bugün
yenile
    1. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      o zamanlar çok sevdiğim bir kız arkadaşım var sekiz senedir birlikteydik. i̇lişkinin sonu gelmiş gbiydi. ayrılmak istiyordu. ortada elle tutulur bi sebep yoktu ama klasik laflar "seni artık sevgilim olarak göremiyorum, eski heycanım yok vs" laflar ediyordu. ben de ilişkiyi kurtarmak için elimden gelen ne varsa yapma derdindeyim. bu arada ben ıspartada yüksek lisans yapıyorum o da malatyada tıp fakültesi 5. sınıfta. yüksek lisans ders dönemi bitti tez dönemine geçeceğim artık. kıza dedimki: "ya uzaktan zor oluyor izin ver gelip malatyaya taşınayım hem tezimi yazarım hem de ilişkimizi kurtarırız." sonuçta 8 sene az değil. çok zor oldu, çünkü kafasında bitirmiş gibiydi ama beni de üzmek istemiyordu kabul etti tamam gel dedi. neyse o ara ısparta da öğretim görevliliği kadrosuna da başvurmuştum ama kıza söylememiştim çünkü o kdr bi paylaşımımız dahi kalmamştı. başvurduğum kadroyu kazandım süleyman demirel üniversitesinde öğretim görevlisi oldum. şimdi son durum şöyle; kızı çok seviyorum, malatyaya gitmek için zar zor rızasını aldım. gidip ilişkiyi düzeltmem gerekiyor yani en azından yanyana daha fazla vakit geçirmem olmuyorsa da olmadığını görmem gerekiyor. ee ama ıspartada da öğretim görevliliğini kazandım. kıza söylesem onun işine gelecek, gelme orda kal işine bak diye bahanesi olacak. neyse öğretim görevliliğinde yeni olduğum için haftalık 16 saatlik bir ders aldım ve bu dersleri iki güne yaydılar. diğer günler okula gitmeme gerek yok. sadece pazartesi ve salı günleri dersim var kalan günler boş. olan işleri de evden yapabileceğimi söylediler.(bu durum sadece ilk sene için geçerliydi). ‌neyse kız arkadaşımla aramı da düzeltsem bana göre hayatım kurtuluyor. bunun için bişeyler yapmalıydım. ben de kalktım ıspartadan malatyaya gittim. bu arada yıllarca malatyaya gittiğim için söyleyyim hemen iki şehir arası mesafe yaklaşık 15 saat. gittim kız arkadaşıma haber verdim gittiğimi. ayrıca bütün eşyalarımla gittim. 8 parça eşyayla. çoğu da büyük valiz. anam ağlamıştı onları taşıcam diye. neyse malatya da eşyalarımı otogarda emanetçiye bıraktım sırt çantamı aldım düştüm malatya sokaklarına ev aramaya. evet ev arıyorum çünkü malatyaya yerleşicem ve ıspartadaki okula malatyadan gidip geleceğim. böyle bi karar aldım. ne yardan geçebildim ne işten. tabi kız arkdaşımın(!) haberi yok hala bu durumdan. i̇lk gün bulamadım ev. malatyaya her gittiğimde kaldığım bi pansiyon var oraya yerleştim ev bulana kadar. bu arada da şubat ayındayız malatya bi soğuk bi soğuk anlatamam. gündüzleri kar da soğukta ev arıyorum geceleri pansiyondayım. bu arada geleli üç gün oldu ne ev bulabildim ne de kız arkadaşım(!) "ya gelmişsin naptın nettin diyip görüşmedi" malatya da birbaşımayım. neyse zor oldu bi ev buldum. malatyayı bilenler varsa adliyenin tam karşısındaydı bulduğum ev. adamla anlaştım aldım anahtarı girdim eve. snra gidip otogardan eşyalarımı getirdim. ev eşyalıydı zaten yerleştim eve. neyse bu süre zarfında bi kere görüştük yemek yedik sağolsun. o ara okul ara dönemde olduğu için rahatım ıspartaya gitmeme gerek yok. ben ilişkiyi kurtarmak için gittim malatyaya ama sağolsun yavru ceylanım görüşmüyor bile benimle. ben de benimle zorla görüşmesini istemediğim için ısrar etmiyorum. ‌‌neyse çok uzattım bağlayayım konuyu. ispartada okullar açıldı. ben de malatya da 6 ay kaldım. altı ay boyunca her pazar malatyadan ıspartaya gittim pazartesi derse girdim gece ıspartada kaldım. salı günü derse girdim. ders bitince tekrar malatyaya döndüm. 