eternal sunshine of the spotless mind

sil baştan.yönetmenliğini michel gondry'nin üstlenmiştir. senaryosunu michel gondry, charlie kaufman ve pierre bismuth birlikte yazmıştır. kaufman ve bismuth en iyi özgün senaryo akademi ödülü'nü kazanmıştır. filmin başrolünde jim carrey ve kate winslet yer almaktadır. (bkz: kirsten dunst) (bkz: mark ruffalo) (bkz: tom wilkinson ) (bkz: elijah wood) (bkz: jane adams) ve (bkz: david cross) da filmde rol almıştır. sevgilisini neden silmek istediğine dair yapılan kaset kayıtları sırasında jim carrey ve kate winslet’in gerçek hayatlarından aşk acılarını paylaştıkları konuşmalar filmdeki bazı diyaloglara kaynaklık etmiş. trailer

entel filmi. bok gibiydi bence. bu filmin adını takılmadan söylediğiniz an otomatikman boynunuzda fular beliriyor.

ismini tek seferde söyleyene ödül vermeleri gerekiyor ve ben bu filmi beğenmedim.

ri joel barish ve clementine kryuczsky olan baş rollerini jim carey ve kate winslet in oynadığı efsane film. filmin sonunda yok artık yia diyebiliyorsunuz hem hüzün yüklü hem aşk dolu çaba hafif tebessüm de içerir. film türkçeye sil baştan diye çevrilmiştir. sevgilisi clementine i unutmak için hafızasını sindirmeye başlayan joel onunla anıları unutmak istemekten vazgeçerse o döngüler kurtulabilir mi? birbirini hafızasında tamamen sildirebilmek olsaydı silindiğini sonrada tekrardan aşık olabilirler miydi? adını unutabilirsiniz peki ya hissettirdiklerini

Leyla ile Mecnun'u Mecnun ingilizce öğreniyor yazın the eternal the the eter ederler eden eden bulur sanma sakin kalmaz yarına diye şarkıya giriyor burada bu filme atıf mevcut Mecnun ingiliççe konuşuyor

- lan olum koca sene ingilizce gördün öğrendin mi bari? - öğrendim tabi be. - konuş bakayım. - eternal sunshine of the spotless mind. - vay amınakoyim!

''konuşmak; her zaman iletişim kurmak demek değildir.''

leyla ile mecnunda leyla'yı ingilizce öğretmeni olarak işe almak için okuttukları film adı. çok havalı bir okunuşu var, muazzam.

mavi saç modasının tohumları bu filmle atılmış gibi geliyor bana çılgın clementine ile. aşka fazla fazla felsefi yaklaşan, sürrealizm rüzgarları esen bi film. tek seferde anlayamadıklarım arasında. --- spoiler --- -sende hoşlandığım hiçbir şey göremiyorum. +ama göreceksin. bir şeyler bulacaksın. ben de senden sıkılıp kendimi kapana kısılmış hissedeceğim. çünkü bana hep böyle olur. --- spoiler ---

Efsane bir film ve aynı zaman efsane bir lm sahnesi her izlediğimde mutlu oluyorum Eden buluuur sanma sakın kalır yanınaa

doğru teleffuz edebilecek kadar ingilizcemiz var çok şükür. daha izlemedim herkes övsede izlemeyeceğim galiba. tüm ön yargımla konusu aşk olan film ne kadar efsane olabilir diyoe ve linçlerinizi bekliyorum.

itornıl sanşayn of dı sportıs marta

aklıma leyla ile mecnun dizisindeki şu efsane sahneyi getiren başlık link

eskiden yarısını izleyip kapatmıştım. şimdi tamamını izleme fırsatı buldum. izlenmesi gereken kült filmlerden olduğu gerçeği yadsınamaz ama beni pek etkilediğini söyleyemem. filme derin anlamlar yükleyebiliriz elbet, yaşadığım tecrübeler artık ikili ilişkilerin samimiyetine olan güvenimi derinden sarstığından sadece duygusuz bir biçimde izleyebiliyorum. --- spoiler --- iki zıt karakterin birleşiminden doğan bir ilişkinin sağlıksızlığı elbetteki hüsranla bitiyor. --- spoiler ---

adını tek seferde hiçbir zaman söyleyemeceğim film.

yarısında kaldım gitmiyo aga film

ilk izlemeye kalktığımda daha başlarında uyuyakalmıştım o kadar övdüler ki tekrar başladım bir hafta önce ama yine ikinci partı izleyemedim çok sıkıldım, sonu güzel mi acaba diye düşünüyorum. bitirmeli miyim?

itornıl sanş itornıl,itorn,eter,eden eden buluur sanma,,, geldi aklıma beden bilmiyorum güldüm istemsizce,çiğneyin sakızları (bkz: mecnun çınar)

edenn bulurrr.....

