küçük şehirde yaşamanın dezavantajları

herkes birbirinin eski sevgilisi

Gidecek sayılı yerin vardır. Orda da herkesi gide gele tanımışsındır. Yemek yemek ya da cafede oturmak istersen de sürekli aynı tercih etmek zorundasındır. Farklı yerler denersen ya menü sana hitap etmez ya da ürünlere hak etmediği paralar vermek zorundasındır. Starbucks espresso lab gibi yerlere gitmek garantici davranmaktır. Yürüyüş yapayım desen gideceğin 2 ya da 3 bulursun. Piknik yapayım desen yine öyle. Avm kültürü desen sadece bir tane avm varsa çok da kültür sayılmaması gerekir. Çarşı dediğin yerde 1 ya da 2 büyük caddedir şehirde tüm sokaklar bir şekilde oralara çıkar. İyi tarafından bakmak gerekirse kaybolma ihtimalin yok. Geniş akraba çevren varsa yaşadığın şehirde her gittiğin yerde birileriyle karşılaşırsın. Küçük şehir pişmanlık mıdır bilmem ama ufak tefek güven veren yanları vardır.

büyük markaların olmayışı. ürün alacağım zaman görseldeki ürüne hiç benzememesi ve hayal kırıklığı

Kendini geliştirebilme imkanının kısıtlı olması (bkz: en cok vakit gecirdigin bes kisinin ortalamasi olmak)

dedikodu o kadar fazla yapılır ki o dedikodu senin bile kulağına gelmiştir. herkes herkesin ne giydiğiyle çok ilgilidir ne okuduğuyla ne yaptığıyla... yürürken bile uzun uzun bakılır bu kim acaba diye. herkes herkesi ayıplamak için açık arar sürekli. ve akraba çok bulunsa bile asla güven hissi vermez

Geçen sene Istanbuldan kucuk bir şehire taşındım. Şu an pandemi var gerçi her yer aynı ama en nefret ettiğim özelliği tek başına bir yere oturup içememek.Yani kahve,çay,bira.Ozellikle yalnızlığı sevenler için hiç güzel bir şey degil.Tek başına sinemaya gidemezsin,yemek yiyemezsin.Yapsan da kucuk yer tanıdık biri hemen görüp gelebilir.Bir de kadın olunca daha bir göze batıyor olması da sıkıntı.Ege ya da Akdeniz olsa belki fena olmazdı ama Karadenizde küçük bir şehirde buyuk şehirden gelen kadın olmak çok daha zor.