6 ay her hafta bunu yaptım. dediğim gibi yol yaklaşık 15 saat sürüyor. afedersiniz ama otobüs koltuklarında oturmaktan totoşum yara oluyordu. üstelik ıspartaya gidip geldiğimden haberi bile yoktu. arayıp sormuyordu. görüşme deseniz ayda bi kere belki. abartmıyorum altı ayda 6-7 kere görüşmüşüzdür. en son bi gün kahvaltıya çağırdım akşamdan. sabah gel kahvaltı edelim dedim, bakarız dedi. gelir diye düşündüm sabah erkenden kalktım markete gittim alışverişe. özeniyorum onun için. güzel bi kahvaltı hazırladım kuş sütü eksik derler ya aynen öyle. bekliyorumki gelsin. gelmedi valla. sağolsun gelmedi. tamam dedim, orda pes ettim. akşam gittim kaldığı yurdun kapısına. sağolsun indi aşağı. (hala aynı düşüncedeyim çok iyi bir insandı. benim orda olmam onun üzerinde bir baskı oluşturdu. dersleri zaten çok ağırdı, bi de ben gittim iyice uçtu kafası. benimle görüşse olmuyor, görüşmese olmuyor. hisleri kalmamış, hissetmiyor. bişey de diyemezsinki. dışarı cıkmak arkadaşlarıyla olmak istiyor ama benimle görüşmeyeceği için kendini suçlu hissediyor ve bir sürü şey) ‌neyse indi aşağıya yurdun kapısına. gidiyorum ben dedim. derslerine odaklan daha fazla stres yapma dedim. ağladı. o da işin içinden çıkamıyordu çünkü. helalleştik. topladım eşyalarımı döndüm ıspartaya. ‌nerden geldi bunu anlatmak derseniz sözlükte"fedakarlıkla enayilik arasında ince çizgi" diye bi başlık gördüm ordan aklıma geldi. 6 ay boyunca her pazar ve salı 15 saatlik yolu çekmem ya da işte bişeyler yapmaya çalışmam fedakarlık mı enayilik mi karar veremedim de. ‌saygılarımla. ‌ ‌not; çok uzattığım için affedin ama bu yaşadıklarımın kısa hali.
      2hayat hikayelerin beni etkiliyor. - karanligin huzurunda 17.11.2019 01:00:13 |#3768312
      1bi de buraya yazamadıklarım var.. bir de bu yaşanmışlıklar beni de zamanında çok etkilemişti.:) - murce 17.11.2019 01:04:39 |#3768322
      2ben okurken etkileniyorsam yaşamak nedir kim bilir :) ama şöyle ki; büyük şeyler yaşamamışsın benim hayatımdan bakınca. ben ne biriyle sekiz yıl birlikte olabilirim, ne o benim için gelir ne ben gidebilirim... benim hayatımın hikayeleri günlük. seninki ömürlük :) - karanligin huzurunda 17.11.2019 01:06:52 |#3768399
      butun yorumlari goster (5)
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      had bilmek ve bildirmek üzerine; link
    3. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sene 2009 muğla da öğrenciyim. öncelikle muğlayı bi öveyim. gerçekten harika bi şehir. beş sene okudum gez gez bitiremedim. bodrum, akyaka, marmaris, datça, ortaca,dalyan, göcek,köyceğiz, fethiye vs. hepsi cennet. en büyük eğlencemiz haftasonu otostopla buraları gezmek. yine bir haftasonu arkadaşımla otostop çektik bodruma gittik. giderken 5 araç falan değiştirdik. gittik bodrumda gezdik eğlendik vs dönüş yoluna koyulduk yine otostopla. bodrumun çıkışındaki yokuşta bi yarım saat otostop çektik. sonunda peyman kuruyemişin arabası durdu. üzerimde de tuttuğum takımın forması var. (memleket takımı tutuyorum). adam galatasaraylı ama tuttuğum takıma da sempatisi varmış formayı görünce durmuş. normalde yasak birini almamız ama dayanamadım aldım sizi dedi. bu peyman abiyle milasa kadar gittik. orda indik. muğlaya devam etmemiz gerek. milasta anayol üzerinde bi kenarda otostopa başladık yine. abartısız söylüyorum 5 saat bekledik. i̇nat ettik otostopla döneceğiz muğla merkeze. sonunda beyaz bir