir kağıt, bir kalemle geçer günler. kalbi hoş tut. yani boştur hayat, gözlerinden sonrasında.." sessizlik --- spoiler --- "duvarları nem yıkar, insanları gam, keder.." verse 1: bulunur elbet bir çare. bir de yükle kalbe. kanım kaynar damarlarımda, hepten berbat hale, sürüklenmektir bu. gözlerindeki bakış lanet. küfürleşmektir bu, sözlerimdeki savaş, kasvet. aslen şudur ki; kirlenmek sebep gerektirmez. temiz kalmak en güzel şeydir. hayat mı izin vermez? hayat hiç mi gülmez? hayat bizle gelmez. "gelen gelsin." deyip, çekip gitmek gerekir, gözün kesmez. gönül vermez sahiplendiklerini. bedenin ağlar, kırılan camlar. yanar mı gözlerim? kanar mı ellerim birden bire gece olunca? kovar mı gözlerim penceremdeki ışık olunca? sonuca varmaktır aslında en zoru. en sonunda oluşur içinde bir boşluk, ışıksa loştur. bir kağıt, bir kalemle geçer günler. kalbi hoş tut. yani boştur hayat, gözlerinden sonrasında.. "işte dün, bugün ve yarın. hepsi aynı.." verse 2: kabuslar görüyorum, kıyametler kopuyor birden. tüm yollar kan gölü, yağmur, fırtına, deprem. her ceset başında bir ağlayan, etraf toz duman. deniz kudurdu, sesim yoruldu, onlar yoktular. ki onlar; mutluluk peşinde koşup yorulanlar. koşarken yok olanlar, gülümseyip kaçanlar. gülümseyin şimdi geç olmadan, dert olmadan günler. toplayın hemen, solmadan güller. bu seslerde kaybolur, bakarsan sel olur yalanlar. sen olur herkes, sen olursan dert olur. "sen yoksan zehir olur." demek gerekirdi son bi' kez. son bir kez söylüyorum bak; güler miydin son bi' kez? bak bir umutla uyanmak yatağında şafak vaktinde. bir de uyku tutmaz, parkta elde şişelerle. ben bir tercihte bulunmadım ki hiç, senelerce.. senelerce sürdü bu düzen, biter mi hecelerle? --- spoiler ---

bu kelimenin hakkını vermek için bir ton insanı ateşe verdim ben önce birisi bana gülümsediğinde içimden gelmediği için karşılık vermeyerek başladı daha sonra kurduğum arkadaşlıklara veda ederek yolda tek yürümeye alışarak devam etti haklı olduğum tartışmalarda dahi yorulduğum için susarak sonra bazı günler bütün bir gün hiç kimseyle konuşmadığımı fark ettim en sevdiğim şarkının sesini kıstığımda, camları sıkıca kapattığımda ve anladım dilimin düğmesini kapamanın önemini, ne anlattığımın değil, dinleyenin kim olduğunun daha önemli olduğunu nitekim kalabalıkların verdiği gürültülerden, sessizliğin verdiği yalnızlığı tercih ederim.

söylemekten dilimde tüy bitti ama,sözlükteki bulunan durum. şakaysa artık bitsin dönün şuraya,yok değilse hadi yazmaya başlayın. kaossuz çok sıkıcı buralar. yalvarırım gelin.

i̇lk başta aa nick6m uplatılmış dedim sonra da yoo

çok pahalı bir şey bu devirde. öncelikle sessiz bir muhitte oturabilmek için en az 600 bin lira değerinde bir eviniz olması gerekiyor. sessizlik için bir alana sahip olmanız gerekiyor. temiz bir kafaya ve stressiz bir hayata sahip olmaksa en paha biçilemez tarafı.

biz o kadar ağladık ki beraber, gözyaşları doldurdu avucumu şimdilik. şimdilik uzun uzun, bambaşka bir sessizlik yavaşça alçalarak, yavaşça bizi dinler. etrafta kalan sesler kesildi birer birer. hatırlamaz olmuşum, her şey uzakta, silik. yalnız senin vücudun... ah içte bir içimlik bir su gibi ellerin avucumda serinler. vücudunun gölgesi bak yerde gölgemle bir, yeni bir nefes gibi sessizlik göğsümdedir. sessizlik içerime doluyor yudum yudum. dolu bir yelken gibi göğsümde genişleyiş, ve öyle için için, ve öyle geniş geniş. ben hiç bir şey duymadan, ben yalnız seviyorum. ziya osman saba

insana verilen en büyük hediyelerden biri. hele bu çağda, muhteşem. çünkü dünya yeni teneffüs olmuş lise koridoru gibi. hep bir uğultu var.

t:Ses varlığının olmama durumu.

anlayana en güzel cevaptır.

Hediye de olabilir ceza da.

Ne yapıyorsunuz bea? Koca sözlükte bir başıma yazıp eğleniyormuşum gibi hissettim. Telefon, bilgisayar başında uyunmaz ben diyeyim :D.

Dünkü sessizlik bugünün habercisi Önce hafif bir rüzgar ardından fırtınaaaa

En sevdiğim. İnsan sesleri bir süre sonra bunaltıcı oluyor.

Sabahattin Ali çok güzel tasvir ediyor içinde bulunduğum durumu: ''Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum.''

inanılmaz bir eylemdir. kimisi için büyük bir tahammülsüzlük yaratır, kimisi için rahatlatır. bazen bir soruya cevaptır. bazen belirsizlik. yerinde ve vaktinde çok şey ifade eder. söz söylemekten ve tepki vermekten kat kat fazla anlam yükler. olur da yeni bir ortam ve yeni insanlarla olursanız sessizlik en iyi ifadedir. vakti ve yeri geldiğinde gereği söylenir elbet ancak çoğu zaman sessiz olmak en iyi seçenektir.

Bazen iyi gelse de çoğu zaman sinirleri yıpratan bir şey bence.

o sessizlikte, kahve esliginde, davlumbaz ısıgında, masanın üstüne oturup camdan dısarı izlerken bir anda yagmurun baslaması... hayatımda böyle keyif verici sayılı seylerden biri.

Ruhumun çığlıklarına inat bedenimin verdiği tepki. Tüm duygu salınımlarınız hormonlar tarafından durdurulmuş, hissiz bir bünye kalmış geriye ve hissizlik insani bir duygu olmaktan çıkıp bedene sahip olan bir birey haline geldiğinde konuşmaktan başka her şeyi yapacaktır dudaklarınız. Çeneniz kenetlenir, dişleriniz sıkılır, uyuşana dek diliniz damağınıza baskı yapar. Göz yaşlarınız konuşmak ister ve gözlerinizden dahi tek kelime çıkmaz, susarlar. Oysa ki hissizsiniz ve tuzlu sıvıyı dışarıya akıtmayı başarırsanız, dilinizdeki zehir içinize kadar işlerken gururdan başka hiçbir şey hissetmeyeceksiniz. Sadece sessizliğin ve benim duyabileceğim kelimeler olduğunu düşünüyorum bazen. Sessizlik… Sağırdılar, tutundular demirden pencereye. Yalnızlık… Ağır ölüm, kayıp dua güneştendir.

lisedeki hocam sınıfı susturmak için "sessizlik !!?" diye bağırırdı. evet bağırırdı.. sınıfın sesinde de bir değişiklik olmazdı ama. ne saçma bi susturma şekliydi o ya.

Susuyorum konus derler konusurum sus derler ne yapsam kiziyorlar disliyorlar

fazlası kalp çarpıntısı yapar.dozunda iyidir.