bizim büyük çaresizliğimiz

yönetmenliğini seyfi teoman'ın yaptığı 2011 yılında vizyona giren türk filmi. barış bıçakçı'nın aynı isimli romanından uyarlanmıştır. "dostum herşeyin farkında olduğun için mi yalnız ve mutsuzsun?" gibi güzel replikleri olan film. (bkz: ilker aksum) (bkz: fatih al) film, geçmişe dayalı dostlukları olan otuzlu yaşlardaki ender ve çetin’in yaşamlarından bir kesiti konu alıyor. çetin, yıllar sonra ankara’ya dönmüş ve ender'le bir ev tutarak tekrar bir araya gelmiştir. bu sırada yakın arkadaşları fikret de almanya’dan türkiye’ye tatile gelmiştir. bu tatilde bir trafik kazasında anne ve babasını kaybeden fikret'in yeniden almanya’ya dönmesi gerekir fakat ortada bir sorun vardır: artık yalnız kalan kız kardeşi nihal. nihal, ankara üniversitesi’nde öğrencidir ve okulunun bitmesine iki yıl vardır. fikret’in nihal’i emanet edebileceği kişi ise ender ve çetin’dir. fikret, nihal’i arkadaşlarına emanet eder ve almanya’ya geri döner. artık evde üç kişi yaşıyordur. nihal anne ve babasını kaybetmiş olmanın yarattığı travmayı yaşarken ender ve çetin’le iletişim kurmak istemez. fakat zamanla bu üç kişi arasında mecburiyetin de etkisiyle ismi konulamayan farklı bir yakınlaşma doğar. müzikler şahane grup sakin e aittir. https://www.youtube.com/watch?v=5nOSmNDWJgI

barış bıçakçı'nın iki yakın arkadaşın aynı kadına aşık olması üzerinden büyük çaresizliği,varoloşu anlattığı bir solukta okunan roman.

üniversitede sınavının bittiği gün ablamın bana hediye ettiği kitaptır. hemen okumaya fırsat bulamamıştım. hayatımın en zor dönemlerinden birinde okuyabildim. adının hakkını veriyor tamamen çaresizliğin, insanın kabullenişinin masumiyetini anlatıyor. --- spoiler --- "o bahar bize eksik yanlarımızı, hiç tamamlanmayacak şeyleri hatırlatarak gelmişti." --- spoiler ---

--- spoiler --- sonra sustum.çok konuşunca olan şey:konuşmak,anlatmak,anlamsız gelmişti birdenbire.belki de,katlanıp kaldırılması gereken şeyleri buruşturmuştum. --- spoiler --- --- spoiler --- ama işte kaçtığın yerdesin yine! nihal,bu dünyanın acılarının da tıpkı dünya gibi yuvarlak olduğunu kanıtlıyor. --- spoiler ---

--- spoiler --- ''uzun bir süre konuşmadan oturduk. gitmesin istiyordum. orada otursun, bakışlarıyla beni dinlendirsin, anlattığım şeylerin onun için çok değerli olduğunu belli etsin istiyordum. bunu belli etmezse kırılıp döküleceğimi anlasın istiyordum.'' --- spoiler ---

--- spoiler --- benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum.hala da öyle! --- spoiler --- enfes bir barış bıçakcı romanı. genç bir kadına aşık olan orta yaşlarda iki çok yakın arkadaşın hikayesini anlatıyor..

--- spoiler --- ''birlikte geçirdiğimiz o güzel günlere ne olmuştu? benim aklım hep o günlerdeydi. ne olmuştu o günlere? yaşanan şeyler ne olur çetin, nerede durur? hatırlamaya ve belleğe ilişkin eğretilemeler beni kesmiyor. tozlu tavan arasına girmek, eski bir sandığı açmak, sararmış bir defterin sayfalarını çevirmek filan diyorum, beni kesmiyor. geçmişimizle bağlantı kurmanın tek yolu hatırlamak mıdır? başka bir eylem yok mu? olamaz mı?'' --- spoiler ---

yaklaşık bir yıl önce okumuştum, az önce aklıma geldi. kitabın o atmosferi hala aklımda. tekrar bi karıştırayım kitabı.

"siyah dalgalı saçları, mayalı hamurdan yapılmışa benzeyen bir burnu ve seyrek kirpiklerinin süpüremediği koyu bakışları vardı. o an bu bakışları hep üzerimde hissetmek, o koyu kahverengi gözleri her zaman görmek istedim. aşıklar böyledir işte nihalciğim, kısacık bir anı bütün ömürlerine yaymak isterler."

trajik bir kaza sonucu aynı evde yaşamak zorunda kalan iki adam ve bir kadın. zamanla kadına aşık olan iki adam. barış bıçakçı romanı.