adı cidden çok değişik ve güzel bir film. filmdeki bazı renkli kareler baya dikkat çekiciydi. insanın aklında bazı net kareler bırakıyordu.

kız yüzünden saçlarımı her renge boyatmak istediğim film. her renk mi yakışır birine yahu

jim carrey 'nin oyunculukta zirve yaptığı film. izleyin izlettirin.

filme bok atanların filmi anlayacak kapasitede olmadıklarını düşünüyorum. anlamıyosan "anlamadım" de kardeşim. zeki insanları bu filmden mahrum etmeye ne hakkın var?? ;) şahsen senaryosunun dudak uçuklatıcı farklılıkta olduğuna inanıyorum. bu filmi izledikten sonra hep "ulan bu senarist bu kafaya nasıl ulaşmış bee,muazzam" diye düşünürüm. senaryosunun mükemmelliyetini, aldığı oscar'dan da tahmin edebileceğinizi düşünüyorum.

“dalgaların oradaydın. seni uzaktan görebiliyordum. “ne garip, birinin sırtını çekici buluyorum” diyordum. sonradan çok seveceğim ve en sonunda nefret edeceğim montunu giymiştin.” (joel)

lanet film ömrümden 2 saat çaldı aklıma geldikçe sinirleniyorum

benim hoşuma gitti i̇zleyin bence

türkçe çevirisini sil baştan demişler. şey gibi sweet november gibi ona da kasımda aşk başkadırdemişler

muhteşem bir film. birçok boktan geyiğe (isminden dolayı) meze edilip iç edildi. aşk acısı hiç bu denli güzel anlatılmamıştı. can yakan bir film. (bkz: bir insan vazgeçmek)

yani diyor ki; eternal sunshine of the spotless mind.

sırf jim carrey abimiz için izlediğim filmdi. pişman mıyım? asla. beklentim daha mı fazlaydı? kesinlikle. "biriyle bu kadar zaman harcayıp da onun tamamen yabancı biri olduğunu öğrenmek ne büyük kayıp."

deli divane hayranı olduğum jim carrey'nin en güzel filmlerindendir. biraz kafa yakar hatta baya yakar noluyo laağğn moduna sokar adamı.

“bana hiçbir şey anlatmıyorsun joel. ben kapağı açık bir kitap gibiyim.sana herşeyi anlatıyorum.her utanç verici ayrıntıyı...bana güvenmiyorsun.”

mükemmel bir film. sonunda dumura uğrayıp pıt diye gözyaşlarınızı akıtıyorsunuz.. tavsiye ediyorum. 7.8/10

"ben hep hayatımı tam olarak yaşayamadığımı düşünüp kaygılanırım."

İtörnıl șansarn of dı sportlıs martta diye okunur

karakterler, rastlantılar, unutup yeniden aşık olmak, birbirini olduğu şekilde kabul edebilmek gibi güzel şeyler kalmıştı aklımda ve.. birçok şeyi unutmak isteyen biri olarak acaba gerçekten her şeyi silmek ister miydim diye sorgulatan bir film.

türkçe çevirisinin 'sil baştan" olması beni hala güldürür. iyi emek verilmiş bir çeviri.

Hala izlemedim. İzlememe sebebim etkileneceğim şeylerden genelde uzak dururum. Böyle de net biriyim. Edit: şimdi izledim. güzeldi diyeyim çok sevdiğim yüzler var. Fakat beklentimin altında mıydı? kesinlikle. (bkz: Kate winslet) ve (bkz: Jim carrey) nın çift uyumları, auraları mükemmel. akış ve kurgu öngörülebilir. Anıların silindiği sahneleriyse, dönemin teknolojisine göre de başarılı buldum. yılına, zamanına göre keyifli ve kült iştir.

eden bulur, sanma sakın kalır yanına

çok güzel filmmiş ya bu! ben bunu çocukken izlemiştim ve bir bok anlamamıştım haliyle. ne bileyim o zamanlar aşk ne, acısı ne? kate winslet'ın bir adama kasıklarını göstermesi bile bana aşırı ütopik gelmişti. haliyle anlamsız bir film olarak zihnimde yer edinmişti. bugün, hadi şunu adam gibi bir izleyeyim dedim. ve çok beğendim. vıcık vıcık olmayan bir aşk acısı, güzel işlenmiş. insanın mayası işte, her seferinde sonunu bile bile aynı hataları severek işlemek. jim carrey ve kate winslet aşırı iyiydi. bu filmin özeti sanırım, ne yaşarsan yaşa iyisiyle kötüsüyle de olsa hatırla. unutmaya çalışmak daha acı verici. bana öyle geldi en azından.