golf durdu(plakası net aklımda 48 xxx 30) bindik arkaya hemen. şoför erkek, yanında allah sevdiğine bağışlasın çok güzel bir kadın var. sevdiği de şoför zaten heralde 😂 neyse biz şaşırdık bu çift bize neden durduki diye. sonra gözümüz birden şoför koltuğunun arkasındaki rakı ve vodka şişelerine takıldı hemen ardından da şoförün yanındaki bardaklıklardaki biraları farkettik. çiftimiz zil zurna sarhoş. seyreyle sinemayı. yani arabada öyle bi ortam oluştuki; susurluk sanki. şöyle anlatayım; adam direksiyonda kadın yan koltukta. adam ellerini bırakmış bi elinde bira var diğer eli camdan dışarda. kadın yandan direksiyonu kontrol ediyor ve 120 ile gidiyoruz. belki 120 az gelmiş olablir ama milas muğla yolunu bilenler pek düzlük yok o yolda bilirler. adamın annesi aradı anneyle konuşuyo hoparlörü açtı biz de duyuyoruz. anne birden adamın yanındaki kadına sövmeye başladı ama ne sövmek. kadın da başladı adamın annesine küfür etmeye. karşılıklı ciddi ciddi küfürleşiyolar adam gülüyor. biz de arkada bildiğimiz duaları okuyoruz. yani o anı dün gibi hatırlarım. herkesin bi sonu var benm sonunda bu sarhoşların elinden olacak diye düşünüp dua ediyordum. neyse kapadılar telefonu adam direksiyonu kendi kontrol etmeye başladı. muğla yatağan ışıklarında durduk. o ara yanımıza bi traktör yanaştı. bizimkilerde kavgayla karışık muhabbet ediyor. yeşil ışık yanınca traktör bizden önce kalktı. adam bunu farkedince bozuldu vay sen nasıl bizden önce kalkarsın diye traktörle yarışıp makas atmaya başladı. "abi yapma etme altında golf var bırak şu traktörü falan" diye adamı sakinleştirmeye çalışıyoruz. gençler merak etmeyin sizi bıraktıktan sonra öleceğiz biz, size bişey olmaz rahat olun diye sözde bizi yatıştırıyo mal. ( bu arada konşurken arada öğrendik bu çift bodrumda düğünden çıkmış marmarise gidiyor düğünde içtikleri yetmemiş yolda da devam ediyorlar) neyse traktör faslını atlattık yatağandan çıktık muğla yoluna daldık. orası düz yol ama bu kez de yol çalışması varmış. yol tek şeride düşmüş gidiş geliş aynı yoldan yapılıyor yaklaşık bir iki kilometrelik mesafede. önce gayet normal yavaşça gidiyorduk snra ya başlarım böyle işe deyip ibreyi 150 dayadı karşıdan gelenlerin şeridine geçti. abartmıyorum hayatım film şeridi gibi gözümdem geçti. lan anama babama ne dicekler sarhoşun arabasında ölüp gitmşim. karşıdan kamyon geliyor selektör yaka yaka. yan sıfır mübalağa kamyona çarptık çarpcaz biz arkadaşla sarıldık kapadık gözleri yandaki kadın da hayııııırrrr diye bağırdı. aha dedim gittik. o sarhoş adam nasıl yaptıysa birden direksiyonu kırdı kendi şeridine. allahım ecel terleri döktük. kimsede çıt yok. herkes sersemlemiş durumda. bu arada o kamyonda bize çarpmamak için manevra yapmış kaza yaptı yol kenarındaki tarlaya daldı devrildi. biz kendimize geldik "abi dur, bakalım adama, napıyosun, bu nasıl araba kullanmak vs" bağırıp çağırdık. adam yok durmam olan oldu diyor. abi dur inicez biz. hayır daha muğlaya gelmedik. neyse öyle böyle girdik muğlaya. i̇ndirdi bizi bi yerde. i̇ndiğimiz yere yakın bi yerde polis kontrol noktası vardı. plakayı almıştık zaten koşa koşa gittik polislere plakayı verdik durumu anlattık. polis anons geçti, biz de orda oturduk detaylıca anlattık durumu, marmaris yolunda çevirmşler almışlar adamı. kamyon içindeki adama da bişey olmamış allahtan onu da öğrendik. bu olaydan sonra bi süre tövbe ettik otostopa. bi süre dediğim, bi sonraki haftasonu datçaya gidene kadar. bu da böyle bi anımdı. saygılar