(y)aramızda kalsın,
bundan 21 saat önceydi,
hayatıma aldığım ilk ve son kadını çıkardım hayatımdan. belki de o beni çıkarmıştır. hatırlamıyorum. pek bi ehemmiyeti olduğunuda düşünmüyorum.
hatırladığım şeyler var, bilmiyorum.
hani o çektiğim kapşon ateştenmiş, taktığım kulaklık efkar.
kulaktan giren efkar kapşonun aleviyle beraber kafamın içindeki koduğumun düşünceleriyle sabaha kadar kısık kederde kaynamış sanki.
girdiğim her sokakta daha bi hüzün,
her mahallede bi o kadar tütün,
her sokak lambasında bi o kadar gülüşün.
evet, eksik bir şeyler var sözlük.
özel bi kişi, özel bi koku, özel bi dokunuş. özel bi şey eksik.
21 saat önce her şeyimi paylaştığım özel birisiyken artık sıfatı "başkası" oldu cümlelerim için.
gönülden geçen şeyler iki dudağın arasından çıkmaz ya bazen. öyle. sorsak yüreğime dudaklarımdan "kadınım" der bitirir mevzuyu, ama artık olmuyor. ne geçerse geçsin içerden, çıkan şey sek "başkası".
diyor ya hani "şimdi sende herkes gibisin". sanırım bunu kastediyor.
öyle yabana atmıyorum hiçbir şeyi, yaşanmış ve yaşancak çok şey var. nitekim hepsinin olması gerekiyor amenna. ama ne bileyim abi. ayrılanlar hala sevgili be.
hangi kadın beni ondan daha iyi tanıyor şimdi?
hangi kadın pişmanlıklarımı biliyor,
hangi kadına daha meyilliyim şimdi, sonsuz ayrıntılarda?
saatlerce ağlasam; bitmez bu keder,
günlerce sevişsem; geçmez bu ateş,
haftalarca sussam; gitmez bu düşünceler,
aylarca yazsam; bitmez bu aga.
bitmez biliyorum, bitmeyecek.
anlamıyorum n'oluyor bana.
"anlayabilmek için dokunmayı denemek istiyorum."
bana düşen kabullenmek 🌹