oysa gençlik kaygısızlıktır

beni her duyduğumda derinden üzen bir kemal kılıçdaroğlu sözüdür. gerçekten de bu toprağın evladı hiçbir zaman rahat olamadı. sürekli kafasında hesap kitap yapıp durdu. öyle bir bataklığın içinde bir gençlik heba edildi ki, düşünün; bir şey yapmak için yapacağımız başka bir aktiviteden veyahut yiyeceğimiz yemekten feragat ediyoruz. bize hiçbir zaman hak ettiğimiz değeri, saygıyı ve imkanı vermediler. biz dışında hayatını yaşayan her yaşıtımızı imrenerek, utana sıkıla izledik. koca bir neslin tek hayali üniversitede erasmus, o da ailesinin durumu fena değilse. vallahi de billahi de benim hakkım size helal değil. bana bir gün olsun gençliğimi yaşatmadınız. her ne yaptıysam kendim ve ailemin sayesinde yaptım. hala da daha çıkıp biz gencimize sahip çıktık, asla karışmadık hep destekledik minvalinde açıklama yapıyorlar. bu gençlikte az biraz kafa varsa artık doğruyu yanlışı ayırt eder de en azından kendisi değilse bile kardeşi veyahut çocuğu insan gibi yaşar. eyyorlamam bu kadar, keyifli forumlar.

bir bakıma he yarram he dedirten lafügüzaf. gençlik kaygısızlık falan değildir, olmamalıdır. kaygısız bir hayat düşünülemez. insanın en diri zamanı gençlik zamanlarıdır, o zamanlarda da bir şeylerin kaygısını taşıyacak ki en atik hâliyle yola koyulabilsin. bu lafı kullananların çoğu kaygısızlık değil, sorumsuzluk istiyor. bunlara bir şekilde düzenli ve ortalama sayılabilecek bir gelir sağla; tüm gün başıboş gezerler. duydukları tek kaygı geçinmek çünkü. hiç öyle kendime yatırım yapayım, yeni bir dil öğreneyim, dünyaya bir şeyler katayım yok. bunların gelecek kaygısı dedikleri şey tamamen ekonomik. şu dediğim düzenli maaşı her ay bunlara sağla, göreceksin bir bok yapmayacaklar yiyip içip sürtüp davar gibi yaşamaktan başka. istisnaları elbette vardır ama kaideyi bozmazlar. kimse kimseye kaval okumasın. . biraz sinirliyim. çünkü az evvel bir dc sunucusunda bir kullanıcı gördüm, bu laf üzerinden edebiyat yapmış, sitemli sitemli konuşmuş, akp tabanına zeytin dalı uzatmış falan. yani şimdi demiyim demiyim diyorum ama; düne kadar sen türban ve türbanlılar üzerinden ofansif mizah yapıyordun aklınca amk? komik de olmuyordu. yapma ulan gerek yok diyorduk, sırf allah'sızlardan aldığın etkileşime tav olduğun için devam ettin. belki de o şekilde fenomen olmayı ümit ettin? normal bir ülkede bunu yapabilirsin. ama normal bir ülke değiliz. akıllı muhalif olacaksın. karşı tarafa kıymık batsa kazık girmiş gibi feryat ediyor, biliyorsun işte. onları ne diye kışkırtıyorsun? seçime kadar yarını düşünmeden bilmem kaç tane türbanlı kızı kendine gıcık ettirdin. şimdi de götün tutuşup sırf seçim var diye insan gibi konuşmaya karar vermişsin. amk salağı en baştan her zaman insan olsana? biz bilmiyor muyuz sanki yangına körükle gitmeyi? şimdi senin sunacağın hangi sakin söz onlara iyi niyetli gelir? o kızların çoğunun sana verdiği etkileşime de baktım, tahmin ettiğim üzere "samimi değil." cevabını vermişler. ee ne bekliyordun ki amk? dün yediğin hurmalar işte. yılın 364 günü ampır ampır konuşursan o 1 günde kendini aklayamazsın. niyetin buysa deneme bile. çünkü savunduğun tarafa zarar veriyor olursun. seni gören karşı taraf der ki "bunların hepsi böyle işte... normalde başka, işleri düşünce başka..." velhasıl; gençlik kaygısızlık falan değildir. hep kaygı duyacaksınız, adam olacaksınız. emsal olarak ben başıboş sokak köpekleri başlığında boşuna mı kendimi yırtıyorum? bugün o sorun çözülse başka sorunu kendime dert ederim. ne bu ülkede, ne başka ülkede dert hiç bitmez. bitiyorsa sıkıntı vardır, dert algılayamıyor olmuşsundur...

Lafügüzaf değildir. Gençliğin tadı bir daha gelmez ve genç olan insanlar hobilerine zevklerine yeni şeylere yatırım yapması gerekirken öğününden kısarak hayatını devam ettirmeye çalışıyor şu anda. Bu gençlik falan değildir. Anlatılmak istenen de budur.

la gençlik çay içiyor evde gençlik kahve dayılarına döndü haftada bir iki çekirdek-kola yapıp orta asya'dan göçmeseydik neler olurdu onu konuşuyo gençlik yok gençlik bitmiş.