(bkz: toplum baskısı)
Yaşamış olduğumuz toplumda bir kadın ile bir erkeğin evlenmeden birlikte yaşaması hoş karşılanmadığı için insanlar kendilerince doğru olduğunu düşündükleri insanı bulduklarında evlenmek zorunda kalıyorlar. Bakın ben kısa süreli bir birliktelikten bahsetmiyorum. Belki bir ömür sürecek bir birliktelikten bahsediyorum. Bu birlikteliği yaşayabilmek için ülkemizde evlenmeniz şart.
En basitinden bekar yaşayan bir erkek ya da kadın yaşamış olduğu evine birlikte olduğu insanı davet ettiği zaman apartman sakinlerince bu durum hoş karşılanmıyor. Komşularınız hemen
burası bir aile apartmanı mihvalinde cümleler kurarak sizi dışlıyorlar. Ee ne yapacak bu bekarlar o zaman, istedikleri gibi yaşamasınlar mı? İşte istedikleri gibi yaşayabilmeleri adına toplum tarafından evliliğe zorlanıyorlar. Ülkemizdeki evlilerin yarısından fazlası başka bir ülkede yaşıyor olsalardı eminim evli olmazlardı.
Ve tabii evliliğin bir başarı olarak görülmesi durumu var. Küçük yaşlardan itibaren kız ve erkek çocuklarına bu durum aşılanıyor. Erkek önce sünnet oluyor, sonra askere gidiyor, sonra iş sahibi oluyor ve artık evlenmesi bekleniyor. Kadınların ise küçük yaşlardan itibaren tek hayalleri gelinlik giyip evlenerek anne olmak oluyor. Çünkü evlenmeden anne olmaları hoş karşılanmıyor. Bu bakış açısıyla büyütülen insanların evlenmemesini beklemek abes olurdu. Zaten bir de evlenmemiş olanlara
evde kalmış muamelesi yapılarak sanki başarısızlıkları yüzlerine vurulduğundan sıkıysa evlenme durumuna geliyorsunuz. Anlayacağınız aşk, sevgi, bağlılık için illa bir imza ya da yüzük şart değil. İnsanlar evli olmadan da bunlara sahip olabiyorlar ancak toplum bunu yok sayıyor. Hatta bunun yanlış olduğunu düşünüyor. Evlilik, özellikle ülkemizde yaşayan insanların toplumdan dışlanmamak adına yapmış oldukları bir şey. Bence insanların evlenmek için başka hiçbir nedeni yok.
Bir insan başka bir insanı çok seviyor diye neden evlenmek zorunda kalsın ki, eğer evlenmeden o insanla yaşayabilecekse tabii...