bakış açısı

film için >> (bkz: vantage point)

bir olayı, durumu belirli bir açıdan, yönden inceleme; görüş açısı.

çok güzel özetliycem şimdi.yani ben değil de sinem sal: "bir kuşun havalanması için iki kanadı birbirine değmemeli.siz bundan ayrılığı anladınız.ben uçabilmeyi."

polyanna tarzına örnek olarak ; "eğer dünyada 100 kilo civarıysan, marsta yaklaşık olarak 38 kilo civarındasındır. yani aslında kilolu değilsin, sadece yanlış yerdesin."

senin bakış açını sikeyim demek istediğim insanlar var

Sizi farklı kılan bakış açınızdır. muazzam

geçen gün bir arkadaşımla konuşuyorum dedi ki; "yaşadığın şey çok zor. biliyorum. ama seni seviyordu. yani biz samimiydik bunu bu şekilde dile getirmedi ama egoistti zaten söylemezdi. bakışları ve senin hakkında konuştukları falan. seviyordu işte. şimdiye kadar anlatmadım. çünkü bu gerçeğe bağlı kalıp hayatına kimseyi almak istemezdin, seni tanıyorum. ama şöyle düşün; hayatının sonuna kadar seni sevmiş. bence bu muazzam bir şey. " bakış açısına bak abi keşke ben de her şeye böyle bakabilsem..

(bkz: fakış acısı) (bkz: serbest çağrışım)

Şu an sözlükte 190 tane insanız öyle veya böyle okuyor görüyor sorguluyoruz hepimizin bakış açısı farklı görüş belirtiyor ve kendimizi ifade ediyoruz Sen onun düşüncesini beğenmediğin zaman vatan hayini sende vatan sevdalısı olmuyorsunuz Biz yıllarca türban konuşurken adamlar 100 yıllık planlar yaptı Biz Kürt Türk diye bölünürken adamlar bizi maşa yaptı Her zaman insan kendinden daha büyük bir şeyin parçası olacak Sözlükte o ona laf sokmuş bu buna bunu demiş umrumda değil sevmediğim görüşte var sevdiğim de Ancak maşa olmaya karşıyım insan belirli bir yaşa geldiyse fikir sahibi olur onun peşinden gider herkes kendi hayatından sorumlu ama daha büyük bir şey için daha iyisini aramak zorunda Oturduğun yerde yosun bağlamış bağnaz düşüncelere saplı kalmadan Ne diyorum ben ya..

Yakaladığın açıdan ne kadar bakabildiğin önemli.

farklılıklarla güzeldir. zira hepimiz aynı yerden aynı yöne doğru bakarsak ortada açı diye bir kavram kalmaz. önemli olan bir şekilde ortak bir noktada iletişim kurup, farklı düşünebilmeyi sağlamak, evet ya olaya burdan da bakılabilir aslında diyebilmek, düşünceni, kendini geliştirebilmek.ama kalkıp da farklı düşünen birini sırf farklı düşünüyor diye hemen sözlükte dillere pelesenk olmuş prim kasmaya çalışıyorsun cümlesi ile yaftalarsanız o insanın sizin bu sığlığınıza saygı duymasını da çok beklemeyin. efendi efendi oturup karşılıklı iletişim kurmayı bilmiyorsanız lütfen bol keseden de sallamayın.

senin dünyaya bakan penceren kirliyse, benim çiçeklerim sana çamur görünür. -mevlana

Farklı insanlar tanımak, farklı sohbetler etmek kazandırı insana bunu. Kendi konforlu düşünce ve yaşam alanınızdan bir anlığına çıkabilirseniz yeni bir bakış açısı kazanabilirsiniz. Ha bir de felsefeye merak salabilirsiniz. Sonsuz pencereler açar size.

“Mimar Sinan, Selimiye Cami karşısında oynayan çocukların yanından geçerken küçük bir çocuğun arkadaşına "Şu minare eğri yapılmış" dediğini duymuş. Mimar Sinan hemen küçük çocuğa; "Göster bakalım, hangi minare eğri olmuş?" deyince, küçük çocuk eliyle işaret ederek "Şu sağ taraftaki minare eğri" diye göstermiş. Koca Sinan ustalara "Bize bir halat getirin" demiş. İşçiler halatı getirerek bir ucunu minareye bağlamışlar. Koca Sinan küçük çocuğu yanına çağırmış ve "İşçile şimdi halatı çekerek minareyi düzeltecekler. Minare düzelince sen tamam diyerek bizleri uyar" demiş. İşçiler halatı çekmeye başlamışlar ve biraz sonra küçük çocuk haykırmış: "Tamam düzeldi!" Koca Sinan çocuğa "Şimdi tamamen düzeldi mi?" diye sorunca, çocuk, "Evet düzeldi, şimdi daha güzel oldu, bak..." diye cevap vermiş. Ustalar bu olanlara anlam veremeyince, "Mimar başımız, sen herkesten ¡yi biliyorsun ki, minarede eğrilik falan yok. O halde niçin düzeltmeye kalkıştın?" diye sormuşlar. Mimar Sinan ustalara dönerek şöyle demiş: "Bu küçük çocuğun kafasındaki minarenin eğriliğini düzeltmeseydik; çocuk caminin yanından geçerken güzelliğini asla görmezdi, kafasındaki minare eğriyken... Önlem alınmazsa, dedikodular aslı astarı olmasa bile iz bırakırlar. Böylece caminin adı da 'Eğri Minareli Cami' olarak yayılırdı.”

İnsanı vezir de eder rezil de

(bkz: senin cepte bir sikim yok cevat) diyerekten, cümleten selamün aleyküm. t: birçok insanda olmayan nitelik. "bence" kokan cümleler kurduğunuzda bu işin hakkını vermiş olmuyorsunuz arkadaşlar. o kadar kolay değil. - (#2286861) nitekim george carlin de bunu onaylar; sıradan bir insan der, oldukça aptaldır. insanların yarısından fazlasıysa bu sıradan insandan bile daha aptaldır :d (bkz: adam haklı beyler dağılın) sizin ne bakışınız, ne de açınız var canlarım. sizin sadece size sunulanı yutup -o şeyi anne kartal gibi başkalarına da- yutturma telaşeniz var. hayatınız bundan ibaret. (bkz: acımasız gerçekler) not: (#4182157)

+Al şu 10 lirayı son param -abi olmaz son paranı nasıl alayım +lan oğlum sadece 10 liramın olması sıfır liramın olmasından daha kötü

önceden olaylara olduğu gibi bakar sonra haksız çıkardım. şimdi izleyip ona göre yorum yapıyorum yine haksız çıkıyorum skdfksdfd

(#2205506) (bkz: zort)

Çok özel bir kavram. Bir bakış açısına sahip olabilmek aslında mesele. Neyi düşündüğün değil de nasıl düşündüğün. Olaylar arasında neden sonuç ilişkisi kurmak, analiz yapabilmek. Kendin ve çevrendeki insanların tecrübesinden faydalanmak bunları harmanlayabilmek ve en önemlisi belki de zoru tarafsız olabilmek.

Cenneti cehenneme, cehennemi cennete çevirecek olan bakıştır. Kimileri buna "bakış acısı" da der. İyiyi göremediğinden, hep acılar çarpar gözüne. Lakin kaçırdığınız bir şey var ki o da dünyanızı sizin durduğunuz yerin belirleyecek olmasıdır.Baktığınız, gördüğünüz, görmek için çaba sarf ettiğiniz yer. İşin özü bu hayatta kendi pencereniz kadar var olacak, kirlettiğiniz ve kirlendiğiniz kadar da yok olacaksınız.